Minik sınıf otomobiller, boyutlar konusunda alt sınırı belirliyor. Küçük boyutları sayesinde kullanım kolaylığı artan, ve daha az malzeme kullanımı gerektiren bu araçlar, düşük üretim maliyeti ve tüketici fiyatları ile öne çıkıyorlar. Ancak sıkıntı şu ki, minik sınıf otomobiller zevk veremiyor. İnsanı bir otomobile tekrar ve tekrar bakmaya iten, ve otomobilleri arzu nesnelerine döndüren sihirli elemanlar kendilerine A-Sınıfı otomobillerde yer bulamıyor. Tasarım 2. planda. Müşteri beklentileri doğru saptanamıyor, ve sürücüler araçlarına sahip olmaktan gurur duymuyor. 2014, işte bu mutsuzluk verici gerçeklerin değiştirilmesi adına önemli bir yıl oldu. Pek çok Avrupalı otomobil üreticisi, minik sınıf araçlarına bir kişilik kazandırma çabası içinde. Toyota’ nın da diğerlerinden farkı yok. Türk müşterisi minik bir Toyota ile bugüne kadar tanışmadı, ancak 2005 yılından beri Avrupa ülkelerinde satılan Aygo ile Japonlar minik sınıfta başarının formülünü bulmuştu. 2014 Cenevre Otomobil Fuarı’ nda tanıtılan 2. Nesil Aygo ilk modeldeki gibi farklı olmanın peşinde. Baş mühendis David Terai’ nin sözleri yeni Aygo’ nun özgün neden farklı olmak için çabaladığını açıklar nitelikte: “Kalabalık bir pazarda, müşterilerin yarısının gerçekten seveceği bir otomobil, kimsenin dikkat etmeyeceği bir tanesinden iyidir.” Aygo, herkesin beğenmeyeceği bir tasarıma sahip. Marka bunu kendisi söylüyor. Taraflar oluşturacak ve akılda kalıcılığı artacak bir araç. Toyota’ nın J-Factor felsefesinden yola çıkılarak oluşturulan yeni Aygo, iki kopuk nesnenin birleşiminden oluşuyor. Nobuo Nakamura, Aygo’ nun tasarımcısı, Japon çizgi roman karakteri AstroBoy ve bir yumurtadan ilham aldığını söylüyor. J-Playful teması, günümüz Japon gençliğinin hayatından alınan belirgin ve güçlü şekilleri kullanıyor. Aygo, bir Japon olduğunu gururla haykırıyor. Yumuşak bir obje (yumurta) sert gövde üstünde yayılırken kırık çizgiler oluşturuyor. Öndeki “X” şekli de bu sayede meydana geliyor. Bütün ön detayları toplayan ve yanlara uzayan bu X şekli, Aygo’ yu Aygo yapıyor. Unutulması zor bu görüntü ile Aygo yoldaki varlığını güçlendiriyor. Ağırlık noktası, hem tasarımdaki detaylar hem de teknik sebeplerle öne kaymış durumda. X’ e olan vurgu ister istemez artıyor. Duygusal etki yaratan, detaylı ve etkileyici tasarım, insanı eğlendiren çizgilerle canlanıyor.
Aygo, kişiselleştirme olanakları ile sürücüsü ile olan bağını güçlendirmenin peşinde. Dış tasarımda 10’ a yakın parça farklı renkteki versiyonları ile değiştirilebiliyor. İyi düşünülmüş üretim ve montaj teknikleri ile kişiselleştirme pahalı bir seçim olmaktan çıkıyor. Jantlarda ikincil renkte parçalar, siyah, gümüş veya beyaz X şekli, kırmızı ya da beyaz tampon ve kenar kaplamaları araca tam oturuyor, zoraki bir görüntü engelleniyor. Arka profilden aracın üst kenarına bakıldığında görülebilir, tavan arkaya doğru iki bombe oluşturuyor. Bu bombeler ve gerilerindeki spoyler rüzgar direncini azaltıyor ve 0,29 Cd’ lik değer elde ediliyor. İç mekana bakıldığında belki görüntü tanıdık gelebilir. Aygo, ilk ortaya çıktığından beri Peugeot 107 ve Citroen C1’ in kardeşi. Yeni neslinde de Peugeot 108 ve Citroen C1 ile olan ortaklık devam ediyor. Dış tasarımda son derece başarılı biçimde kardeşlik bağının izleri silinirken, içeride ortaklık belli oluyor. Orta konsol üstündeki 7 inçlik x-touch ekranı, MirrorLink sistemi ile akıllı telefon uygulamalarının araç ekranı üstünde çalıştırılmasını sağlıyor. Havalandırma kontrolleri kardeş modellerden daha farklı. Gösterge paneli tek parça oluşu ile sade ve okunaklı. 