SUV’ler altın çağlarını yaşarken markalar bu durumu fırsat bilerek en büyük bahislerini bu sınıfta oynuyor. Hyundai’nin Avrupa’daki “amiral gemisi” Santa Fe, 3. neslinin makyajlı hali ile 2015 Frankfurt Otomobil Fuarı’nda tanıtıldı. Markanın en büyük ve donanımlı SUV modeli, tasarım düzeltmeleri ve donanım eklemeleri ile güncellenmiş. Geçmişte yollarda sık görülmesi ile halihazırda akıllarda yeri olan Santa Fe, müşterilerde değişen Hyundai algısını destekleyecek biçimde Premium bir otomobile benzetilmiş. Makyajlı model sofistike ve donanımlı görünmeye, sürücüsüne her şeyi sunmaya çalışıyor. 4690 mm uzunluk, 1880 mm genişlik, 1680 mm yükseklik değerleri ile “Ağırbaş SUV”lerden biri olan araç, 7 kişilik olarak da tercih edilebiliyor. 585 litrelik bagaj hacmi arka koltuklar yatırıldığında 1680 litreye ulaşıyor. Fonksiyonel özellikleri ile günlük kullanımı kolaylaştıran araç artık Hyundai ailesine daha sıkı bağlı görünüyor. Elden geçirilen burun ızgarasının altıgen şekli belirginleşmiş, marka logosunu taşıyan kollar inceltilerek marka kimliği vurgulanmış. Kroma verilen yerin azaltılması daha Avrupalı bir görüntü yaratıyor. Yeni tampon, sis farı ve LED gündüz farları burnun keskin çizgilerini öne çıkarıyor. 17, 18 ve 19 inçlik jantlar Santa Fe’nin daha yere basar görünmesini sağlıyor. LED aydınlatmalar ile güçlendirilen stop lambaları ışıltılı ve hareketli görüntüye katkıda bulunuyor. İç mekanın görüntüsünde ciddi bir değişim bulunmuyor. Özgün tasarım ve pratik kontroller sürüş deneyimini iyileştiriyor. Yeni malzeme ve renk seçenekleri farklı tarzları yansıtıyor. Malzeme kalitesinin yetersizliği, yaratılmak istenen Premium havasına tam olarak ulaşılamamasına sebep oluyor. Makyajsız modelde eleştirilen rüzgar sesi ve titreşim yalıtımına dair geliştirmeler hakkında bilgi verilmiyor. Orta konsolda daha büyük bir multimedya ekranı görülüyor. Navigasyon özelliği de sisteme eklenebiliyor. 12 hoparlörlü ses sistemi opsiyonlar arasında.
Arka yolcu sırasının ileri-geri kaydırılması bagaj hacmine veya konforun önceliğinin ayarlanabilmesini sağlıyor. Dış boyutların ipuçlarını verdiği üzere diz ve baş mesafesi oldukça yüksek. Opsiyonel 3. koltuk sırası ise küçük yetişkinler ve çocuklara uygun. Güvenlik donanımları makyaj ile beraber zenginleşmiş. Euro NCAP’ten 5 yıldız alan Santa Fe, artık radar destekli acil fren, adaptif cruise control, yokuş kalkış desteği, denge kontrolü, uzun far geçişi, kör nokta uyarısı, geri trafik takibi, çevre görüş kamerası ve şerit değiştirme asistanı ile alınabiliyor. Yatay ve dikey park özellikli otomatik park sistemi de sunuluyor. Her ne kadar donanımları ve tasarımı ile sınıfının güçlü oyuncuları arasına girmeye hazır olsa da Santa Fe ülkemizde başarılı olamıyor. Motor seçeneklerinin uygunsuzluğu, daha pek çok araç gibi Santa Fe’nin de müşteri bulmasını zorlaştırıyor. Ülkemizde güncel model 2 litrelik CRDi motorla 210.000 TL seviyesinde bir fiyatla satılan araç, kendisi ile aynı sınıfta ve düzeydeki araçlar yanında mantıksız bir seçenek olarak görünüyor. Makyajlı model ile beraber 2.2 CRDi motorun 150 ve 200 beygirlik seçenekleri ve 2.4 benzinli motorun 188 beygirlik seçeneği açıklanıyor. Motorların yüksek hacmi Santa Fe’nin şanssızlığını sürdürüyor. Diğer pazarlar için tüm üniteler hem 2×4 hem de 4×4 olarak üretilecek. Motorların karbondioksit salınımı Euro 6 kısıtlamalarına uyumlu. Santa Fe’nin sürüşü oldukça yumuşak ve konforlu, en azından yolcular için. Yoldaki bozukluklar kabine yansımıyor. Belki de fazlasıyla yumuşak sayılabilecek şanzıman, hissiz direksiyon ile beraber ağırbaş bir SUV modelini hareket ettirmeyi zorlaştırıyor. Direksiyon hissini geliştirmek için sunulan Flex Steer sisteminin normal, sport ve comfort modları da sorunu çözemiyor. Santa Fe, motorları sebebiyle Türk müşterisine erişemezken sürüş deneyimini tartışmanın pek de anlamı kalmıyor. Yaklaşık 100.000 TL daha düşük fiyata Nissan X-Trail alınabiliyor; Santa Fe kendisine özel ilgi duyanların dışında kimsenin ilgisini çekemiyor.
