Ford S-MAX

Modern 7 kişilik MPV’ lerin yolunu belirleyen S-MAX, 2006 yılında ortaya çıktığında aile otomobili kavramında büyük bir değişiklik yapacağının farkında mıydı acaba? Aslında büyük bir iddiası yoktu, ancak önemli bir müşteri sorununu saptaması onu yarışta bir adım öne geçirdi. Aile otomobili müşterileri aile sürücüsü gibi görünmekten memnun değillerdi. S-MAX’ in sıradışı sportif görüntüsü ve akılda kalıcı kişiliği, onun sıkıcı bir aile otomobili gibi görünmesini engellerken, pratik kullanım özelliklerini kısıtlamıyordu. Estetik ve fonksiyon arasında tutturduğu bu denge, onun 2007 Yılın Otomobili ödülünü almasını bile sağladı. İlk modelin üstünden geçen uzun zaman içinde Ford’ un tasarım dilinde ve marka stratejisinde meydana gelen değişimler, bu yıl daha farklı bir S-MAX ile tanışmamızı sağlıyor. 2014 Paris Otomobil Fuarı’ nda görücüye çıkacak olan yeni S-MAX, 2. neslinde daha güçlü bir kimliğe ve önemli yeniliklere sahip. Aile otomobili görüntüsünü başarıyla gizleyen sportif tasarım, hacim ve esnekliği kısıtlamadan ve yakıt ekonomisini bozmadan sürücüyü tatmin etmeyi başarıyor. Sürüş zevki ve tarzı konusunda diğer MPV modellere göre bir üst seviyede olan S-MAX, havalı teknolojik özelliklere sahip. 7 kişinin konforla yolculuk etmesini sağlıyor, 32 adet koltuk-bagaj alanı kombinasyonu sunuyor. Eskisinden 3 kat daha sağlam gövde güven hissini pekiştiriyor. Bu güven hissinin temeli ise tasarımla atılıyor. Dinamik LED farlara sahip ilk Ford olan S-MAX, çizgi şekilli aydınlatmaları arasında yeni krom Ford ızgarasını, nağm-ı diğer “Aston Martin ızgarası”’ nı barındırıyor. Izgara, aerodinamik performansı iyileştirmek için açılıp kapanabiliyor. Akıcı ve dinamik silüet onu trafikte diğer otomobiller arasında kolaylıkla ayırt etmenizi sağlıyor. Alçak tavan ve kaslı çıkıklıklar otoriter bir görüntü yaratıyor. Bu detaylara rağmen sade olarak tanımlanabilecek tasarım, gözlerde yorgunluğu engelliyor. Arkada LED stop lambaları ve çift egzoz çıkışı S-MAX’ in o tam çözülemeyen sportif görüntüsünü tamamlıyor. S-MAX, iç mekanında daha köşeli ve yeni Mondeo’ dan tanıdık bir görüntü sunuyor. Düz ve anlaşılır kontroller iç mekanın olgun görünmesini sağlıyor. Tam uzunlukta panoramik cam tavan ile aydınlık artıyor ve aracın ferahlığı hissediliyor.

