Mercedes-AMG GT

Mercedes ailesinden bağımsız konumu ile AMG, performans otomobilleri üretimi konusundaki uzmanlığını artık kendi otomobillerinde de konuşturuyor. Markanın spor otomobiller gamının zirvesine yeni AMG GT geliyor. Modern martı kanat SLS AMG’ nin yerine geçen Mercedes-AMG GT, karakteristik görüntüsü, gelişmiş performansı ve optimum ağırlık dağılımı ile spor otomobiller arasında öne çıkmanın peşinde. Seçeneklerin ve fiyatların arttığı, müşteri sayısının kısıtlı olduğu bu sınıfta Mercedes yerini sağlamlaştırmak için rakiplerinden belirgin şekilde farklı ve onlar kadar güçlü bir model sunmak zorunda. İki kişilik bir otomobil olan AMG GT, performans odaklı olmasına rağmen pratik, günlük kullanıma uygun, deniyor. Aracın 350 litrelik bagaj hacmi, “iki golf çantası hacminde” olarak tanımlanıyor. Uzun yolculuklarda huzursuzluk yaratmayan iç mekanı ve gözleri üzerine çeken tasarımı, teknolojik donanımlarla tamamlanıyor. “Yarışçılar tarafından, el yapımı” gibi bir slogana sahip olan model, BlueDIRECT ailesinden 4.0 litre hacimli V8 biturbo 2 motor seçeneğine sahip. Güçlü model AMG GT S, 510 beygir güç, 650 Nm tork değerine sahip. 0-100 km/s hızlanmasını 3,8 saniyede tamamlıyor ve 310 km/s maksimum hıza sahip. 100 kilometrede 9,4 litre yakıt tüketimi ise sınıfı için başarılı. AMG GT S’in küçük kardeşi AMG GT ise 462 beygir güç ve 600 Nm tork değerine sahip, 100 kilometrede 9,3 litre yakıt harcıyor, 0-100 hızlanmasını 4 saniyede tamamlıyor. Maksimum hızı ise 304 km/s olarak sınırlanmış. Euro 6 karbondioksit salınım kurallarına uyumlu olan motorlar 7 vitesli çift kavramalı SPEEDSHIFT DCT şanzımanla eşleniyor. A, CLA ve GLA 45 AMG modellerinin 2 litre hacimli motorlarından iki tanesinin bir araya getirilmişine benzeyen 4 litrelik AMG GT motoru, eski Mercedes modellerini hatırlatan bir kükremeye sahip. Egzoz flaplarının kontrolü ile bu kükreme üzerinde oynanabiliyor. Motorlar, güçlü bir pompa sayesinde kuru karter yağıyla yağlanıyor. Silindir kapakları yüksek sıcaklıklara dayanıklı bir materyalden üretilmiş. Bunlar motorun ömrünü uzatmak ve sağlığını korumak adına geliştirmeler. Yer tasarrufu için turbo üniteleri V şekli içindeki boşluğa yerleştirilmiş. Uzun kaputu ile hayranlık duyulası bir görüntüye sahip AMG GT. Bir spor otomobilin en sade hali belki de. Retro çizgiler yok, ancak tarihle gizli bir bağı var. Kaput, arkadan itişli otomobil tasarımını koruyor ve aracın duruşunu güçlendiriyor.

