Kompakt SUV’lerin yeni yaygınlaşmaya başladığı bir dönemde belirerek Volvo’nun yeniden gündeme girmesini sağlayan XC60, ilk neslinin ortaya çıkışından 9 yıl sonra yeni nesli ile 2017 Cenevre Otomobil Fuarı’nda sergilendi. Avrupa’nın en çok satan Premium kompakt SUV’si olan ve dünya genelinde Volvo satışlarının %30’unu tek başına üstlenen XC60; yeni neslinde de onu farklı kılan niteliklerini sürdürürken markanın güncel çizgisine ve müşteri beklentilerine uyum sağlıyor. İlk nesli ile Volvo’nun yeni tasarım anlayışını ilk kez sergileyen model, bu sefer ilk kez XC90’da kullanılan tasarım çizgisini benimsiyor. Markanın aktif yaşam tarzına yönelik otomobil geleneğini sürdüren model; ciddi bakışları sayesinde üst düzey bir izlenim oluştursa da lüks ve Premium karakterden çok konfor, özgürlük ve çok yönlülük vurgusu taşıyor. Yüksek oturma pozisyonu ve geniş görüş açısı ile sürücüsüne yola hâkimiyet hissi sunan XC60; markası, tasarımı ve konforu ile kendini güvenilir ve güçlü bir otomobil olarak tanıtıyor. Model 4688 mm uzunluk, 1902 mm genişlik, 1658 mm yükseklik değerleri ile Audi Q5, Mercedes-Benz GLE ve BMW X3 karşısında konumlanıyor. XC60 tasarımı ile Almanların ön planda olduğu rekabet sahnesinden ayrıştırıyor ve adeta başka bir klasmanın otomobili haline getiriyor. Kimseye benzeme kaygısı olmayan, ucuz arazi aracı numaralarından uzak, özgün bir İskandinav tasarımı ile XC60 kendi yolunu çiziyor. 90 serisi modellerle SPA platformunu paylaşan model, çizgiler ve şekiller dışında pek çok tasarım ögesini de ailesinin diğer modellerinden aktarmış. Nötr ve zamansız çizgiler her göze hitap etmeyi başarsa da, burunda güçlü bir kişilik sivriliyor. Uzun kaputun vurguladığı ızgara, kalın krom çerçevesi ile üç boyutlu görüntü kazanıyor. Izgaraya bağlanan farlar ise “Thor’un çekici” LED gündüz farları ile ışıldıyor. XC60’ı daha ihtişamlı kılan uzun silüet aynı zamanda aracı rakiplerinden de büyük göstermekte. Premium olduğunu haykırmadan, sükuneti ve sadeliği ile değerli bir obje halini alan araç markanın kökenlerini de başarıyla yansıtıyor. Soğuk, hafifçe dalgalanan metal paneller ve güçlü kontrastlar XC60’ın bir İskandinav otomobili olduğunu doğaya çağrışımla hatırlatıyor.