Daha ince koltuklar ile her sıra için daha çok diz mesafesi sunuluyor. Koltuklar sık kullanıma ve lekelenmelere karşı test edilmiş, iğneli bir top ile 600 kere fırçalanmış! Ford, aracının iç mekanını Dynamic Sanctuary, direkt çeviri ile Dinamik Tapınak olarak adlandırıyor. Huzurlu ve konforlu ortam, daha iyi yalıtımla çok az ses alıyor. Sürücü ve ön yolcu koltuğunda yorgunluk önleyici titreşim etkili yastık bulunuyor. Direksiyonun derinlik ve yükseklik ayarı elektrikli olarak yapılıyor, sürücü koltuğunun bir pozisyon hafızası var. Aracın teknolojik oyuncakları ise şu şekilde: Gösterge paneli 10 inçlik dijital ekranda toplanmış. Sürücü önündeki bu ekranın renkleri ve şekilleri ile oynama yapılabiliyor. Orta konsolda ise 8 inçlik dokunmatik multimedya ekranı bulunuyor. SYNC 2 sistemli ekran sesli kontrol edilebiliyor. S-MAX’ İN pratik kullanım özelliklerinde hafif geliştirmeler var. Easy-Fold sistemi ile ikinci ve üçüncü sora yolcu koltuklar tek düğme dokunuşuyla katlanıyor. Orta konsoldaki mobil cihaz gözü günümüz aileleri için bir ihtiyacı karşılıyor. 3. yolcu sırası altında zeminde depolama alanları bulunuyor. Bagaj kapağı Kuga’ da olduğu gibi ayağın tampon hizasında hareket ettirilmesi ile açılıyor. Hacmin verimli kullanımı ve yönetimindeki geliştirmeler ile S-MAX hala cazip. Kamera, radar ve ultrasonik cihazların kullanımıyla 16 üzerinde sürüş destek sistemi oluşturulmuş. Önden çarpışma riskinde uyarı ve otomatik frenleme, dikey ve paralel park, paralel park alanından otomatik çıkma ve arkadaki trafiğin denetimini sağlayan sistemler aracın şehir hayatında sık karşılaşılan güvenlik tehditlerinin üstesinden gelmesini sağlıyor. Artık yavaş yavaş standart donanıma girmeye başlayan kör nokta uyarısı, trafik işareti okuma, şerit takip asistanı ve sürücü dikkat asistanı da sunuluyor. Aracın önünün 180 derecelik görüntüsünü oluşturan kameralar ile park ve ince manevralar kolaylaşıyor. MyKey sistemi ile genç sürücüler için kısıtlamalar getirilebiliyor, kemerler takılmadan açılmayan müzik sistemi gibi. Sürüş, Ford Adaptive Steering ile daha çok etkileşim içeriyor. Direksiyon tepkilerini aracın hızına ve geçtiği yollara göre ayarlayan sistem, sürücünün yorulmasını engelliyor. Motorlar arasında 2.0 TDCi 120 PS (6 vitesli manuel şanzımanlı), 2.0 TDCi 150/180 PS (manuel ya da powershift şanzımanlı), 1.5 EcoBoost 160 PS (manuel şanzımanlı) ve 1.0 EcoBoost 240 PS (otomatik) bulunuyor. İlerleyen zamanlarda 4×4 bir modelin de sunulması bekleniyor. Fren enerjisi geri kazanım sistemi ve Start-Stop yakıt tasarrufu sağlıyor.

Tasarım detaylı incelenmeye başlandığında, ön kısımdaki sert çizgilerle bir arada kullanılan kıvrımların, otoriter görüntüye hafif bir sempati kattığı anlaşılıyor. Arkaya doğru uzayan ve yükselen farların düz üst kenarı bakışlara keskinlik katarken, alt kenarın kıvrımlı hareketleri aracın hala erişilebilir olduğunu düşündürüyor. İki far arasında, daha alçakta bulunan altıgen krom ızgara, farların alt uçlarına paralel yan kenarlara sahip. Ögeler arasındaki bu uyum ile burun tasarımı bir bütün olarak algılanıyor. Izgaranın kalın çerçevesi içinde sık aralıklarla yerleştirilmiş daha ince krom çizgiler yer alıyor. Ön camdan ızgaranın üst kenarına eğimli biçimde uzayan kaput, geriye alınan A sütunu sayesinde daha uzun görünüyor. Kaput üstünde Ford logosunu vurgulayan iki çizgi, ve bunlara ek olarak ön cam yanı kirişten ızgaranın üst köşesine uzanan iki çizgi var. Düz kaput, bu çizgiler sayesinde dalgalanıyor ve aracın sportif görüntüsünü güçlendiriyor. Geniş bir ağız gibi görünen ızgaranın altında daha basit bir hava girişi var. Hava girişinin iki yanında, farlar hizasında ise sis farlarının bulunduğu siyah bölgeler var. Burnun üst yarısında olduğu gibi alt yarısına da üç parçalı bir görüntü oluşturulmuş. Krom çerçeveli dairesel sis farlarının bulunduğu siyah zemin, farların alt kenarına paralel eğimle yukarı yükselip genişliyor. Burundaki ögeler aracı kavrıyor. Tamponun ortasındaki hava girişinin alt kenarı krom bir şeritle vurgulanıyor. Tasarımdaki parlak malzemeler ve yanlara uzama-yükselme hareketi gözlerinizi sizin için yan cepheye yönlendiriyor.

