Ford Ecosport

Bu yıllardaki küçük crossover patlamasını önceden tahmin edebilmek için kahin olmaya gerek yok. Dünyanın her yerinde SUV’ lere artan ilgi sonucu her bütçeye uygun SUV türevleri üremeye başladı. Ford’ un da ağzı sulanmış olmalı. 2013 yılının ilk aylarında Peugeot 2008 ve Renault Captur ile yakın zamanda tanıtılan Ecosport, öncelikle Ford logosu ve güçlü görüntüsü ile küçük crossover müşterisinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Ford, Ecosport ile küçük otomobillerin ekonomisini ve pratikliğini SUV görünümünde sunduğunu söylüyor. 3 ana noktası ile öne çıkmanın peşinde Ecosport: sert bakışları, hacmi ve kullanım kolaylığı, ve erişilebilirliği. Global bir model olan Ecosport, daha önce Brezilya’ da satılıyordu ve yeni nesli ile uzak pazarlara da açılıyor. Dünyanın pek çok yerinde satılacak olan Ecosport, hala erişilebilir olması için malzeme kalitesi, teknik özellikler ve teknolojik donanım eksiklerine sahip. Bunu zaten yazının ilerleyen bölümlerinde okuyacaksınız. Güney Afrika’ da pek çok farklı ülkeden gelen uzmanlarla geliştirilen Ecosport, tasarımı ile güncel Ford modelleri arasından sıyrılıyor. Aston Martin ızgarasını içeren yeni tasarım anlayışı kullanılmamış, kısa bir burun, üç parçalı ızgara ve yukarı kalkık farlar tercih edilmiş. Gümüş tavan rayları, elektrikli yan aynalar ve sis farları opsiyonel. Arka kısımda yana açılan bagaj kapağı ilgi çekiyor. İlgi çekici ancak, pratik değil. Son yıllarda bu tip bagaj kapaklarının az görülmesinin sebebi de bu. Dar park yerlerinde, yol kenarlarında ya da apartman garajlarında bir eziyet halini alabilir bu kapağı kullanmak. Açma kolu profesyonelce sağ stop farına gizlenen bagaj kapağı üzerinde bir de yedek tekerlek yer alıyor. İç mekanda 20 adet depolama gözü bulunuyor. Kapı içi gözleri, şişe tutucular, koltuk altı çekmecesi ve soğutmalı torpido bunların öne çıkanları. 375 litrelik bagaj hacmi arka koltuklar yatırıldığında 1238 litreye çıkıyor. Ecosport’ un küçük otomobillerden gelen tek pratik özelliği küçük dönüş çapı. 10,6 metrelik çap ile şehir içinde kolay manevra sağlanıyor. İç mekan, basit bir plastiğin kullanımı ile huzursuzluk yaratıyor. İç mekan görsellerinde, plastik parçaların üstündeki ışıktan da görebileceğiniz üzere kalitesiz bir siyah plastik tercih edilmiş. Maliyet düşürmek için alınan bir önlem. Derinlik ve yükseklik ayarlı direksiyon pek çok insan tipine uyum sağlıyor.

