Mercedes’in gelecek vizyonunu sergilediği F-Serisi konseptlerinin en yenisi F 015 2014 CES- Tüketici Elektroniği Fuarı’nda tanıtıldı. 2030 yılı ile birlikte 40 üzerinde mega şehir içerecek olan dünyada, otomobilin bir taşımacılık aracından kişisel zaman geçirme alanına dönüşünü ön izleyen F 015, otonom sürüş becerisi, tek parça gövdesi, salon benzeri iç mekanı ile ilgi uyandırıyor. F 015, kendi kendini sürebilen bir otomobil. Pek çok markanın otonom sürüşe yatırın yaptığı dönemlerde, Mercedes’in bu konudaki ilk ürününü görüyoruz. Araç, gücünü bir yakıt hücresinden ve elektrik bataryalarından alıyor. F-Cell Plug-In Hybrid sistemi ile çalışan araç yüksek performans ve düşük salınım değerlerine sahip. Sade dış tasarım, karşısındakiyle konuşan bir surat ile başlıyor. Ön cam ve kaput ile bozulmadan devam eden tavan çizgisi burnun dik kısmındaki ızgara ile kesiliyor. Merkezdeki büyük Mercedes logosunu çevreleyen ve şeklini tekrarlayan ufak aydınlatma parçacıkları marka kimliğini vurguluyor, ayrıca aracın dış dünya ile iletişimini güçlendiriyor. Aydınlatmalar, araç önünden geçen yayalar için yaya geçidi şablonunu, park alanında manevralar sırasında yapılacak hareketin yönünün okunu, veya duvara yanaşma sırasında yaklaşım çizgilerini yansıtıyor ve dış dünya ile etkileşim oluşturuyor. Izgara tüm suratı kaplayarak bir kapsül şekli oluşturmakta, ve bu kapsülün uçlarında beş çizgiden oluşan far bölümü yer almakta. Bu çizgi şekilli far parçaları ızgaranın desenini oluşturan ufak aydınlatma parçacıkları ile birleşiyor ve görüntüye uyum sağlıyor. Burundaki kapsül şekilli çıkıklık ardından başka büyük bir detayın gelmemesi tüm dikkati bu bölgeye yönlendiriyor. Pürüzsüz kaput yeniden arkaya doğru izlendiğinde aracın boyutları fark ediliyor. 5220 mm uzunluk, 2018 mm genişlik değerleri günümüz otomobillerine kıyasla çok büyük değerler. Yavaşça, yataya yakın eğimle yükselen kaput çizgisi tavan çizgisine dönüşüyor ve arka kapı ardından yumuşakça aşağı inişe geçiyor. Bu şekil sayesinde aracın rüzgar direnci değeri düşürülüyor. Tavan çizgisi ile üzeri örtülen yan cam, düz alt kenarı ve kıvrımlı üst kenarları ile bağımsız ve farklı bir görüntüye sahip. Saydamlığı düşük olan camların altındaki 5 siyah parça ile kapılar birbirine ters yönlü olarak açılıyor.
Kapıların altındaki siyah bölge ise aracı görüntüde yükseltiyor. Bu parça üzerindeki ve kapıların yanlarında yumuşak girinti ve çıkıntılar, kesikler ve dalgalar ile üç boyut hissi oluşuyor. Burna ve arka tampona yakın konumlandırılan geniş tekerlekler sayesinde 3610 mm dingil aralığı değeri elde edilmiş. Tekerlekler geniş çaplı kapakları üzerinde temel geometrik formlardan gelişen bir çiçeksi şekil taşıyor. Merkezinde marka logosunu, ve çevresinde onu saran halkaları barındıran kapaklar aracın teknolojik ve fütüristik havasına uyumlu. Arka kısımda eğik bir sırt ve atletik bir duruş görülüyor. Tavan çizgisinin aşağı inişiyle arka cam başlıyor, ve bu cam ardından ince uzun stop lambaları geliyor. Bu lambalar, ve araç çevresindeki pek çok aydınlatma mavi renkte olduklarında aracın kendi kendini sürdüğünü, otonom sürüş modunda olduğunu ifade ederken, beyaz ve kırmızı renkleri ile manuel kullanım anlamına geliyor. Arka tamponda yükselen siyah zemin, üzerinde pek çok parçacık barındırıyor, tıpkı ön ızgara gibi. Bu parçacıklar ile beraber arkadaki aracın sürücüsüne “STOP”-dur, “SLOW”-yavaşla, gibi mesajlar verilerek dış dünya ile bağ güçlendiriliyor. Herkesin yolcu sayıldığı iç mekan, aracı kullanmak zorunda olan biri olmadığı için bir şenlik havasında. Elbette şenlik değil, ancak lüks bir salon yakıştırması abartısız olur. Dönebilen ön sıra koltukları ile yüz yüze yolculuk edebilen yolcular, çevrelerindeki 6 dijital ekran ile yolculuk boyunca multimedya özelliklerine erişebiliyorlar. Ekranlar, el, mimik ve göz hareketleri ile kontrol edilmekte. Ahşap zemin üzerine yerleştirilmiş, geniş kollu koltuklar araca biniş ve inişi kolaylaştırmak için kapılar açıldığında 30 derece kapıya doğru dönüyorlar. Kapılar üzerindeki dikdörtgensel ekranlar üzerinden çevre bilgisi ve internet erişimi sağlanırken, araç içi aydınlatma ve renkler de kontrol edilebiliyor. Manuel kullanım için ön panelde beliren direksiyon, yumuşak köşeli dikdörtgen şekli ile ilgi çekici. Direksiyon üzerinde gösterge paneli yerinde sunulan ve tüm ön cam boyunca uzayan dijital ekran camın görüşünü kısıtlıyor, ancak sürüş bilgilerini çok daha verimli biçimde sunuyor. Bu bir konsept, bu tip detaylara takılmamak gerekli. F 015, çok sevimli görünmese de nitelikli bir tasarıma sahip. F-Serisi konseptleri normal ürün gamının 10-15 yıl ilerisinden gittiği için F 015’in özgün detaylarını direkt olarak yeni modellerde beklenmemeli, ancak markanın ilerleme yönü hakkında fikir edinilebilir.