Bu boşuna değil. Yan kısım belki de son yılların en güzel cam şekillerinden birine sahip. S-MAX’ in özgün silüetinde büyük katkısı olan cam şekli, krom çerçevesi ile belirginleştiriliyor. Arka kapıya doğru sabit eğimle uzayan alt kenar, dikelerek arka cama doğru yöneliyor ve tavana ulaşınca üst kenara bağlanıyor. Üst kenar da dairesel biçimde başlangıç noktasına dönüyor. Bu zarif şekil, aracın uzunluğu sayesinde çok büyük kıvrımlar içeriyor. Yumuşak çizgilerin köşelerle bir arada kullanılması ile iç kıymıyor. Camların düz alt kenarı stop lambalarından ön tekerleğe uzayan çizgiyle vurgulanıyor. Bu uzun ve etkili çizgi kapı kolları ortasından geçiyor ve ön tekerlek hizasındaki hava çıkışı ile sonlandırılıyor. Eski S-MAX’ in ön tekerleği saran dairesel hava çıkışı, yeni modelde üçgensel bir şekli almış. Bu sayede yan camlarla da daha uyumlu görünüyor. Tekerlekler hafifçe çıkıklaştırılmış, aralarındaki yatay çizgi ise uzunluğu vurguluyor. Jantlar, sade yan tasarımla bütünleşmek yerine farklılaşmayı tercih ediyor. Detaylı görüntüleri ile aracın sadeliğine bir kontrast oluşturuyorlar. Arka kısımda ise eğri bir sırt var. Arka camın alt kenarları iki uçtan yukarı kalkma eğiliminde. Alt kenarın kalkık bölgeleri, hemen altlarındaki stop farlarına yer açıyorlar. Öne uzarken kalınlaşan ve yükselen lambaların içindeki LED aydınlatmalar etkileyici bir kırmızı ışık veriyor. Kırmızı ışıkların arasındaki karanlık detaylar da şık görüntüyü destekliyor. İki stop lambası arasındaki gri şerit üzerinde model adı yazmakta. Bagaj kapağı bu şerit altında derinleşiyor ve plaka için alan sunuyor. Bagaj kapağının devamı boş. Ancak en alttaki egzoz çıkışları sessizliğe şık bir nokta koyuyor. Siyah kaplamanın iki yanına yerleştirilen dikdörtgensel egzoz çıkışları hoş bir sürpriz. S-MAX, sportif, aynı zamanda zarif bir görüntüye sahip.

İç mekan karışık yorumlara maruz kalıyor. Düz ve köşeli çizgiler düzenli görüntü yaratsa da kimisi için eski otomobilleri hatırlatıyor. Direksiyon, üç kollu yapısı ve kolların üstündeki şekiller ile şık ve genç görünüyor. Arkasındaki dijital gösterge paneli S-MAX’ in en havalı özelliklerinden. Orta konsolun başında multimedya ekranı yer alıyor. İki yanında havalandırma çıkışları bulunan ekranın altında havlandırma kontrolleri ve temel fonksiyonların kontrolleri geliyor. Düğmelerin basit geometrik şekillerde olması algılamayı kolaylaştırıyor. Orta konsol yavaşça yatay hale geliyor ve vites kolunu sarıyor. Siyah temalı iç mekan aracın daha lüks görünmesini sağlıyor. Kapı kolları da krom çerçeve ile sarılıyor, ön göğüsteki havalandırma çıkışları da bu çerçevenin şeklini sürdürüyor. Karanlık iç mekan, aralara serpiştirilen metaller ile canlanıyor. S-MAX, MPV’ ler arasında farklı duruşu işle dikkat çekmeyi başarıyor. 7 koltuklu modeller arasında sportif yönü güçlü bir model. Bariz aile otomobili görüntüsüne sahip olmayışı da bir avantaj. 2015 yaz aylarına doğru ülkemize varması beklenen S-MAX için 100.000 TL civarında bir başlangıç fiyatı bekleniyor. Türk ailelerinin kalabalıklaşması ve MPV’ lerin satışlarının artması, yeni neslinde S-MAX’ in daha başarılı olmasını sağlayabilir.