İç mekan “bir oda tasarlama” ideali ile yaratılmış. 90 serisi modellerin başarılı kabininin yankıları devam ediyor. Orta konsolun merkezindeki büyük dokunmatik ekran pek çok fiziksel düğmenin işlevini üstlenirken görüntüyü de sadeleştiriyor. Ekranın dikey yerleşimi ise daha çok bilginin sunulmasına imkan tanıyor. Multimedya sistemi sesle kontrol edilebiliyor; Apple CarPlay ve Android Auto arayüzlerine erişim sağlıyor ve Sensus navigasyon sistemi ile geliyor. Kabinin temiz, anlaşılır mimarisi kaliteli malzemeler ve modern teknoloji ile anlamlı ve hatırlanır kılınmış. Gerçek ahşap ve mat metal yüzeyler soğuk ama sıcak bir atmosfer yaratmakta. Koltuk etiketleri ve metal konturlardaki İsveç bayrakları marka kimliğini geliştiriyor, kökenlerle özdeşleştiriyor. Konsolun yatay yüzeyindeki kristal kontrol tekerleği ilgi çekici görünüyor. Clean Zone 4 bölgeli klima sistemi havayı zararlı ve atık maddelerden temizleyerek kabinin huzuruna katkıda bulunmakta. Bowers & Wilkins ses sistemi şık elemanları ile kabin genelinse görsel ve işitsel yöntemlerle varlığını hissettiriyor. 505 litrelik bagaja tampon altına ayak değdirilerek erişilebiliyor. XC60 sınıfının ve Volvo ailesinin en güvenli mensubu olarak geliştirilmiş. IntelliSafe paketi altında standart olarak sunulan donanımlar bile etkilemeyi başarıyor: Adaptif hız sabitleme, takip mesafesi hız göstergesi, sollama yaparken çarpışma riskinde otomatik şeride dönmeyi sağlayan Oncoming Lane Mitigation, trafik işareti okuma, elektronik denge kontrolü ve yokuş kalkış desteği listede yer alan donanımlardan yalnızca birkaçı. Steer Assist özellikli City Safety sistemi araç, yaya veya hayvanlarla çarpışma riski tespit edildiğinde uyarı ve fren müdahalesi gerçekleştiriyor. Steer Assist ise sürücünün eyleme geçmesi durumunda iç tekerleri frenleyerek manevraları hızlandırıyor. Geri trafik takibi özellikli kör nokta algılama da sisteme eşlik ediyor. Opsiyonel havalı süspansiyon sürüş modları ile farklı konfor ayarları sunmakta. İsveç-Torslanda fabrikasında üretilecek olan XC60, başlangıçta tamamı 4×4, 8 vitesli otomatik şanzımanlı modellerle satışa sunulacak. Dizel motorlar 190 beygirlik D4 ve 235 beygirlik D5 PowerPulse olarak sıralanıyor. Benzinli seçenekler ise 254 beygirlik T5 ve 320 beygirlik, turbo ve süperşarjlı T6. Performans ve yeniliğin zirvesinde ise T8 yer alıyor: Elektrikli ve benzinli motorları ile bir plug-in hybrid olan model, toplam 407 beygir güce ve 5.3 saniyelik 0-100 km/s hızlanma süresine sahip.
Burun tasarımı düz çizgiler kurallı çizgiler ile ciddi bakışlara kavuşuyor. Merkezdeki altıgen ızgara düz bir üst kenara ve görüntüyü yumuşatan kademeli bir alt kenara sahip. Kalın krom çerçeve yanlara doğru içeri bükülüyor ve ızgaraya üç boyut kazandırıyor. Sık aralıklı ince uzun dikdörtgenlerden meydana gelen desen Volvo logosunun gölgesinde kalıyor. Bağımsız ve büyük çaplı marka logosu farlar ile dolaylı bir bağa sahip: Kalın çemberin içindeki ince marka adı kalın farların içindeki ince LED aydınlatmalara benziyor. Farlar, ailenin diğer modellerinden farklı olarak ızgaraya ince bir parmakla birleşiyor. Arkadan öne paralel biçimde, hafifçe alçalarak uzayan alt ve üst kenarlar ızgaraya doğru bükülüyor, far alanını inceltiyor ve burun ortasına ilerlemeye devam ediyor. Farlara canlılık kazandıran LED aydınlatmalar da bu parmak içinde devam ediyor. “T” şekilli LED şeridi, harfin simetri ekseni doğrultusunda bölünmüş, iki koldan oluşuyor. Farların arka yan kenarı üst kenara doğru uzarken gerginlik yaratıyor, LED şeritleri de iki koldan bu gerginliğe uyum sağlıyor. Far alt ve üst kenarlarının yine de oldukça düz görünmesi sayesinde XC60’ın bakışları hala oldukça nötr. Burnun alt yarısındaki detaylar basit şekilleri nedeniyle öne çıkmaktan uzak, üstteki detayları destekleme işlevine sahipler. Gövde rengi paneller ana ızgara sonrasında içeri doğru derinleşiyor ve ikincil hava girişlerine yuva oluşturuyor. Ana ızgara altındaki geniş açıklık düz alt ve üst kenarlara ve aşağı doğru genişleyen yan kenarlara sahip. Farlar altındaki siyah zeminler de bu yan kenarları tekrarlıyor, hafifçe yükselerek gözleri yan cepheye yönlendiriyor. Ana ızgaranın alt köşelerinden başlayan çizgiler yanak bölgesindeki açıklıkları sarmalıyor, ızgara altında derinleşen bölgeyi sınırlıyor. Derin bölge farklı ışık yansımalarına sebep olduğundan, yüzün sakal çıkan alanına benzemiş. Burnun altından geçen gövde rengi şerit orta bölgede düz, yanlarda ise yükselen bir ilerleyişe sahip. Farlar altındaki siyah bölgeler hizasında bu şerit de bir açıklığa ev sahipliği yaparak görüntüyü detaylandırıyor. Şeridin orta ve yan bölgeleri arasındaki ayrım eğik çizgilerle belirginleştirilmiş. Ön cam yanı kirişlerden öne uzayan çizgiler ızgaranın üst köşelerine ilerlerken inceliyor ve silikleşiyor. Kaputun uzunluğu çizgilerin incelmesi ile vurgulanırken genişlik far ve ızgara grubunun büyüklüğü ile fark ediliyor.
