Audi R8

Adını 2000 yılında Audi’yi Le Mans birincisi yapan LMP R8 prototipinden alan R8, tamamen sıfırdan inşa edilen ikinci neslinde daha sportif, gergin ve etkileyici bir görüntü kazanıyor ve markanın yarış tecrübesini bir satış modelinde en iyi biçimde yansıtıyor. İki güç seçeneğine sahip V10 motorlar ile satılacak olan yeni R8, 610 beygir güç üreten R8 V10 plus versiyonu ile tüm zamanların en güçlü ve en hızlı Audi’si unvanını elde ediyor. Yarış, marka DNA’sında aktarılan bir beceri ve yeni R8 bunlardan kesinlikle yoksun değil. 1930’lardan beri ortada, ön ile arka aks arasında konumlandırılan motor yeni R8 modellerinde de aynı yerde bulunuyor. Hafiflik, modelin görüntüsü ile dile getiriliyor ve performansı geliştiriyor. Yeni kurulan Böllinger Höfe fabrikasında üretilen son nesil modeller uzay kafes şasi, ve onun bünyesindeki CFRP (karbon fiberle güçlendirilmiş plastik) ve alüminyum parçalar ile 1454 kilogram’a kadar hafifliyor. Burulma direnci %40 iyileştirilen aracın yeni şasisi ses yalıtımı ve güvenlik yönlerinde de eksiksiz. 4,42 metre uzunluk, 2,65 metre dingil aralığı, 1,94 metre genişlik ve 1,24 metre yükseklik değerleri spor otomobil oranlarını koruyor. Burnun gerisindeki kabin performans otomobili görüntüsünü pekiştiriyor. R8 tamamen yenilenmiş olmasına rağmen görüntüsü öyle hissettirmiyor. Nesilden nesile nadiren büyük farklılık gösteren Audi modelleri arasında R8 bir istisna değil. Ancak önceki modelden aktarılan detaylar tazelenmiş ve aracın kişiliğinin gelişmesini sağlamış. Uzaktan bakıldığında hala bir R8 olarak algılanabiliyor, fakat farklılık hissediliyor. Kaput üzerindeki marka logosu, altıgen hücreli ızgara, farları vurgulayan plastik kanatlar ve standart LED aydınlatmalar çarpıcı bir burun oluşturuyor. Opsiyonel lazer aydınlatma, yol durumuna ve sürüşe göre uzun huzme farların aydınlatma desenini değiştiriyor ve en uygun miktarda ışık sağlıyor. Arkada, stop lambaları yeni bir ışık imzası oluştururken, standart sunulan dinamik dönüş sinyalleri ile arkasındakileri şaşırtıyor. İç mekan sadeliği ve çizgileri ile modern görünürken hala bir yarış otomobili gibi hissettiriyor. Alışılmış bir orta konsolun tüm fonksiyonları gösterge paneli ile MMI ekranını birleştiren virtual cockpit’ten yönetiliyor. Dijital bir gösterge panelinden fazlası olan virtual cockpit, TT ardından şimdi R8’de karşınızda. 12,3 inçlik ekran NVIDIA ürünlerinin gücüyle oluşturduğu görüntüleri sürüş moduna göre düzenliyor ve en gerekli bilgileri öncelikli olarak yansıtıyor. MMI ekranından görüntülenen Navigasyon ve multimedya özellikleri de virtual cockpit’e aktarılmış. MMI navigation plus standart olarak sunuluyor. Direksiyon üzerindeki “uydu” olarak adlandırılan düğme grupları beraberinde sürücü yanından uzayan yatay konsoldaki tekerlek ile de yönetilebilen virtual cockpit sürücünün gözlerini yoldan ayırmadan araç işlevlerini kontrolünü sağlıyor. İç mekanda düğme sayısındaki azlık hafiflik izlenimlerini sürdürüyor. Kumaş seçenekleri tamamen deri; renk ve desen seçenekleri de sunulmakta.

