İlk DS modeli DS3, Citroen’den kopuşu ikinci makyajı ile resmileştiriyor. Bugüne kadar 390.000 adet üzerinde satılan modelin 2016 Cenevre Otomobil Fuarı’nda sergilenecek sürümü Citroen izlerinden tamamen arındırılmış, DS’in en küçük temsilcisi halini almış. Eskinin “Fransız otomobili”ni yeniden canlandırmaya çabalayan, Fransız tarzının otomotiv sektöründeki temsilcisi haline gelen DS, ikonik tasarımlı modelini tasarım düzeltmeleri ve donanım eklemeleri ile güncelliyor. Konfor, stil ve çok yönlülüğü ile üç kapılı küçük sınıf otomobiller arasında fark yaratan model, günlük kullanımı zevkli hale getiriyor. Makyaj beraberindeki değişiklikler, DS’in pazarda Premium bir marka olarak yer edinme çabalarını ortaya koyuyor. DS 3, 3.95 metre uzunluk, 1.71 metre genişlik ve 1.46 metre yükseklik değerleri ile şehir hayatına kolaylıkla uyum sağlıyor ve klasmanını belli ediyor. Mini Cooper ve Fiat 500 gibi stil ikonlarını ana rakipleri olarak belirleyen model, günlük otomobil kullanımından zevk almak isteyen alıcıları da kendine çekiyor. Elden geçirilen tasarım bu ilgi çekme çabasını yansıtıyor. Kişiselleştirilebilirlik ve genç ruhu ile fark yaratan modelin başarılı özellikleri korunurken, güncel zevke uyum sağlamasını kolaylaştıracak detaylar özgün karakteri yeniden öne çıkarıyor. Farlar, bir önceki makyajda eklenen DS LED Vision aydınlatmalar ile ışıldıyor. 3 LED modülü ve xenon aydınlatmaların işbirliği ile oluşturulan aydınlatma görüşü iyileştirirken farklı bir ışık imzası da yaratıyor. Burun boyunca alçalan yeni ızgara DS logosunu gururla sergilerken, diğer modellerde de görülen “kanat” şeklini canlandırıyor. Farlara uzayan kollar, far şekline tam olarak uyum sağlayamasa da görüntüde bütünlük sağlamaya çalışıyor. Gerilen ızgara ile sivriltilen surat, farlar ve tampon detayları ile yeni, agresif bir ifade kazanıyor. Krom ve parlak detaylar ile cevherlere, lüks ürünlere gönderme yapılıyor ve Premium havası canlı tutuluyor.
Yan cephede değişim bulunmuyor, köpek balığı yüzgeci akılda kalan bir detay oluyor. Havada duruyormuş gibi görünen tavan, gövdeden farklı renk seçenekleri ile 78 dış renk kombinasyonu sunuyor. 4 tavan rengi seçeneği, ilk DS3’tekilerin aksine lüks ürünlere çağrışım yapan koyu renklerden oluşuyor. Stop lambaları 3D LED aydınlatmaları ile markaya göre “hipnotik” etki yaratıyor. DS3’ün kişiselleştirme imkanları tavan rengi ile sınırlı değil. 10 adet tavan deseni, gövde desenleri, ayna kapakları, dikiz aynası tutucuları, renkli orta konsol şeridi ve vites kolu; 3 milyona varan seçki yaratılabilmesini mümkün kılıyor. İç mekanın görünümünde büyük değişim bulunmuyor. Saat kayışlarını hatırlatan DS’e özel koltuk yüzeyleri, opsiyonel Premium nappa deri ile çok daha kaliteli hissettiriyor. Ön panel boyunca uzayan renkli şerit, boş alanlarında lazer ile işlenen desenleri sergiliyor ve orta bölgesinde yenilenmiş multimedya ekranına yer açıyor. 7 inçlik dokunmatik ekran, gelişen becerileri sayesinde orta konsoldan 20 düğmenin azaltılmasını sağlamış. Sesle kontrol edilebilen, harita ve telefon hizmetlerine erişim sağlayan sistem, iOS işletim sistemli cihazlar için CarPlay, Android işletim sistemli cihazlar için MirrorLink arayüzlerini sunuyor. DS3’ün güvenlik donanımları arasında önceki makyaj ile beraber eklenen aktif şehir içi fren dikkat çekiyor. 