Tasarımdaki uygulamalar Hyundai’nin tasarım ile kendini yeniden var ettiğini ve edeceğini gösteriyor. Kısa zamanda ürün ve marka algısını değiştiren Hyundai, Santa Fe ile yapabildiği işlerden en büyüğünü sergiliyor. Burnun merkezine yerleştirilen ızgaranın düz alt ve üst kenarları, iki yani işaret eden kollarla birleşiyor. Krom çerçeve ile vurgulanan şekil içinde değişken kalınlıkta üç kol bulunuyor. Burnun ortasına doğru eş zamanlı kalınlaşan kolların üzerinde Hyundai logosu beliriyor. Altıgen şekli artık her ne kadar yeni Hyundai modellerinde ana ızgarada görünmese de halen korunan bir detay, ailenin bir simgesi. Farlar ızgaranın üst kenarı hizasından devam ediyor, yukarıyı işaret ediyor. Farların ızgaranın yan kenarına bakan uçları, paralel eğimleri sayesinde uyum yaratıyor. Alt kenarlar aşağı inerken en sonda kıvrılarak far alanını genişletiyor. Cam kapak ardında metal kollar ile tutulan aydınlatma elemanları ve üst kenarı izleyen LED şeridi bulunuyor. Teknolojik görüntü aynı zamanda bakışları canlandırıyor. Farlar ve ızgaranın ortak üst kenarları burnun ortasını işaret ediyor, Hyundai logosunu vurguluyor. Kaputta ön camın iki yanından uzayan çizgiler ızgara ve farların üst kenarının etkisini yaratıyor. Daha kavisli görünümlü çizgi, kaput üzerinde akıyor. Burnun alt kısmında sis farlarının bulunduğu siyah zeminin yarattığı tasarım detayları öne çıkıyor. Farlar altındaki sis farları, burnun ortasını, aşağısını işaret edecek şekilde konumlandırılmış. Sis farları ve LED aydınlatmalar birbirinden “C” şekilli metalsi bir kol ile ayrılıyor. İki uçtaki çekirdek formlu siyah zeminler, birbirlerine aralarında uzayan ince bir uzantı ile bağlanıyor. Bu siyah şerit üzerinde plaka yer alıyor. Burnun en altında devam eden siyah plastik kaplama, ana ızgara hizasında yükseliyor, sis farlarını bağlayan şeridin altındaki açıklığı örtüyor. Yine aynı hizada, en altta metal görünümlü dekoratif bir parça yer alıyor. Bu parça sportif görüntüye katkıda bulunurken klasik SUV detaylarından birinin de korunmasını sağlıyor. Kaput üzerinde ön camdan uzayan düz çizgiler de bulunuyor. Farların sivri ucuna ilerlerken sonlanan çizgiler burnun yanak bölgelerinin şişkin görünmesini sağlıyor.
