Renault Espace

Renault kendi evinde büyük vuruşu gerçekleştiriyor: 30 yıl önce MPV sınıfının yaratıcısı olarak ortaya çıkan Espace, Crossover’ a evriliyor ve aile otomobili-arazi aracı kırması bir hal alıyor. 2014 Paris Otomobil Fuarı’ nda ürün gamının yeni amiral gemisini sergileyen Renault, Avrupa ülkelerinde çok satan modelini radikal bir kararla farklı bir forma sokuyor. Bunu keyfinden değil, müşterilerin beklentisinden yapıyor. İddiası, kolay kullanım, esneklik gibi özelliklerini bozmadan, Espace’ a daha güçlü bir varlık, daha çok sürüş zevki ve yola hakimiyet kazandırmak. 4,85 metre uzunluk, 1,87 metre genişlik, 1,68 metre yükseklik değerine sahip olan yeni Espace, 5 ve 7 kişilik versiyonlarında da aynı görünüyor. 2013 Frankfurt Otomobil Fuarı’ nda sergilenen Initiale Paris konseptinin üretim modeli olan yeni araç, Renault’ nun tasarım stratejisi çiçeğinin “Wisdom”- yani akıl yaprağını temsil ediyor. Aracın ürün gamının olgun yüzü oluşu da bundan kaynaklanıyor. Yüksek bel çizgisi, belirgin omuzları ile boyutlara çekinmeden vurgu yapılıyor. Yeni Renault tasarım anlayışının uygulandığı burun tasarımı, standart full-LED aydınlatmalar ile ışıldıyor. Alışılan MPV görüntüsünden oldukça uzaklaşan Espace, karışık yorumlara maruz kalıyor. Crossover ve SUV patlamasında popüler bir aile otomobilini bozmak ne kadar doğru bilinmez, Espace yeni haliyle çok daha dinamik görünüyor orası kesin. Yan camların arkaya doğru ilerledikçe yukarı yükselmesi ile uçak kuyruğuna benzer bir bölge oluşuyor. Espace’ ın tasarımında uçaklara pek çok gönderme yapılmış. Aracın geliştirilme sürecinde de havacılık endüstrisindeki aerodinami, ağırlık azaltma, kalite, dayanıklılık gibi ilkelerden yararlanılmış. 0,30 Cd rüzgar direnci ile bu büyük cüsse rüzgara meydan okuyor. Arka kısımdaki büyük stop lambaları sırttaki kemikler gibi belirgin. CMF modüler mimarisinde yükselen araç, eskisinden %13, yani 250 kg daha hafif. 3 ayda 3 yıllık teste tabi tutulan Espace, eski nesillerindeki gibi yıllarca kullanılabilecek. Aracın 2,8 m² Lumiere panoramik ön camı iç mekanı aydınlatmaya destek oluyor, ayrıca ilerleyen zamanlarda panoramik tavan sunulacağı da söyleniyor. EDC şanzımanlı modellerde uçan, süzülen bir orta konsol tasarımı kullanılıyor. Shift by Wire teknolojisi ile mekanik aksamdan ayrılan vites kolu elektronik komutlar veriyor, bu sayede vites kolunun şekli ile oynanabilmiş ve zarif bir görüntü oluşturulmuş. Uçak kontrollerini andıran vites kolunun gerisinde çok az sayıda düğme bulunuyor, bunlardan tekerlek tipi olan kontrol MultiSense sisteminin kontrolünü sağlıyor. Eco, Comfort, Neutral, Sport ve Perso modlarına sahip olan sistem, 4Control şasi, direksiyon, motor, şanzıman, motor sesi ve aydınlatmayı sürüş moduna göre ayarlıyor.