XC60’ın ihtişamlı ön cephesini önceki model ile güncel tasarım anlayışını birleştiren bir yan cephe izliyor. Yüksekliğe kıyasla uzunluğu ile ön plana çıkan yan camlar mat krom çerçeve ile vurgulanmış. Çerçeve arka yan kenar hizasında kalınlaşarak şekli hafifçe geriyor. Kaputun üst kenarı yan cepheye doğru düzleşmişken, yan camların alt kenarı bu çizgiyi devam ettiriyormuş gibi görünüyor. Ön kapıda sivri bir köşe ile başlayan cam şekli, arka kapıya kadar düz ilerleyen ve üçüncü cam altında yukarı kalkan alt kenarla devam ediyor. Alt kenarın tavana paralel üst kenara bağlantısı arka cama paralel bir kenarla sağlanıyor. Bu kenar vasıtasıyla arka camın eğikliği ve atletik duruş vurgulanmış. Cam geçişlerindeki kalın, camsı siyah yüzeyler ışıltılı görüntüleri ile kalite hissine katkıda bulunuyor. Tavan boyunca ilerleyen alüminyum çıtalar sportif ve çok yönlü kişiliğe gönderme niteliğinde. Gövde panelleri yan camlar sonrasında hafifçe çıkıklaşıyor, yumuşak ve yavaş bir bombe ile gövdeyi şişkinleştiriyor. Kapı kolları da bu hizada konumlandırılmış. Tekerlekler arasında ise özgün bir tasarım detayı ile dikkatler dağıtılıyor. Yamuk biçimli bir derinlik ve derinliğin simetriği şekle sahip bir çıkıklık, beraber bir çekirdek veya altıgen şekli oluşturacak şekilde kapıların altında yer almakta. İki şekil arasındaki boşluk görüntüyü ilginç kılıyor. Fazla yüksek görüntüyü engellemek amacıyla eklenen detay belki de gereksiz düzeyde karmaşık olmasına rağmen son derece doğal görünüyor. Üstteki derinliğin ön ve arka cama paralel kenarları bu karmaşık şeklin genele uyum sağlamasına yardımcı oluyor. Tekerlekler hafifçe çıkıklaştırılmış ve gövde rengi zemindeki yarım çember şekilli çizgilerle vurgulanmış. Jant tasarımları ince kolları ve ufak merkezleri ile şık görünüyor, büyük ölçekli detaylara zıtlık oluşturuyor. Kapı kolları hizasındaki bombe, arka kapı kolu üzerinde başlayan omuz çizgisi ile kesiliyor. Hafifçe dalgalan sivriltilmiş omuz çizgisi arka cephede stopların kalınlaştığı bölgede sona eriyor. Eğik arka cama spoylerin bitmesiyle eşlik etmeye başlayan stoplar, aşağı doğru kalınlaşıyor, yana doğru çıkıklaşıyor ve sona ererken kapak ortasına bir tırnak uzatıyor. Tırnak ile beraber oluşan “C” benzeri şekil marka adının yer aldığı gövde rengi zemini vurguluyor. Kademeli köşeler ve arka cam alt kenarındaki basamak ile bu yüzey özel bir görüntüye kavuşmuş. Stoplar koyu kırmızı kapaklara ve parlak LED şeritlerine sahip. Far şeklini taklit eder biçimde kalınlaşan şeritler XC60’ı arkadan bir Volvo olarak tanınır kılıyor. İki lambanın tırnağı arasındaki derinlik plakaya yuva oluşturmuş. Bagaj