Yüksek sürüş pozisyonu yola hakimiyeti güçlendiriyor ve SUV meraklılarını mutlu ediyor. Çok geniş olmayan Ecosport, arka yolcu sırasında 3 kişiyi çok konforlu şekilde taşıyamıyor. 2012 ve 2013 yılın motoru seçilen 1.0 EcoBoost motor seçeneği ilk defa bu tip bir modelde sunuluyor. 125 PS güç üreten motor, 100 kilometrede 5,3 litre yakıt harcıyor. 1.5 litrelik benzinli ünite 112 PS güç ve 6,3 l/100 km tüketim değerine sahip. Son motor seçeneği ise 1.5 TDCi 90 PS. 100 kilometrede yakıt tüketimi 4,6 litre. Ecosport’ un sürüşü Fiesta’ ya benzetilmeye çalışılmış ancak ondan hala fazlasıyla uzak. Ford modellerinin sürüş zevki Ecosport’ da bulunamıyor. Direksiyonun yetersiz tepkileri, tutarsızlığı ile daha da kötü görünüyor. Direksiyon hareketleri ile tam olarak senkron olmayan tekerlek hareketlerine alışmak gerekiyor. Şehir içindeki dönüşlerde yolcuların savrulduğu da duyulan yorumlar arasında. Önden kayma eğilimli. Ses ve titreşim yalıtımı Fiesta’ dan geride olan Ecosport, dışarıdan göründüğü kadar güçlü değil. Teknolojik özellikler arasında Ford SYNC ve AppLink bağlantısı öne çıkıyor. Telefon uygulamalarını sesli kontrol etmenizi sağlayan sistem, bir ekrana sahip değil, yani uygulamalar araçtaki bir ekrandan geri bildirim vermiyor. Bunun sebebi araçta renkli bir multimedya ekranının bulunmayışı. Dolayısıyla navigasyon da sunulmuyor. Ciddi misin Ford? En azından Avrupa modellerinde multimedya sistemi geliştirilebilirdi. Orta konsol ve havalandırma kontrolleri tamamen Fiesta’ dan alınma. Yani diğer Ford modellerinden tanıdık bir görüntüye sahip. Güvenlik donanımları arasında yokuş kalkış desteği, Cruise Control, arka park sensörleri, otomatik silecek ve far bulunuyor. 7 hava yastığına sahip. EuroNCAP skoru ise zaten iç açıcı olmayan durumu daha da kötüleştiriyor. 4 yıldız beklenmedik bir sonuç. Ecosport, Latin Amerika ve Asya gibi pazarlar da göz önüne alınarak geliştirildiği için Avrupa müşterisinin beklentisini tam karşılayamıyor. Ecosport’ un kendinden iyi rakipleri var. Bu kesin. Ve Ecosport, satıldığı Avrupa ülkelerinde rakiplerinden çok çok ucuza satılmıyor. Peki Ford Ecosport ne zaman Türkiye’ ye gelecek? Avrupa ülkelerinin bir kısmında satışına başlanmasına rağmen ülkemizde henüz satılmayan Ecosport, 2014 sonunda Türkiye’ ye varabilir. Ancak hiç ithal edilmeme ihtimali de bulunuyor. Getirilmesi durumunda 50.000 TL civarında (hak etmediği) bir başlangıç fiyatına sahip olabilir.

Ford Ecosport ÖnEcosport’ un farklı tasarımı karışık yorumlara maruz kalıyor. Bambaşka bir tasarım felsefesine göre şekillendirilen burun oldukça yüksek görünüyor. Burnun dik kısmı ile kaput arasındaki geçiş sırasında, üzerinde Ford logosu bulunan siyah şerit görülüyor. Şeridin altındaki krom çizgi aşağıdaki hava girişi ile ortaklık kuruyor. Yanlara uzarken hafifçe yükselen farlar, altıgen şekline sahip. Farların içinde hiçbir yeni nesil aydınlatma elemanı bulunmuyor. Bu da Ecosport’ un düzeyini dışarıdan belli eden olumsuz bir detay. Burnun orta kısmındaki büyük hava girişi, genişletilmiş bir sekizgen şeklinde. Krom çizgilerle üçe bölünen hava girişi görkemli görünüyor. Hava girişinin üst kenarını yan kenara bağlayan eğik kenar, farlardaki eğik kenara paralel. Bu sayede ögeler arası uyum yaratılıyor. Uyum tamam da, görüntü çok hoşa gitmiyor. Ford’ un Avrupa modellerindeki o hafif zarafet Ecosport’ ta yok. Kalın ve fazlasıyla belirgin detaylar alışılmadık ve pek çok göze hitap etmiyor. Burnun ortasında, gövde rengi zemindeki hava girişinin iki yanında, farların altında sis farları yer alıyor. Yan kenarı hava girişine paralel siyah yuvalardaki dairesel sis farlarının opsiyonel olduğunu hatırlatalım. Burnun en altındaki siyah plastik kaplı bölge, ironik şekilde Ecosport’ u fazlasıyla sert gösteriyor. Hiçbir yönü çok güçlü olmayan Ecosport’ un araziye özel hiçbir donanımı bulunmuyor. Hava girişi hizasında kullanılan gümüş renkli parçanın altındaki girinti çıkıntılar SUV’ lere gönderme yapıyor. Kaput ön cama ilerledikçe farlar hizasında yükseltiler beliriyor. Ön cam yanındaki kirişlere uzayan bu yükseltiler insan vücudundaki kaslara benziyor. Surat estetik olmayabilir ama sert.

