Dünyada, hatta evrendeki canlı ve cansız her doğal varlık, sahip oldukları geometri ile aklımıza kazınan formlarını kazanıyorlar. Otomobillerin şimdiki hallerini almaya başlamaları ile tasarımcılar, hep daha iddialı ürünler ortaya koymaya çalışırken basit geometrinin büyüsünden uzaklaştılar. 1998 yılında Peter Schreyer’ in liderliğini yaptığı bir ekip, Audi TT ile temel geometrik şekillerin gücünü yeniden gösterdi. Markanın belki de en değerli modeli olan TT, orijinal modeldeki devrimsel tasarımını 3. neslinde halen korurken, kendini sınıfının en gelişmiş aracı yapacak özelliklerle yeniden yollara düşüyor. İkinci nesle oldukça yakın 4,18 metre uzunluk değerine sahip olan TT, yatay çizgilerin, köşelenmelerin ve çemberlerin belirgin olduğu tasarımı ile ilgi uyandırıyor. Daha yüksek performans sunan kardeş TTS de ilk tanıtım anından beri TT’ nin yanında. Altıgen ızgara genişliği vurgularken, kaput üstüne alınan Audi logosu R8’ e gönderme yapıyor. Düz şekilli farlarla kendinden emin ve ciddi bir görüntü kazanan TT, standart olarak Xenon Plus farlara sahip, opsiyonel olarak farların koyu görüntüsünde kontrast oluşturan Matrix LED aydınlatmalar da alınabiliyor. Aracın dönüş sinyalleri basit bir yanıp sönme efekti yerine sinyal verilen yöne uzama hareketi yapıyor. Tekerlekleri saran çemberler önemli tasarım ögeleri, ve aracın büyük ayaklarını oluşturuyorlar. Yan camların arka ucundaki kalkıklık bir gerginlik oluşturuyor. Yakıt kapağı eskiden olduğu gibi parlak rengi ile öne çıkıyor, ve yakıt deposu direkt olarak kapağın altında bulunuyor, tıpkı yarış otomobillerinde olduğu gibi. Spoyler, 120 km/s hıza ulaşıldığında kendini gösteriyor. Audi markası için de yeni tonlar barındıran 11 renk seçeneğinin her biri araca çok farklı ruh halleri kazandırıyor. Lansman görsellerinde kullanılan Scuba mavi ve Tango kırmızı etkileyici. TT, iç mekanı ile birkaç nesil sonraki otomobillere bir önizleme sunuyor adeta. Orta konsola bakıldığında alışılmış bir kontrol paneli ile karşılaşılmıyor. Bunun yerine gösterge panelini MMI sistemi ile birleştiren Audi Virtual Cockpit sürücünün karşısında yer alıyor. Virtual Cockpit ekranı, 1440×540 piksel alanı, ve Nvidia Tegra 30 ekran kartı bir otomobil içi ekrandan beklenenin ötesinde. 12,3 inçlik köşegene sahip olan TFT ekran, orta konsolun devamındaki fiziksel düğmeler ile kontrol ediliyor, touchpad üzerinden el yazısı ile harf girişi yapılabiliyor. Akıllı telefonlara benzer bir mantıkla çalışan sistem, ses ile kontrol edilebiliyor. Virtual Cockpit, klasik modda göstergeleri ön plana getirirken, infotainment modunda multimedya, navigasyon gibi MMI özelliklerine vurgu yapıyor. TTS’ e özel sporty modunda ise sadece performans detayları yansıtılıyor. MMI sistemi araç içinde bir wi-fi hotspot’ u oluşturabiliyor.