30 km/s hıza kadar ön camdaki lazer aracılığıyla yoldaki durağan ve hareketli nesneleri algılayan araç, çarpışma riskinde yavaşlama ve fren desteği sunuyor. Geri görüş kamerası da araç ile beraber alınabiliyor. Model, Türkiye’ye yalnızca 1.2 litrelik PureTech 110 beygir motoru ile ithal ediliyor. Motor EAT6 şanzımanla eşlenmiş ve 100 km’de 4.6 litre yakıt tüketiyor. Aracın fiyatı 70.000 TL seviyesinde. DS3, ülkemizde tek motor seçeneği ve tek model ile sunulsa da 8 motor seçeneği ile üretiliyor. Aracın ülkemizde sunulmayan ve öne çıkan bir sürümü ise 1.6 litre THP motorlu Performance modeli oluyor. 200 beygir güç ve 300 Nm tork üreten motor, 6 vitesli manuel şanzımanla eşlenmiş. Start&Stop sistemi de bulunuyor. Performance modeli iki egzoz çıkışı, spor koltukları, Torsen diferansiyeli ve yere 15 mm daha yakın oluşu ile standart modellerden ayrılıyor. DS3, henüz ülkemizde yaygınlaşmamış bir markanın ürünü olsa da, başlıca rakibi Cooper’dan yaklaşık 20.000 TL daha ucuz fiyatı ile sınıfın müşterisinin ilgisini çekmeyi başarıyor. İkinci el fiyatları ve alıcı bulma olasılığı hayal kırıklığı yaratabilir, ancak uzun süreli bir ilişkinin verdiği tatmin fikrinizi değiştirebilir. DS3, modern, eğlenceli ve şehir hayatına müsait bir otomobil. Ne aradığını bilen, yaygın olanı değil kendine yakıştırdığını seçen alıcıları bekliyor.
Burun tasarımı değişen ifadesi ile önceki sürümlerden ayrışıyor. Merkeze yerleştirilen ızgara burnun altına kadar uzarken yanlara genişliyor ve krom çerçevesi aracılığıyla farlara bağlanıyor. Çerçevenin düz alt ve üst kenarları genişliği vurgularken, yan kenarların “<” ve “>” şekli farlara uzama hareketini belirginleştiriyor. Kenarların yumuşak köşelerinden beliren kollar, şekilleri değişmeyen farların altına uzuyor ve yan kenara birleşmeden sonlanıyor. Krom kolların farlara birleşimi oldukça suni, hatta kötü görünüyor. Makyajın zoraki bir operasyon olduğunu hissettiren uyumsuzluk farların alt kenarındaki siyah açıklık ile belirginleşiyor. Kollar, farları tam olarak kavramadan inceliyor ve alt kenarlarına bitişiyor. Farlar ise eski zarafetleri ile yana uzarken yükseliyor, şişiyor. Burnun içini gösteren uçları giderek düzleşirken, dışarı doğru şişen bölgeleri ise kıvrımlı kenarları ile yavaşça ilerliyor ve büyümekte. Farların içe bakan uçları hizasındaki koridor, üç adet cevhersi parça ve ana projektörü barındırıyor. Tüm detayları saran “C” şekilli LED aydınlatma ise bakışlara can kazandırıyor. Ön camdan farların üst kenarına doğru uzayan soluk çizgiler haricinde kaput oldukça pürüzsüz ilerliyor, aracın genişliğini bir kere daha vurguluyor. Izgaranın hemen üzerindeki dikdörtgen şekilli DS arması marka kimliğini bir kere daha vurguluyor. Tampon bölgesi girinti ve çıkıntıları ile çok daha hareketli. Ana ızgara altındaki açıklığın kolları yanlara doğru genişliyor ve yana kıvrılan gövde rengi bölgelere birleşiyor. Izgaranın krom çerçevesinin alt kenarları bu sırada yanak bölgelerine tırnak atıyor, kendini öne çıkarıyor ve yerini sabitliyor. Krom tırnakların altında kalan dairesel sis farları ise içe gömülü oluşları ile burnun katmanlı yapısını vurguluyor. Farlar hizasında, derine yerleştirilen dikey LED şeritleri burnun yan sınırlarını vurgularken ışık imzasına katkıda bulunmakta.