Yan tasarım kesikli çizgiler ile ilgi çekici ve özgün görünüyor. Arka kapılara kadar düz ilerledikten sonra yukarı kalkan alt kenar, C sütununda bir kere daha kırılıyor, tavana uzuyor ve tavan çizgisini izleyen üst kenara birleşmesiyle yan cam şekli oluşuyor. Krom çerçeve ile vurgulanan şeklin ucundan yan sinyal lambasını üzerinde taşıyan yan aynalar beliriyor. Yan camların arkaya doğru çekilen ve yükselen şekli hareketli bir görüntü oluşturuyor. Camlar ardından gelen kapı kollarının ortasından bel çizgisi geçiyor. Arka kapı kolu sonrasında yükselen ve daha yumuşak biçimde stop lambalarına uzayan çizgi, ilerleyişi sırasındaki değişiklikler ile Santa Fe’ye canlılık katıyor. Tekerlekler siyah plastik kaplamalar ile sarılıyor. Kaplama, kapılar arasında yükseliyor ve bu yükselme gövde rengi zemindeki girinti ile vurgulanıyor. Düz bir çizgi ardından gelen eğik yüzey kapı panellerindeki gerginliği hissettiriyor. Arka cephe öne eğik yapısı ile gövdeyi atletik gösteriyor. Kıvrımla birleşen yan ve alt kenarları ile arka cam gözü rahatsız etmiyor. Devamında gelen stop lambaları yandaki bel çizgisi ile şekilleniyor. Üst kenar kapağın ortasına ilerledikçe alçalıyor. Alt kenar ise dışa açılırken bir basamak alçalarak lamba alanını genişletiyor. Kırmızı kaplama ardındaki LED şeritleri belirgin şekilleri ile akılda kalıcı bir ışık imzası oluşturuyor. İki lambanın dış kenarları birbirine gövde rengi zeminde devam eden bir çizgi ile bağlanıyor. Bagaj kapağında bu çizgi üzerinde derine yerleştirilmiş bir plaka ve bir üst katmanda marka logosu yer alıyor. Tamponda yükselen siyah plastik kaplama sırtın çıkıklığını vurgular biçimde yükseliyor. Üzerinde beliren metal görünümlü kaplama öndeki benzeri gibi sportif etki yaratıyor. Sağ uçta alttan beliren egzoz çıkışları da bu etkiyi güçlendiriyor. Gövde rengi zemindeki paralelkenar biçimli kedigözleri, siyah plastik kaplamanın şeklini bozarak dikkat çekiyor. Arka tasarımın çizgileri birbirine uyumlu şekiller yaratmasa da özgün ve dinamik bir görüntü oluşturuyor.
İç mekanda da dışarıdaki özgünlük sürüyor. Orta konsolun üst bölümündeki multimedya ekranı kulaklara benzeyen havalandırma çıkışları ile vurgulanıyor. Orta konsol kulaklar ardından fazla kalınlaşmadan aşağı devam ediyor. Merkeze yerleştirilen dairesel düğmenin de arasında olduğu geometrik detaylar konsolu sade gösteriyor. Yatay konsola birleşim sırasında içeri yapılan derinlik bir depo gözü oluşturuyor. Derinliğin sınırları ön panelden uzayan kollarca vurgulanıyor. Vites kolu ve çevresindeki düğmeler aracın donanım çeşitliliğini hissettiriyor. Sürücü karşısındaki direksiyon, konsolun düz çizgilerine benzemeyen, kıvrımlı ve esnek çizgilerin oluşturduğu şekillerden meydana geliyor. Yapraklara benzer parçalarla gruplanan kontroller zarif görünüyor. Pek çok farklı zemin kaplaması kullanılması gözü hafifçe rahatsız ediyor. Gösterge paneli iki ana göstergeden oluşuyor. Çıkık tüpler içindeki göstergeler arasında bilgi ekranı yer alıyor. Bolca girintili-çıkıntılı tasarım yorucu. Kapı panellerinde de direksiyondakine benzeyen kıvrımlı çizgiler kullanılmış. Her yerde tek bir tarzın kullanılmayışı dağınıklık olarak algılanabildiği gibi, çeşitlilik yarattığı düşüncesiyle sevilebiliyor da. Santa Fe, tasarımı bir başka otomobile benzemiyor. Farklı duruşu ve görüntüsünü onu sevdirirken, yüksek fiyat ve sorunlu sürüş deneyimi onu alıcı bulmaktan uzaklaştırıyor.