R8’e 10 silindirli 5.2 FSI motorlar güç veriyor. Macaristan’da elle üretilen motorlar hızlı gaz tepkisine, maksimum torkun üretildiği 6500 rpm’e hızlı çıkma becerisine ve egzozdaki kanatçıklar sayesinde etkileyici bir kükreme sesine sahip. R8 V10 540 beygir güç ve 540 Nm tork üretiyor, 0-100 km/s hızlanmasını 3,5 saniyede gerçekleştiriyor. Hız 323 km/s ile sınırlı. En hızlı Audi- R8 V10 plus ise 610 beygir güç, 560 Nm tork değerine sahip. 0-100 km/s hızlanmasını 3,2 sanieyede tamamlıyor, 330 km/s maksimum hız olarak belirlenmiş. İki motor da 7 vitesli S tronic şanzımanla geliyor. 3 otomatik moda ve manuel kullanım seçeneğine sahip olan şanzıman vites değiştirme komutunu elektronik olarak iletiyor. Araç 55 km/s’den düşük hızlarda ayak gaz pedalından çekildiğinde süzülerek ilerliyor ve yakıt harcamıyor. Bu özellik günlük kullanımda yakıt tasarrufu adına faydalı. 100 kilometrede yakıt tüketimi R8 V10’da 11,8 litre, R8 V10 plus’da ise 12,4 litre. Önceki R8’e göre %10 düşük olan bu değerler günlük otomobillerle kıyaslandığında elbette komik. Standart sunulan COD ve start-stop sistemleri tüketimin artmasını önlüyor. COD, düşük performanslı kullanımda bir silindir sırasını devre dışı bırakarak işi sadece 5 silindire bırakıyor. Alçak yerleştirilen motorlar aracın ağırlık merkezini alçaltıyor, ve her durumda yağ erişimini sağlıyor. R8 modellerinin quattro dört tekerlekten çekiş sistemi normal kullanımda tüm torku arka aksa yönlendirirken, hava ve sürüş tarzına göre torkun ön ve arka aks arasında değişken dağılımı gerçekleştirilebiliyor. Tüm torkun ön aksa aktarılması dahi mümkün. Hıza göre direksiyonun etki oranını değiştiren dinamik direksiyon sistemi bir seçenek olarak sunuluyor. Audi drive select sistemi önceden belirlenmiş sürüş modları sunuyor ve motora, direksiyona, şanzımana, quattro sistemine ve egzız kanatçıklarına etki ediyor. Comfort, auto, dynamic ve kişisel modlar beraberindeki performans modu kendi içinde dallanıyor. R8 V10 plus modelinde standart bulunan performans modu; kuru, ıslak ve kar seçenekleri ile belirli yol şartlarına özel sürüş ayarı yapıyor. Standart 19 inçlik jantlar yeterince büyük değilse 20 inç seçenekler de sunuluyor. Çap büyüyünce frenler karbon fiber seramik olanlar ile değişiyor. R8, bir canavar. O her gün göreceğiniz tipte bir otomobil değil. Bir AVM’nin vale park alanında göreceğiniz tipte de değil. İnce zevkli, yüksek bütçeli alıcılar için bir otomobil.

Tasarım yenilik görmek isteyenleri hayal kırıklığına uğratıyor. Evet, daha taze ve farklı bir görüntü iyi olabilirdi. Bu durum eldekini gözünüzde kötüleştirmemeli. R8, son dönem Audi tasarım anlayışını sergilerken kendi özgün tarzını da koruyor. Alçak ve geniş burnun ortasında altıgen ızgara yer alıyor. Düz alt ve üst kenarları bağlayan yan kenarlar iki parçadan oluşuyor, üstteki eğik kenarları daha kısa ve farların yan kenarlarına paralel. Ögeler arasındaki uyum burnun tüm detayları ile algılanmasını sağlıyor. Izgara ortasındaki plaka altıgen hücreli ızgara zemininde yer alıyor ve marka logosu ızgara bittikten hemen sonra kaputta bulunuyor. Izgaranın kısa yan kenarlarından çıkan soluk çizgiler gözleri farlara yönlendiriyor. Farlar arkaya ilerledikçe yükselen üst kenar ve alçalan alt kenar sayesinde kalınlaşıyor, üst kenarı izleyen LED aydınlatma ile karşısındakine sorgulayıcı biçimde bakıyor. Farların alt kenarını üst ve alt taban kabul eden paralelkenar biçimli açıklıklar, üzerlerindeki iki plastik kanat ile sportif etkiyi arttırıyor. Bakışlara hırçınlık ekleyen bu çıkıntılar burundaki üç boyut etkisini de geliştiriyor. Açıklıkların alt kenarları gövde rengi zeminde izini sürdürüyor, ana ızgaranın altından geçerek iki ucu birbirine bağlıyor. Burnun altından geçen gövde rengi şeritteki yükselme tekerleklere yaklaştıkça alçalıyor ve ağırlığı tekerleklere bırakıyor. Bombeli kaputtaki çizgiler de aynı etkiyi yapıyor. Farların burun içine bakan ucuna uzayan kıvrımlı çizgiler burun altından geçen çizginin kalınlaştığı hizada bulunuyor ve burnun yanak bölgelerini belirginleştiriyor.