3455 mm uzunluk, 1615 mm genişlik ve 1460 mm yükseklik değerine sahip olan Aygo’ nun bagajı da 168 litre hacme sahip. Tek motor, 3 farklı seçenekle satılıyor. 1.0 VVT-i Benzinli ünite, 69 beygir güç 95 Nm tork üretiyor. 160 km/s maksimum hız ve 14,2 saniye 0-100 km/s hızlanma değerine sahip. Manuel model 100 km’ de 4,1 litre yakıt tüketiyor. x-shift şanzımanlı Aygo ise 4,2 litre tüketime sahip. x-shift, E, M ve R modlarına sahip. E- easy otomatik kullanım sunarken, M kulakçıklar ile manuel kullanımı mümkün kılıyor. R ise tabi ki geri. Aygo’ nun bir de aynı motora sahip eco versiyonu var. Manuel şanzımana sahip bu versiyon daha düşük sürtünme katsayısı ve uzun 4. ve 5. vitesleri ile 100 km’ de 3,9 litreden düşük tüketim gerçekleştiriyor. eco modelinin rüzgar direnci de 0,28 Cd’ ye indirilmiş. Aygo’ da büyük bir cesaretle tek motor seçeneği sunulmasının ise mantıklı bir sebebi var. A-Sınıfı müşterisinin %85’ i benzinli motorları tercih ediyor ve bu oran yıllar içinde çok az değişmiş. Güvenlik başlığı altında, Aygo’ da ABS, EBD, VSC (denge kontrolü), Isofix bağlantı, lastik basınç göstergesi, hız sınırlayıcı ve yokuş kalkış desteği standart sunuluyor. Ön tasarımdaki X şekline farları sığdırmak için küçültülmeleri gerekmiş ve bu sebeple farlarda daha gelişmiş aydınlatmalar kullanılmış. PES-Halojen farlara LED aydınlatmalar eşlik ediyor ve işin güzeli, standartlar!
Tasarım detaylı incelenmeye başlandığında, Aygo’ nun 108 ve C1’ den çok daha cazip ve ilgi uyandıran bir görüntüye sahip olduğu görülüyor. Burnun sivrildiği noktada bulunan Toyota logosu, X’ in merkezinin biraz yukarısında bulunuyor. Logonun altından geçip farlara uzayan kollar, farlarla bütünleşiyor. Arkaya gittikçe yükselen ve sivri köşelere sahip farlar, X’ in kollarının şeklinden biraz çıksa da görüntüye uyuyor. Farların alt kenarı boyunca uzayan ve bir süre sonra ayağa kalkan LED çizgisi çok şık görünüyor. Bu çizgi üstünde ana aydınlatma ve turuncu sinyal lambaları görülüyor. Farların kıvrık üst köşesinden sonra yan camlara devam eden X şekli, siyah ve beyaz renklerde cilalı, gümüş renkte ise mat görüntüye sahip. Farların da etkisiyle yukarıya doğru güçlü biçimde ilerleyen kollar ön tasarım detaylarını bütünleştiriyor. X’ in aşağı inen kolları ise yukarı çıkanlara kıyasla daha ince. Toyota logosu altındaki ızgaranın yanlarından geçen kollar alt uçlarına doğru dairesel sis farları ve LED şeritleri görülebilir. LED şeritleri X’ in kollarına paralel biçimde gövde rengi zeminde yer alırken, sis farları X’ in kolları renginde bir çerçeveye sahip ve ızgara içine kayıyor. Izgaranın üzerinden geçen ve X’ in kolları tarafından tutulan plastik bir kol plakayı tutuyor. Burnun en altına kadar inip yok olan X kolları arasında kalan gövde rengi boşluk renkli kaplamalar ile doldurulabiliyor. Fazlasıyla dolu ve canlı olan burun sebebiyle kaputta sadece ön camdan çıkan iki çizgi bulunuyor, bu çizgiler de çok kısa sürede sonlanıyor. Aygo’ nun yüzü çok özel. Güzel ya da çirkin, burası gözden göze değişiyor. Ancak kesinlikle cesur bir deneme yapılmış.
