Citroen bünyesinde ortaya çıkışına şahitlik ettiğimiz DS, ayrı bir markaya dönüşme işlemini tamamlıyor. DS, tasarım çizgisini belirlemeye başlarken 2014 Paris Otomobil Fuarı’ nda sergilemek üzere yeni bir konsept tanıtıyor. Markanın çıkış yeri olan Paris’ te tasarlanan Divine DS, güncel modellerle hiçbir detayı ortak olmayan yepyeni bir tasarıma sahip. Metal elemanların kendine sıkça yer bulduğu dış tasarım, ani ve keskin köşeleri, geniş kıvrımları ve güçlü çizgileri ile bir konsept otomobilden beklenen fantastik görüntüyü sunuyor. Ön tasarımda DS 5LS modelini hatırlatan bir far-ızgara birlikteliği var. Burnun ortasındaki altıgen biçimli ızgaranın kalın krom çerçevesi, üç boyutlu görüntüsü ile çeşitli bölgelerde kalınlaşıp inceliyor, ve hemen yanındaki farların altına uzanıyor. Farların şekli çok net olmamakla birlikte LED aydınlatmaları ve 4 parçalı aydınlatma elemanları ile çok şık görünüyor. Keskin köşeli farlar yukarı hafif bir uzama hareketi gerçekleştiriyor. Farların altına bir kol uzatan ızgara çerçevesi, bu sayede tüm ögeleri kendi ile ilişkilendiriyor. Tamponda da üç parçadan oluşan hava girişleri yer alıyor. Izgara ve farların hizasındaki bu üç parçanın üst kenarları ana ızgaranın krom çerçevesi ile vurgulanıyor. Izgara çerçevesinin alt kenarı ızgara sonlandıktan sonra yanlara uzayarak bu hava girişlerine uzanıyor. Bu geniş parlak çizgi, araca kendinden emin bir gülümseme katıyor. Kaputta 3 adet bombeli yüzey yer alıyor. Izgaranın üst kenarına uzayan iki çizginin arasında oluşan tepecikte DS logosu yer alıyor, farların arkasındaki tepecikler ise boş. İnce uzun yan aynaları gövdeye bağlayan kollar kaput üzerine uzuyor, ve kaputtaki tepecikleri ayıran çizgilere birleşiyor. Bu sayede bir başka tasarım ögesi burundaki ziyafete davet ediliyor. Burun kısmını terk etmeden ızgaranın kaplamasına da dikkat etmek gerekli. DS logosunu saran (artık DS logosu kullanıldığından bahsetmeye gerek yok, değişimi görmek heyecan verici) ve tüm krom çerçeve içindeki alanı dolduran karesel parçacıklar, DS logosundaki D harfinin simetrisinden elde ediliyor. Üç boyutlu bu karesel parçalar birbirlerinden bağımsız şekilde havada duruyormuş gibi görünüyorlar. Sert ön kısmın ardından yan cephe daha huzurlu görünüyor, ki bu bile oldukça agresif bir tasarım. Stop lambalarından ön kapıya kadar uzayan krom şerit oldukça ince. Kapıların altında da ön tekerlekten çıkıp yukarı uzayan bir kalın çizgi yer alıyor.
Bu iki çizgi gövde kaplamalarındaki dalgalanmaları tetikliyor ve üç boyut hissini güçlendiriyor. Araç 5 kapılı. Divine DS’ in ileride direkt bir üretim modeline dönüşmesi beklenmiyor. Konseptin görevinin DS markasının tasarım yönünü sergilemek olduğu söyleniyor. Yan camlar basit şekilleri ile geride kalsa da aracın atletik havasını koruyorlar. Atletik hava, arka camın eğimi ile hissediliyor. Tekerlekler, DS modellerindeki gibi detaylı bir şekle sahip. Kıvrımlar ve köşelerin bir arada hayat bulduğu (ne kadar klişe bir ifade) jant tasarımı, aracın yan kısmındaki sadelikten uzak. Arkada dikkati stop lambaları çekiyor. Yana uzayan krom çizgi kıvrılarak stop lambalarının şeklini oluşturuyor. Çerçevenin içinde, daha derinde yer alan küçük kırmızı aydınlatmalar çok havalı görünüyor. Yan kısımdan arkaya geçiş geniş bir kıvrımla oluyor ve bu sayede aracın kalçası çok daha büyük görünüyor. Tamponda iki uçta hava çıkışları görülüyor. Metalik kaplamalarla vurgulanan hava çıkışları ortadan geçen parlak şeritle birbirlerine bağlanıyorlar. Gövde rengi zeminde plaka kendi başına duruyor. Normalde tavan bölgesi otomobillerde çok dikkat çekmez, Divine DS için durum farklı. Arka camı da oluşturan üçgensel parçalar tüm tavan boyunca devam ediyor. Arka cama doğru bu üçgenler arasında açıklıklar oluşuyor. Bu tasarıma DS kanatları adı verilmiş. Üçgensel parçalar öne doğru bir araya gelerek kareler oluşturuyor ve sonlanıyor. Bütün bu kare ve üçgenler DS logosundaki üçgenlerden geliyor. İç mekan bambaşka bir dünya. Aracı göğüs kaplamaları yolcuları uzanıp onları sarıyor. Karmaşık hareketleri ile insanın gözü şaşırıyor. Göğüs kaplamaları için 3 seçenek sunuluyor ve bunlar değiştirilebiliyor. İç mekanda Swarovski kristallerinden yararlanılıyor. Kapı panellerinde ve sürücü yanında da ince işlemeler ile DS deseni yaratılıyor. Direksiyonun hemen yanında, sürücüye uzana kaplamaların üstündeki kontrol paneli, çok az düğme sayısına rağmen üçgensel parçaları ile karmaşık ve zor görünüyor. Bu görüntü lüks çağrışımlar yapıyor. Kontrol paneli alışılmış orta konsol yapısından farklı, ve bir multimedya ekranı yok. Bunun yerine karesel direksiyonun önünde bir head-up ekranı konulmuş. Bütün yönetim ayarları bu ekrandan yapılıyor olsa gerek. Divine DS, son dönemdeki en fantastik konseptlerden biri. Üretim halinden fazlasıyla uzak, ancak heyecan verici. DS markasının geleceğine dair ipuçları verdiği paylaşılıyor. Bu durumda ileride tanışacağımız DS modellerinde daha çok kare-üçgen bekleyebiliriz. Ayrıca ızgara ve far birlikteliği de şu anda kullanılmakta olan ve kullanılacak bir detay.