Dairesel tavan çizgisi ve çerçevesiz camlar lüks modellere çağrışım yapıyor. Ön tekerlekler gerisindeki motor, yine tekerleklerin yanındaki havalandırma çıkışı ile soğutuluyor. Hava akışını düzenleyen tasarım detayları ile aerodinamik performans geliştiriliyor. Omuz çizgisi yok, kıvrımlı paneller pürüzsüzce arkaya bağlanıyor. En alttan geçen ve arkaya devam eden bir çizgi ile araç sarılıyor. Burunda dev ızgara ve farlar akılda kalıcı bir surat ifadesi oluşturuyor. Farların LED aydınlatmaları kaşları meydana getiriyor. İnsan suratı ile yakından ilgisi olan tasarım canlı gövde renkleri ile öne çıkarılıyor. Arka kısımda ince çizgilerden meydana gelen stop lambaları, 18 adet LED ile ışıldıyor, başka hiçbir tasarım detayının bulunmaması aracın saf güzelliğini fark etmenizi sağlıyor. Alüminyum uzay şasi hafifliği sağlıyor, (1540 kg) tekerlekler araca iki kollu çubuklarla basit biçimde bağlanmış. İç mekan, alçak, derin ve geniş. Bu ferahlık hissini geliştiriyor. Havacılık teması, kanatları hatırlatan yatay orta konsol bölümü ve havalandırma çıkışları ile devam ediyor. Krom, karbon, karbon fiber ve fiberglas gibi materyallerden yararlanılan iç mekan, işçilik ve malzeme kalitesi ile spor otomobiller arasında Mercedes farkını konuşturuyor. Orta konsolun tepesinde bağımsız multimedya ekranı COMAND bulunuyor. 7 ya da 8,4 inç boyutlarda seçilebilen ekran, vites kolunu andıran dokunmatik yüzeyden kontrol ediliyor. Ekranın özellikleri aracın performans verileri yanında hafif kalıyor, zaten Mercedes de bunlardan hiç konuşmuyor. Yatay orta konsolda V biçimde yerleştirilen kontroller arasında kırmızı başlatma düğmesi çok etkileyici ve heyecanlandırıcı. AMG Dynamic Select sistemi 4 sürüş modu sunuyor. C-verimli, S-spor, S+-çok spor ve I-kişisel olmak üzere bu modlar aracın performansını belirliyor. GT S modelindeki RACE modu pistte kullanıma özel, ve aracın vites geçişlerinizi hızlandırıp daha akıcı sürüş sağlıyor. M tuşu işe manuel kullanım da mümkün. Havalı süspansiyonun da comfort, sport ve sport plus modları bulunmakta. 3 ESP modu ile ESP sistemi parça parça devre dışı bırakılabiliyor ve araç özgürleşiyor. Güvenlik donanımlarından çarpışma önleme sistemi, adaptif fren, dikkat asistanı, lastik basınç göstergesi standart sunuluyor. Bunlar dışında S-Serisi’nden tanıdık pek çok opsiyonel güvenlik donanımı daha alınabiliyor.

Mercedes-AMG GT’nin tasarımının sadeliği, her detaya odaklanmanızı kolaylaştırıyor ve aklınızdaki yerini kalıcılaştırıyor. Yumuşak kıvrımlar ile öne çıkarılan ızgara ağzında krom çıta ile tutulan Mercedes yıldızı yer alıyor. İçi dolgusuz olan logo çok daha çarpıcı görünüyor, aracın lüks görüntüsünü pekiştiriyor. Logo arkasındaki ızgara, dairesel şekli sarmalayan çizgilerden meydana geliyor- daha önce A serisi ve CLA’ da kullanılan ızgaraya benzer şekilde. Gözleri logoya kaydıran ızgara marka kimliğini vurguluyor, ayrıca sportif görüntüsü ile hoşa da gidiyor. Izgaradan yukarıda ve geride bulunan farlar, yanlara uzamaktan çok yukarıyı işaret ediyor. Sivri ucun devamında düz üst kenar ve kıvrımlı alt kenar geliyor. Düz üst ve yan kenarın şekli LED aydınlatmalar ile tekrarlanıyor. Bu aydınlatmalar daha önce de ifade edildiği gibi, “kaş” olarak tanımlanıyor. Kaşların altında krom çerçeve ile sarılan dairesel mercek görünüyor. Araca keskin ve sinirli gözler katan farlar, kıvrımlı şekilleri ile AMG GT’ nin sert doğasına rağmen şirin görünmesini sağlıyor. Tasarım detaylarını öne çıkaran yumuşak geçişler de gerilmiş bir surat görüntüsü yaratıyor. Tamponda farlar ve ızgara hizasında 3 parça halinde hava çıkışları yer alıyor. Izgara altındaki çıkış aracın altına kadar uzayarak geniş bir ağız yaratıyor, farlar hizasındaki çıkışlar ise derin şekilleri ile gamzelere benziyor. Far hizasındaki derinlikleri vurgulayan “C” şekilli çizgiler yumuşak geçişlerin silik görünmesini engelliyor ve şekilleri belirginleştiriyor. Düz kaputta ön camdan buruna uzayan iki paralel çizgi bulunuyor. Bunlar oldukça soluk, bu sayede asıl tasarım detayları öne çıkıyor.