Multimedya kontrolleri gösterge paneli ile bütünleştirildi, peki havalandırma kontrolleri? Uçak motorlarına benzer dairesel havalandırma çıkışlarının ayarları direkt olarak kendileri üzerinden yapılıyor. İnanması güç, çemberlerin merkezindeki ufak ekranlardan koltuk ısıtma, hava akış yönü ve gücü ayarları dahi yapılabiliyor. Temizlenen orta konsol, sadelik hissini güçlendiriyor. Kafalıklar koltuklara entegre. TT’ de opsiyonel Bang & Olufsen ses sistemi de sunuluyor. 3 iç mekan rengi seçeneği bulunuyor ve S-line paketi ile çift renkli kombinasyonlar oluşturulabiliyor. Israrla 2+2’ lik oturma düzeni olduğu belirtilen TT, 2 kişi sonrasında can sıkmaya başlıyor. 305 litrelik bagaj hacmi oldukça yeterli, ve arka koltuklar yatırıldığında bu hacim artıyor. TT’ nin teknik tarafında büyük gelişim söz konusu. Altyapı ve büyük baskı altında kalan gövde bölümleri çelikten üretiliyor, yanlar ve tavan başta olmak üzere diğer çevrelerde alüminyum ağırlıkta. Eski nesle göre %50’ ye kadar daha hafif olabilen (motora göre değişiyor) 3. Nesil TT, önde McPherson, arkada 4 noktalı süspansiyon sistemine sahip. Audi Drive Select sistemi aracın sürüş tarzının belirlenmesi için seçenekler sunuyor. Aracın yola basışını denetleyen Audi Magnetic Ride, Drive Select üzerinden comfort- auto ve dynamic modları yönetiliyor. Comfort, asfalt üstünde süzülme hissi yaşatırken, dynamic aracı yere yaklaştırıp aksiyona hazır hale getiriyor. Magnetic Ride TTS için standart, TT için opsiyonel. Modelde şerit takip asistanı, park asistanı, elektronik denge kontrolü, elektronik park freni, uzun huzme farlar, LED iç aydınlatma ve ön koltuk ısıtma gibi donanımlar standart. Audi TT ülkemizde 2.0 TFSI ünite ile sunuluyor. 2.0 TFSI motor, S-tronic şanzıman ve quattro dört tekerlekten çekiş sistemi ile geliyor. Motor, 230 bg güç 380 Nm tork üretiyor, 0-100 km/s hızlanmasını 5,3 saniyede tamamlıyor- maksimum hızı 250 km/s. 100 km’ de 6,8 litre yakıt harcıyor. quattro sisteminin ayarları da Audi Drive Select üzerinden yapılıyor. Auto modunda torkun ön ve arka akslara dağılımı duruma göre gerçekleştirilirken, dynamic modunda arka aksa daha çok ağırlık veriliyor. Ülkemizde satılmayan TTS’ deki 2.0 TFSI seçeneği ise 310 bg güç, 380 Nm tork üretiyor. 0-100 arası hızlanma 4,7 saniye sürüyor, hızlanma 250 km/s’ e kadar devam ediyor. 3 basamaklı güç değerleri ile TT klasmanını belli ediyor.
Tasarım detaylı incelenmeye başlandığında, yeni altıgen ızgaranın burna gayet iyi uyum sağladığı görülüyor. Üst yarısı oldukça kısa olan ızgaranın tüm kenarları krom çerçeve ile sarılıyor. Düz üst kenarın yukarısında, kaput üstünde marka logosu yer alıyor. Izgaranın yan kenarları arasındaki köşeden bir şerit çıkıyor ve ızgaranın iki yarısını belli ediyor. Bu şerit, ızgaranın kanatlarından daha kalın görünümü ile ayırt edilebiliyor. Yatay kanatlar diğer Audi modellerindekinden daha sık aralıklarla yerleştirilmiş. Izgaranın alt yarısında plaka bulunuyor. Altıgenin üst köşelerinden çıkıp yana uzayan çizgi, aynı zamanda farların üst kenarını belirliyor. Farlar, paralelkenara benzer şekilleri ile anlaşılması kolay bir görüntüye sahip. Alt ve üst kenarlar yana uzarken yükseliyor, yan kenarlar ise eğik biçimde yukarı çıkıyor. Farların burnun ortasına bakan üst köşesi ile ızgara köşesinden çıkan çizgi arasında bir gölge oluşuyor, burada da farların daha derinde başladığı hissettiriliyor. LED aydınlatmalar farların alt kenarı boyunca devam ederken, yan kenarlara paralel dikey LED aydınlatmalar far içinde iki bölge oluşturuyor. Izgaranın üst köşesinden çıkan çizgiler farların üstünden geçip yanlara uzarken, kaputun alt kenarında geniş bir “V” harfi oluşturuyor. Farların şekli, gelecek Audi modellerinde göreceklerimize ışık tutuyor. Bugüne kadar ızgaranın yan kenarları ile bir şekilde uyum içinde olan farların aksine TT’ nin farları ızgaraya batıyor gibi görünüyor. Farların ızgaraya yakın yan kenarları, kaput üzerinde bir çizgi olarak devam ediyor ve ön cama uzuyor. Bunlar dışında başka çizgi olmayışı sadeliği güçlendiriyor. Farların altındaki hava girişleri, aşağı uzayıp ızgaranın altına kıvrılıyor ve siyah görüntü ince bir çizgi halinde ızgara altında devam ediyor. Alttaki bu hava girişlerinde dikey kanatlar daha önde. Alt hava girişlerinin alt ve üstündeki ince gövde rengi çizgiler köşeli gelişimleri ile ana ızgaranın köşeli tarzını sürdürüyor.