Ford Ecosport ArkaYan kısımda ise daha akışkan çizgiler kullanılmış. Yan camların şekli, ön kapıdan yukarı uzayan bir alt kenarla başlıyor. Arka kapı ile beraber daha dik şekilde ilerleyen alt kenar, yumuşak bir köşe ile üst kenara bağlanıyor. Üst kenar ise tavana paralel biçimde alt kenarın başlangıcına iniyor. Başlangıç noktasındaki sivri köşe, yan camın genelindeki yumuşak hareketleri dengeliyor. Camlar ile kapıların sınırları arasında büyük boşluk bırakılmış. Arka camın yana uzantısı da geçmişin popüler SUV tasarımlarından. Bu detayın kullanılması ile Ecosport SUV meraklılarını kendine çekmeye devam ediyor. Stop lambasından çıkan bel çizgisi, ön tekerleğe kadar devam ediyor ve bu sırada kapı kollarının ortasından geçiyor. Tekerleklerin çevresinde geniş çaplı dairesel vurgular bulunuyor. Ecosport’ un ayakları bu sayede daha büyük. Siyah plastik kapıların altında da devam ediyor. Tavandaki gümüş renkli raylar yakışıyor. Arka tasarımda kolaya kaçılmış. Bagaj kapağının çoğunluğunu örten yedek tekerlek özgünlükten uzak. Tekerleğin kapağının ortasında model adı yazıyor, ve bu iki dekoratif çizgiyle vurgulanıyor. Tekerin iki yanından görünen stop lambaları, kırmızı ve beyaz renkli iki yarıdan oluşuyor ve ön tarafa ilerledikçe kalınlaşıyor. Arka camın alt kenarı yan cepheye uzarken yükseliyor. En alttan geçen siyah kaplamanın ortasında gümüş renkli parçada plaka taşınıyor. Stop farları hizasında ise kedigözleri görülüyor.

Ford Ecosport İçİç mekan, alışılmış Fiesta kontrollerini ve çizgilerini taşıyor, sadece daha düşük malzeme kalitesiyle sunuyor. Kötü plastikler eski otomobilleri hatırlatıyor. Üç kollu direksiyon, metalik parçalar ile ilgi çekmeye çalışıyor. Gösterge paneli iki ana çembere sahip. Hız ve devir göstergesi sportif yazı tipleri ile hoşa gidiyor. İki çember arasındaki dar alanda yol bilgisayarının ekranı yer alıyor. Gösterge panelinin siperliği ön cama doğru uzayarak kayboluyor. Orta konsolun başında, ön camın altındaki siyah zeminden yükselen bilgi ekranı bulunuyor. Bu ekranın ardından müzik sistemi geliyor. Üç gruba ayrılan kontroller karmaşık görünse de kısa sürede anlaşılıyorlar. Müzik sistemi kontrollerinin iki yanında şık havalandırma çıkışları bulunuyor. Kapıların yanlarında bulunan havalandırma çıkışları da oldukça güzel görünüyor. Orta konsolun dik kısmında üç dairesel parçadan oluşan havalandırma kontrolleri bulunuyor. Vites koluna inerken bir depolama alanı oluşturuluyor. Vites kolunun iki yanındaki cilalı siyah kaplamalar keşke daha çok kullanılmış olsaydı. Kapı panelleri de Fiesta’ ya oldukça yakın. İçi boş kapı kolları ele güzel geliyor. Arka yolcu sırasının durumundan daha önce de bahsedildi, 3 kişi sıkışıyor. Ancak diz mesafesi konusunda büyük sıkıntısı yok. Ecosport, bir otomobilin sunması gereken her şeyi sunuyor, tamam, ancak en basit ve ekonomik halde. Daha şık, daha konforlu ve donanımlı küçük crossover’lara benzer fiyatlara erişebilirsiniz. Maalesef Ecosport sınıfının en iyisi değil. Ecosport yerine Fiesta, B-MAX ya da Transit Courier üçlüsünden birini seçmeniz sizi daha mutlu edebilir.

Yorumunuzu Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s