Yan cephe çok daha sade ve temiz bir görüntüye sahip. DS3’ü rakiplerinden ayıran benzersiz kılan temel detaylardan köpek balığı yüzgeci, ön ve arka sırasında ayrımı güçlendiriyor ve aşırı basitliği önlüyor. Yan camların alt kenarı arkaya doğru yükselirken ön kapı sonrasında gövde rengi zeminden bir yükselti beliriyor ve yavaşça alçalarak yok oluyor. Tavan, ana gövdeden farklı rengi ve gizlenmiş kirişleri ile havada duruyormuş gibi görünüyor, DS3’ü modern kılıyor. Düz tavan çizgisi yan camların üst sınırını düzleştiriyor, ön ve arka camlara bağlantılarını daha düzgün hale getiriyor. Camlar aracılığıyla birbirine bağlanan cepheler bütünlüğü sağlıyor. Gövdeden hafifçe çıkıklaştırılan tekerlekler sportif jant tasarımlarıyla yan cephenin sadeliğine detay katıyor. Kıvrımlı kollar hareket izlenimi yaratıyor. İki tekerlek arasında içeri yapılan girinti, yeniden şişkinleşiyor ve krom bir şerit ile görünür hale geliyor. Hafifçe yükselen kenarları, yan camların alt kenarı ile beraber gözleri arkaya yönlendiriyor. Arka cephe öne eğilen sırt ile atletik bir görüntü yaratıyor. Dörtgensel şekiller ve yumuşak köşeler ise sert ve yumuşak detayları dengeliyor. Bagaj kapağının gövde rengi bölümü yan camlar sınırı hizasından devam ederken stop lambaları arasındaki bölgede yükseliyor, marka logosunun bulunduğu bölgeyi vurguluyor. Bagaj kapağında sadece DS logosu yer alıyor. Stop lambaları karesel merkezlere ve öne uzanan uçlara sahip. Yumuşak köşeler arka cephenin karakteristik özelliklerinden. Lambaların karesel merkezi beyaz çerçeve ile vurgulanan bölge ile belirginleştirilmiş. Çerçeve içindeki alandaki iç içe geçmiş aydınlatma elemanları markanın bahsettiği “hipnotik” etkiyi yaratıyor. Tampon oldukça pürüzsüz ilerliyor, alta doğru gelen plaka yuvasını siyah yükselti izliyor. En alttan beliren siyah zemin, sağ tarafına dayanmış çift egzoz çıkışı ile sportif görüntüyü destekliyor. Tavanın çıkık uzantısı da spoyler işlevi görüyor. DS3, dış tasarımı ile ayırt edilebiliyor, kolay kolay başkasına benzetilemiyor.
İç mekan tasarımı 2010’dan beri korunsa da hala modern görünüyor. Sürücü karşısındaki üç kollu direksiyon metal eklemeler ile sportif kimliği içeri taşıyor. Direksiyon üzerinde dikdörtgen DS arması kullanılmış. Geride kalan gösterge paneli ön panel boyunca uzayan renkli şeride gömülü üç göstergeden oluşuyor. Krom çerçeveleri ve modern yazıtipleri ile göstergeler hala taze hissettiriyor. Siperlik yalnızca göstergeler üzerini örttükten sonra yok ön panele birleşerek yok oluyor. Orta konsol hizasında havalandırma çıkışları ardından multimedya ekranı geliyor. Derine gömülen ekran daha renkli ve modern bir arayüze sahip. Konsolun devamı cilalı siyah kaplamaya sahip. Dairesel havalandırma yönetim parçaları şekil çeşitliliği yaratıyor. Yatay konsola geçiş sırasındaki depolama alanları pratik kullanım özellikleri arasında. Vites topuzu da kişiselleştirilebilen parçalar arasında. Ön paneldeki renkli şerit kapılara yaklaşırken şişkinleşiyor ve havalandırma çıkışlarına yer açıyor. Kapı panelleri yumuşak çizgileri koruyor ancak daha sade bir görüntüye sahip. Arka yolcu sırasına yetişkinlerin erişimi çok kolay değil. Uzun süreli yolculuklarda bacaklar huzursuzlanabilir. DS3, iki kişiden fazla yolcu taşımakta zorlanıyor, ancak bu konuda bir iddiası olmadığı ortada. Küçük sınıf bir otomobil olarak şehre kolay uyum sağlasa da öne çıkan yönü pratik kullanım değil stil. Ona sahip olmak büyük bir mutluluk, ancak bu kararı vermek zorluyor. Daha düşük fiyata donanımlı bir küçük otomobile sahip olmak da mümkün. DS3’ün cazibesi alıcının önceliklerine bağlı olarak değişiyor.