Yan kısımda burnun uzunluğu daha iyi fark ediliyor. Çıkıklaştırılan tekerlekler, yuvalarına tam sığıyor ve aracın büyük ayaklarını oluşturuyorlar. Ön tekerleğin hemen yanında buluna siyah hava çıkışı motorun soğutma ihtiyacını göstererek aracın gücüne dair ipucu veriyor. Hava çıkışının üst ve alt kenarları devam ettirilerek yan kısma hareket getirilmiş. Tasarımcılar, omuz ve bel çizgisi gibi kalıp çizgiler kullanmaktan kaçınmışlar, ve aracın sadeliğini ortaya çıkarmışlar. Yan cam altından sonra kalınlaşan gövde ilen kaslı görüntü oluşuyor ve tombul görüntünün önüne geçiliyor. Yan cam şekli de kıvrımları ile genel görüntüye uyumlu. Burnun üst kenarı ile aynı hizadaki alt kenar, arkaya ilerliyor ve yumuşak bir C şekli ile tavan çizgisini izlemeye başlıyor. Üst kenar daire şekli çiziyor, ön cama ulaştığında dikelip aşağı iniyor. Alt ve üst kenarın kesişimi dışında başka köşe yok. Yan aynalar kapı üzerindeki camın ucundan çıkıyor, ve siyah renkleri ile asıl tasarımı öne çıkarıyor. Sinyal lambaları da eski dönem modellerdeki şekilleri ile ayna üzerinde. A sütunu oldukça kısa ve dik, bu sayede araç yola daha hakim. Yanda gövdenin kalınlaşmaya başladığı hiza, arkada stop farlarının bulunduğu hiza. Öne uzarken yana kıvrılan lambalar, çok ince ve basit şekilli. Yatay bir çizgi oluşturan LED aydınlatmalar, hareketli dönüş sinyalini oluşturuyor. İki lambanın arasındaki çizgi, bagaj kapağının alt kenarı. Bu çizgi mükemmel şekilde tasarıma entegre olmuş. Az yukarısında bulunan marka logosu dışında hiçbir tasarım detayı da yok. Arka cam kıvrımlı biçimde kesiliyor ve sırt eğik biçimde uzayarak tampona kadar iniyor. Tamponda derine yerleştirilen plakayı saran siyah kaplamalar, üzerlerinde egzoz çıkışlarını da barındırıyor. İki uçtaki dikdörtgensel çıkışlar, gösteriş yapma niyetinde değil. Bu sade görüntü, sesini yükseltmeden AMG GT’ nin performansını anlatıyor. Bir 911’ den daha kıvrımlı ve pürüzsüz dış tasarım, mimikleri, şekli ile çok sevilesi. AMG GT buna rağmen klasmanını belli ediyor.

İç mekan çok zevkli döşenmiş. Çift renkli kokpit, kısa A sütunu sebebiyle çok yüksek değil, bu yolcuların havaya girmesini hızlandırıyor. Üç kollu direksiyon krom eklemeler ile öne çıkmayı başarıyor, gerisinde iki çemberden oluşan gösterge paneli zarif görüntüsü ile sadece işlevine odaklanıyor. İki gösterge arasındaki renkli ekran da bilgi aktarımını sağlıyor. Orta konsol, en üstte yan yana 4 havalandırma çıkışı ile saygı topluyor. Çıkışların üzerinde COMAND ekranı geliyor, çıkışlar altında ise orta konsol yatay hale geliyor. Yatay bölge siyah rengi ve kıvrımlı şekli ile basit uçak kanatlarını akla getiriyor. Az sayıda kontol şık bir düzenleme ile uçak kokpitini hatırlatır şekilde görünüyor. V düzenindeki dairesel düğmeler arasında COMAND’ ı kontrol etmenizi sağlayan touchpad yer alıyor. Orta konsol gerisinde AMG armasının kabartması bulunuyor. Kapı panelleri konkav şekilleri ile ferahlık hissini arttırıyor. Ön cam altındaki siyah zemin, gözü rahatsız etmeden kırmızı bölgeye bağlanıyor. AMG GT’ nin iç mekanı SLS AMG’ye kıyasla çok daha orijinal ve Mercedes spor otomobillerinin liderine yakışır biçimde. Yeni Mercedes AMG GT’ nin ülkemize sipariş üzerine getirileceği düşünülüyor. Türkiye’ deki müşterisi az çok belli, futbolcular, erkek ünlüler ve müteahhitler. Fiyatı 350.000 TL seviyesinde olabilir. O, fotoğraflarına ve şanslıysanız kendisine bakmaktan zevk alacağınız bir otomobil.