Farlardan sonra yan camlara uzayan X kolları yan camların alt kenarını belirliyor. Yan camların alt kenarı, hızla arka kapıya doğru yükselerek ilerliyor, arka kapının sonuna doğru hafifçe dikelip stop lambalarına kadar gidiyor. Yan camların üst kenarı da stop lambalarının üst kenarı tarafından belirlenmiş. Önce tavana doğru yükselen, ardından tavan çizgisi ile öne inen üst kenar, X’ in kolunun uzantısına birleşiyor. Arka kapının camı açılmıyor, ancak bu dışarıda daha iyi bir görüntü yaratıyor. Yan aynalar ön kapıya bağlı, sinyal ışıkları ise ön tekerleğin biraz üzerinde. Pek çok jant seçeneğine sahip olan Aygo, simsiyah jantlarla sportif bir izlenim bırakıyor. Jantlarda olduğu gibi, kapı kolları da ikincil renge göre geliyor. Siyah kapı kollarının gövde rengi ile oluşturduğu kontrast öne çıkmalarını sağlıyor. Tekerlekler çevresinde gövde hafifçe çıkıklaşıyor. Arka stop lambaları, kalın siyah çerçeve içinde barınan kırmızı ve yarı saydam beyaz parçalarla şık görünüyor. Arka kapı üstündeki cam parçasına tam olarak uyan lambalar, ayrıca bagaj kapağı ile de kusursuz bir bağlantıya sahip. Tamamen camdan oluşması ile daha ucuza gelen kapak, lambalar ile birlikte altıgen şekli oluşturuyor. Altıgen, Aygo’ nun ikinci neslinde önemli bir şekil. Model adı ilk nesilden farklı olarak altıgenler içine yazılıyor ve tanıtım materyallerinde de altıgen şekli sıkça kullanılıyor. Aşağı indikçe incelen stop lambaları bagaj kapağının ortalarına doğru çıkıklaşıyor, uçlarında doğru derinleşiyor. Arka cam üstündeki spoylerde fren lambası ve onun da üzerinde iki bombe görülüyor. Daha önce de bahsettiğimiz gibi bu bombeler rüzgarı yönlendirmeyi sağlıyor. Arka tamponun görsel detayı ikincil renkte. Plaka bu renkli zeminde yer alıyor, ve bu yüzey en alttan gelen gövde rengi parçanın yanlarından geçerek en alta bağlanıyor. Aracın harekete hazır görünmesini sağlayan arka kısım, Aygo’ nun dış tasarımdaki son detaylarını barındırıyor. Aygo, pek çok minik sınıf otomobilin, hatta Hatchback’ in askine her bölgesinde gözü tatmin etmeyi başarıyor.
İç mekanda renkli detaylar ile yeniden canlanıyoruz. Beyaz tavan altında siyah ve ikincil renkteki detaylar dış tasarımın eğlencesini içeri taşıyor. Üç kollu direksiyon, parlak parçalar ile daha kaliteli görünüyor. Arkadaki gösterge paneli tek bir çember üstüne kurulu. Hız göstergesi, içinde yol bilgisayarını, solunda devir göstergesini ve sağında çeşitli bilgi ışıklarını tutuyor. Bütün bilgilerin küçük bir alanda toplanması ile başarılı bir iş çıkarılmış. Orta konsolda tablete benzeyen bir kontrol paneli bulunuyor. Renkli kaplamalar ile bu detay da iç mekana uyumlu. En üstünde 7 inçlik ekran bulunuyor, altında ise havalandırma kontrolleri ve temel işlevlerin düğmeleri görülüyor. Bu panelin ardından oluşan derinlik depolama alanı olarak kullanılıyor. Devamında ise vites kolu görülmekte. Havalandırma çıkışları renkli kaplamalarla vurgulanırken, dairesek şekilleri dokunma hissi yaratıyor. Kapı iç yüzlerinde gövde rengi görülmekte. Kapıların her yerinin kaplanmaması ağırlık ve maliyet tasarrufu sağlarken, iç mekana renk katıyor. Koltukların yanal desteklerinde de kişiselleştirme sırasında renk değiştirmek mümkün. Aygo’ nun iç mekanı 108 ve C1’ den farklı bir yenilik sunmuyor. Şimdi beklenen soru: Yeni Toyota Aygo ne zaman Türkiye’ ye gelecek? Ülkemize ilk nesli ithal edilmeyen Aygo’ nun yeni nesli sınıfında fark yaratıyor. Tasarım sürecinde de özellikle genç müşteriler düşünülerek tasarlanan Aygo, öğrencileri ve yalnız yaşayanlar için çok cazip. Bunlar gibi sebeplerle Toyota Türkiye, Aygo’ u şimdi getirmeyi düşünebilir. Kararın olumlu olması durumunda 2014 yaz sonuna doğru gelmesi mümkün olabilir. Fiyat? Aygo’ nun gelmesi durumunda tahmini fiyatı 45-50.000 TL civarında. Hyundai i10 gibi yerli otomobillerle giderek ısınan minik sınıfta Aygo farklı duruşu ile çok cazip. 108 ve C1’ den çok daha ilgi çekici, Twingo ile yarışır. Yaris müşterisini bile tarzı ile çalabilir. Siz ne dersiniz? Sevenlerden misiniz, nefret edenlerden mi?