Orta konsoldan devam: Sade konsoldaki çoğu kontrol dikey 8,7 inçlik multimedya ekranına taşınmış. R-Link 2 sistemini çalıştıran ekran, akıllı telefonlardaki parmak hareketleri ile yönetiliyor, sürüş ayarlarına, 3D TomTom Live navigasyona, uygulamalara ve e-postalara erişim sağlıyor. Sürücü önündeki dijital gösterge panelinde hangi bilginin nasıl görüntüleneceği seçilebiliyor ve renkler değiştirilebiliyor. Renk demişken, aydınlatmaya değinelim. Sürüş modlarına göre yeşil, mavi, sarı, kırmızı ve mor renkler aydınlatma olarak kullanılıyor. Orta konsolun altından çıkan hafif ışık, gösterge paneli ve multimedya ekranı da bu renklere girerek bütünlük sağlıyor ve sürücünün havaya girmesini sağlıyor. Sürücü önünde renkli Head-Up display de yer alıyor. Koltuklar yolcuları kavrıyor, geniş baş desteklerine sahipler. Arka yolcu sırasında 3 bağımsız koltuk bulunuyor ve bu sayede her yolcu için özel alan oluşturuluyor. Diz mesafesi 308 mm’ ye kadar çıkabiliyor. 3. sıra koltuklar katlanabiliyor, yerlerinden çıkarıldıklarında düz zemin oluşturuyorlar. Bagaj 5 koltuklu kullanımda 660 litre hacme sahip, bagajdaki koltuklar sökülünce 2040 m³ hacme ulaşılıyor. Sürücü, R-Link ekranı sayesinde yerinden kalkmadan koltukları katlayabiliyor, tek bir dokunuşla. Life, Zen, Intense ve Initiale Paris donanımlarında sunulacak olan Espace’ ın iç mekan renkleri donanıma göre değişiyor. Zen’ den itibaren Bose ses sistemi sunulmakta. Pratik kullanım özellikleri arasında Captur’ daki çekmece torpido gözü de bulunuyor. Ön koltuklar arasında 7,4 litre depolama gözü, direksiyon solunda ve vites yanında ufak gözler, kapılarda çöp kutuları ve şişe tutucular yer alıyor. 3 adet 1.6 litrelik motor seçeneği sunulacak Espace için. Energy TCe 200 EDC benzinli tek seçenek, Energy dCi 160 EDC ve Energy dCi 130 da iki dizel alternatif. Standart Stop&Start sistemi verimlilik adına önemli. 4Control Şasi, 4 tekerleğin de döndürülmesini sağlıyor ve aracın virajlardaki zevki artıyor, manevralar kolaylaşıyor ve sınıfın en düşük dönme çaplarından birine sahip oluyor. Güvenlik donanımlarında büyük bir farklılık yok, “yeni standartlar” sunuluyor. Adaptif Cruise Control, acil frenleme, şerit takip asistanı, kör nokta uyarısı, trafik işareti okuma, geri görüş kamerası, otomatik park freni ve yokuş kalkış desteği bunlar arasında. Espace, yatay, dikey ve çapraz (yeni!) park alanlarına otomatik girebiliyor. Renault ailesinin zirvesindeki modele yakışır özellikler bunlar. Espace, donanımlı görünüyor, SUV’ lerle bir kavgası olmayan MPV müşterisini kendine çekebilecek durumda.

Tasarım detaylı incelenmeye başlandığında, ön kısmın kendinden emin ifadesinin araç hakkında ilk izlenimlerinizi oluşturmada büyük etkisi olduğu anlaşılıyor. Surat, Espace’ a “ağır ağabey” kimliği kazandırıyor. Renault logosunu sarmalayan siyah alan, logonun altında daha geniş bir alana sahip. Siyah alan yanlara ilerledikçe yükseliyor, inceliyor ve kol formunda farlara birleşiyor. Siyah zemindeki krom çizgiler de farlar içinde devam ederek C şekli oluşturuyor. Renault logosundan başlayan düz üst kenar, farların da üstünde devam ederek keskin bir bakış yaratıyor. Büyük Renault logosundan çıkan ve yanlara ilerleyen kollar marka kimliğini gizlice vurguluyor. Logonun altındaki siyah zemine eşlik eden krom şerit de değerli bir görüntü oluşturuyor. Yanlara ilerledikçe kanat çırpan, alçalıp yükselen alt kenar aracın burnuna akışkan bir görüntü kazandırıyor. Kaputta burnun ortasına, logoya uzayan dalgalar görülüyor. Kaputtaki bu hafif inip çıkmalar ile hareketlilik sağlanıyor. Tamponda siyah hava girişinin iki yanında bulunan sis farları yaprak formlu krom çerçevelerle sarılıyor. Farların yukarıya uzamasının aksine aşağıya uzayan çerçeve burunda denge yaratıyor. Yukarıyı işaret eden detaylara eşit miktarda aşağıyı gösteren detay konulmuş. Bu sayede gözler aracın her bölgesine ayrı ayrı odaklanabiliyor, tek bir ilgi merkezi oluşması engelleniyor. Tamponun en altından geçen siyah plastikler de arazi araçlarına gönderme yapıyor. Uzun, ve eğimli ön cam gözlerle izlendikçe aracın uzunluğu fark ediliyor. Espace’ ın düzgün eğimli tavanı ön cama pürüzsüzce birleşiyor.