kapağı aynı seviyede devam ederken tampon çıkıklaşıyor ve yükseliyor. Belirgin SUV görüntüsüne iki uçtaki krom egzoz çıkışları ile hafif bir spor otomobil havası da üflenmiş. Dikdörtgensel çıkışlar hafifçe yuvarlatılmış köşelere sahip. İki uçtaki çıkışlar birbirine siyah bir zemin aracılığıyla bağlanıyor. Zemin üzerinde yeniden beliren beyaz panel görüntüyü aşırı sportif görünmekten kurtarıyor ve modelin saygın çizgisini sürdürüyor. Model, önceki nesildekine yakın yan cam şekli ve alanı ile klasmanını belli ederken, yeni tasarım detayları ile modern bir sanat eserini andırıyor.
İç mekan sakin çizgileri ve sade yüzeyleri ile rahatlamaya teşvik ediyor. Sürücü karşısındaki üç kollu direksiyon, yumuşak köşeli karesel merkezi ile özgün görünüyor. Direksiyon iç ve dış yüzeyleri kabinin tema renklerini sürdürüyor. Gerideki gösterge paneli ön cam altı panelin hafifçe yükselmesi ile zarifçe vurgulanıyor. İki ana gösterge sade yazı tipleri ile sürüş bilgisini anlaşılır biçimde sunuyor. Ön cam altı panel hafifçe alçalıyor ve orta konsolun da üst sınırını belirliyor. İki yanından havalandırma çıkışları ile sarılan dokunmatik multimedya ekranı cilalı alt yüzeyi ile kaliteli his veriyor. Ekran pek çok işlevi üstlenmesine rağmen oldukça sade bir arayüze sahip. Havalandırma çıkışları krom çerçeveleri ve orta kanatları ile öne çıkıyor. Gözlerin ilgisini çekmeleri bir yana, çıkışlar ön panel yüzeyinden de bir kademe öne çıkarılmış durumdalar. Yandan bakıldığında kalınlığı fark edilen çerçeveler ön panelde bir kademelenme yaratıyor. Orta konsolun altından devam eden kumaş kaplama ön yolcu karşısında yükseliyor, kapıya bitişik havalandırma çıkışı altında yeniden alçalarak dalgalanıyor. Dalgaların şekli krom kontur ile vurgulanmış. Dikey konsol sonlanmadan temel işlevler için fiziksel düğmeleri sıralıyor. Yatay konsol ise geniş ve düz yüzeyi ile ferahlığı pekiştiriyor. Vites kolu gerisindeki zarif desenli kontroller dokunsal kaliteyi geliştirmekte. Kapı panellerinde ve ön cam altındaki ses sistemi parçaları metal görüntüleri ile ışıldıyor ve kabine renk katıyorlar. Kapı kollarının uzun, halka şekilli yapısı hareketlilik yaratıyor. Kapı panelleri ön panel kadar hareketli olmasa da, geriye doğru çekilme hissi yaratarak yolcuları yaslanmaya yönlendiriyor. XC60, boyutları ve hacmin verimli kullanımı sayesinde arka sırasında 3 kişiyi rahatlıkla ağırlıyor. Hobi kullanımına uygun arka bölüm hacmi aracın özgürlük boyutunu güçlendiriyor. XC60, mütevazı görüntüsüne rağmen lüks ve becerikli bir kompakt SUV. “Ana akım” Alman SUV’lerine denk, “niş” bir alternatif olarak 2017 yazında satışa sunulması bekleniyor.