Yan kısımda derinleşen yüzeyler ve Coupe silüeti ile görüntü bir anda canlanıyor. Hızla yükselen ön cam ardından yavaşça arkaya doğru inen tavan çizgisi Coupe otomobillerin alışılmış görüntüsünü hatırlatıyor, ancak R8 onlardan çok daha havalı. Eski modelde olduğu gibi kapıların sonunda ikincil renkte paneller bulunuyor. Üst panel TT’nin yan camına benzer bir şekil oluşturacak şekilde sonlanırken, kapıdaki derinliği tamamlayan diğer panel de üstündeki ile aynı hizada bulunuyor. Yan camın düz alt kenarı arkaya doğru bozulmadan ilerlerken, tavanı izleyen üst kenar arkaya yaklaşınca yumuşak bir köşe ile aşağı yönelerek alt kenara birleşiyor. Şeklin son kısımları ikincil renkteki panel ile tamamlanıyor. Yakıt kapağı da bu panel üzerinde belirgin biçimde yer almakta. Kapıların alt kısmındaki derinliğin sınırları alttaki panelin üst ve alt kenarlarının uzantısı çizgiler ile belirleniyor. Üst kenar yukarı uzayıp kaputtaki çizgilere birleşirken, alt kenar alçalarak ön tekerleğin altına birleşiyor. Paneller ön camın ve derinliğin üzerine eklenmiş durumda, ve altlarında kalan yüzeyler de paneller altında soluklaşarak devam ediyor. Paneller arkasındaki bu boşluklar hava akışının yönetiminde görev alırken görüntüye çekicilik de katıyor. Tekerlekler arasında en alttan giden gövde rengi şeridin derin iken tekerleklere doğru çıkıklaşması tekerlekleri öne çıkarıyor. Arka tekerlek üzerinden geçen soluk çizgi izlendiğinde arka cepheye varılıyor. Uzun ve eğik arka camın eğimi devam ediyor, ardından dikleşen zemin keskin bir ayrımla başlıyor. Bu ayrımı sağlayan çizginin bombeli yapısı atacın genişliğini vurguluyor. Arka tekerleğe uzayan çizgiler de bu bombeden başlıyor. Stop lambaları hafif kıvrımlı kenarlara ve yumuşak köşelere sahip, ancak dörtgensel şekilleri kolayca algılanıyor. Altlarındaki siyah açıklıklar öndekiler gibi iki plastik kanat taşıyor. Stop lambaları içinde bu kanatlar hizasında iki adet tırnak beliriyor. LED şeridinin bu uzantıları R8’in geceleri arkadan tanınmasını kolaylaştırıyor. Lambaların altındaki açıklıkların yan kenarları aşağı indikçe dışlara doğru kayıyor ve plaka için yer açıyor. Plaka derinliği ardından yeniden çıkıklaşan zemini tampon izliyor. Ortada geniş bir siyah plastik parça, iki yanında ise içe gömülü metal görünümlü egzoz çıkışları yer alıyor. Plastik parça üzerindeki dikey kanatlar ile alttan ilerleyen hava akımını yönlendirirken araca yere basar bir görüntü kazandırıyor. Egzoz çıkışları ise stop lambalarına benzer şekilleri ve gömülü olmaları ile çok dikkat çekmiyor. R8, özellikle arkadan çok sert ve güçlü görünüyor. Ön kısımda marka kimliği sergilenirken, yan tarafta işler heyecanlı hale gelmeye başlıyor, arkada ise zirveye ulaşılıyor. Stop lambaları alındaki açıklıklar, tampondaki büyük detaylar ve eğik arka cam R8’in yüksek performans için yaratıldığını haykırıyor.

İç mekan ise giderek hareketlenen dış tasarımdan oldukça uzak. Sade ve modern. Direksiyon ortasındaki Audi logosu belirgin bir T harfi oluşturan krom çizgiler ile çevreleniyor, T harfi arasındaki yüzeylerde uydu olarak adlandırılan kontrol grupları bulunuyor. Ayrıca kontrol gruplarından bağımsız yerleştirilen dairesel sürüş modu değiştirme ve start-stop düğmeleri ve vites değiştirme kulakçıkları heyecan yaratıyor. Direksiyon gerisindeki virtual cockpit gösterge paneli solunda yükseklik, sağında ise yakıt göstergesi ile çevreleniyor. Gösterge panelinin siperliği hiç uzamadan sonlanıyor, sol tarafta kapı başlarken sağ tarafta havalandırma çıkışları geliyor. Bu çıkışlar altında ise şalter görünümlü ve dairesel merkezli üç havalandırma kontrolü ve derinde bir depolama alanı bulunuyor. Yatay konsoldaki vites kolu uçak kumandalarını hatırlatır biçimde geniş ve kalın. Daha geride ise virtual cockpit’ i kontrol etmek için alternatif tekerlek yer alıyor. Sürücü konsolun uzantısı ile sarılıyor, ancak kısıtlanmıyor. İç mekan az sayıda düğme ile kafa karıştırmıyor ve içinizi sıkmıyor. Koltuk kumaşları kapı panellerinde de kendine yer buluyor. Arkaya doğru ilerledikçe yükselen çizgilere sahip kapı panelleri hareket hissi yaratıyor. İç mekan herhangi bir şekilde sürüş zevkine müdahale etmiyor ve en saf biçimde sunuyor. R8, Cenevre Otomobil Fuarı’nda sergilendikten sonra 2015 içinde satışa çıkacak. Fiyat? 900.000 TL üzerinde olması muhtemel. Hehe. Erişmek çok zor, ancak görüntüsü bile şenlendiriyor. R8’in markaya mali getirisi dışında itibar yönünde çok getirisi olacak. Görkemli ve büyüleyici bir “ürün”.