Yan tasarıma yan camlar damga vuruyor. Yan cephenin çoğunluğunu örten camlar, tavan çizgisini izleyen üst kenarları, ve arka kapıdan sonra “S” harfi çizerek ayağa kalkan alt kenarları ile çok şık görünüyorlar. Her yanı saran krom çerçeve uçlara doğru kalınlaşarak şekli vurguluyor. Arka cepheyle birleşen uçtaki kalın uç höse gidiyor. Stop farları ile krom çerçeve arasında kalan alandaki uçak kuyruğu, fark ettirmeden uçak çağrışımı yapıyor, Espace’ ın yüksek oturma pozisyonu ve kontrollerinin şekilleri anlam kazanıyor. Kapılar çok geniş, 3. sıraya geçiş bu sayede kolaylaşıyor. Siyah renkli yan aynalar da göze çok görünmemeye çalışıyor. Yan cam altında kalan alana sadelik hakim. Pürüzsüz, aşağıya inerken hafifçe derinleşen gövde kaplamaları aracın saf güzelliğini ortaya çıkarıyor. Kapıların en altındaki parlak şerit, öndeki krom çizgiler gibi değerli görünümü destekliyor. Tekerlekler 17-20 inç arasında jantlara sahip. Bu kadar büyük görünmeleri göz oyunu değil yani. En alttan düz biçimde devam eden siyah plastik kaplama, tekerlekleri sarmıyor ve Espace’ ı basit bir SUV’ ye benzemekten kurtarıyor. Yan camların arkaya doğru hafifçe aşağı eğimlenmesi, stop farlarına işaret ediyor. Uçak kuyruğunun altına uzayan lambalar, kırmızı şeritli aydınlatmalar ile farklı görünüyor. Arka camla görsel olarak birleşen lambalar, yan cam altından geçen belirsiz omuz çizgisini başlatıyor. Bagaj kapağı düz bir yapıya sahip. Marka logosu ve model adı ortalanmış biçimde yazıyor, ardından en altta krom şeritle beraber plaka geliyor. Tamponda siyah plastik kaplama yükseliyor, ve gümüş renkli bir yüzey girinti ve çıkıntılar ile SUV özelliklerinden birini yaşatıyor. Bagaj kapağı, tamponun altına ayak uzatmanız ile otomatik açılıyor.

Uçak uçak dedik ya, iç mekan da First Class herhalde. Koyu renkler parlak metaller ile destekleniyor ve lüks bir görüntü yaratılıyor. Direksiyon bu görüntüye rağmen biraz basit kalıyor, büyük sıkıntı olmasa gerek. Arkasındaki dijital gösterge, orta konsoldaki ekranla aynı renkte, bu sayede iç mekan genelindeki renk uyumu sağlanıyor ve sürücünün sürüş modunun farkına varması sağlanıyor. Ön cama doğru Head-Up Display ‘in camı görülüyor. Orta konsol lake siyah kaplaması ve krom çerçevesi ile çok şık, üzerindeki kontroller de bunu destekleyecek biçimde. Vites kolunun asitmetrik formu ilgi çekmeyi başarıyor, uçak gazına benzemesi sürücüyü havaya sokmaya yeterli olsa gerek. Ön göğüs boyunca ve kapı panellerinde ilerleyen parlak şeritler yolcuları sarmalıyor. Yan aynalar, aracın boyutları gereği oldukça büyük. Kapı panellerinde geniş kol dayama yüzeyleri bulunuyor. Depolama alanları zarifçe tasarıma dahil edilmiş ve kaba görüntü engellenmiş. Espace’ in iç mekanı oldukça ferah ve rahat. Huzurlu aydınlatma, koltukların şekli ve geniş cam yüzeyler ile alışılan MPV tasarımının yeni haline dönüşebilir mi? Kim bilir, göreceğiz. Peki, yeni Renault Espace ne zaman Türkiye’ye gelecek? Eski Espace ülkemiz için biraz anlamsız kaçıyordu, ancak bu nesil SUV meraklısına, daha doğrusu büyük Crossover meraklısına da hitap ediyor. Bu sebeple ithal edilmesi mümkün görünüyor. 100.000 TL seviyesinde bir değere sahip.