Yan kısma geçildiğinde, özlenen görüntünün modern yorumu ile karşılanıyoruz. Ön camın alt kenarı ile aynı hizada alt kenara sahip yan camlar, dairesel üst kenarları ile oldukça basit bir şekle sahip. Dairesel üst kenarın alt kenara bağlandığı sırada görünen kalkıklık eski modelin yan camından farklı görüntü oluşturuyor. Bu fak farklılık yine de hoşa gidiyor. Ön farların üst kenarları, tüm yan cephe boyunca devam ediyor. Yan camların alt kenarı arkaya çizgi olarak uzuyor, ve arka tekerlek hizasında bu çizginin altında gri yakıt kapağı yer alıyor. Kapağın altından da farların üst kenarının devamı olan çizgi geçiyor. Çerçevesiz bir cama sahip olan kapı basit şekilli bir kapı koluna sahip. Tekerlekleri saran dairesel çıkıklıklar, kapıların altında da düz şekilde devam ederek birbirine bağlanıyor. Bu çıkıklıkla ayrıca arkaya da uzayarak iki yanı birleştiriyor. Jantların çapları için birkaç seçenek bulunuyor. Detaylı tasarımları ile jant seçenekleri aracın basit görüntüsüne şaşırtıcı şekilde güzel oturuyor. Arka kısımda eğimli arka camın sonlanması ardından çok küçük bir çıkıklıkla başlayan bagaj kapağı, üzerinde marka logosunu ve plakayı taşıyor. Ön farların üst çizgisi arka kısımda bombeli bir hal alıyor, kapağın ortasına doğru yükseliyor. Bu çizgi stop lambalarının üst kenarını da belirliyor. Bagaj kapağının yanında kalan lambaların içindeki LED aydınlatmalar ön farlardakilerle aynı şekli paylaşıyor. Lambaların üst kenarı üstlerindeki çizgi dolayısıyla yanlara doğru aşağı inen şekilde, yan kenarlar ise yukarı çıkarken yanlara eğiliyor. Bagaj kapağında logonun bulunduğu katman stopların yan kenarları ile aynı hizada, yan kenarlar bittikten sonra derinleşme başlıyor. Plaka derinlikte bulunuyor, ve derinliğin normal seviyeye ulaşması da ara kenarlarla gerçekleştiriliyor. Tampona doğru gözler indirilirken bir süre boşluk görülüyor. Boşluk, arka tekerlekleri saran çemberlerin uzaması ile sonlanıyor. Kapı boyunca devam eden bu çıkıklıklar, arka kısma uzayıp egzoz çıkışlarının bulunduğu bölümün üst sınırını belirliyor. Bu sınırın altındaki koyu gri renkli yüzeyde iki yanda dairesel egzoz çıkışları görülüyor. TTS’ de ise toplam egzoz çıkışı sayısı 4. Arkadan bakıldığında öne eğimli görünen araç, sportif ancak bir o kadar da sempatik. Bu dürüst bir tasarım.
İç mekan, teknolojik yenilikler sayesinde çok temiz ve açık sözlü. Üç kollu direksiyon, düz bir alt kenara sahip. Üç kolun şekli krom şeritlerle belirginleştiriliyor, merkezdeki daire içerisinde marka logosu bulunuyor. Yan kollar üzerlerinde çeşitli kontroller taşırken, alt kolun içi boş. Direksiyonun kavranmasını kolaylaştırmak için üst yarıda çıkıklıklar bulunuyor. Direksiyon gerisindeki gösterge paneli ise bahsedildiği gibi başlı başına bir olay. Virtual Cockpit tamamen dijital ekranı ile hayranlık uyandırıyor. Direksiyon boşluğuna tam olarak sığan ekran, grafikleri ile kendine bakıldığında zevk veriyor. Orta konsol hizasında üç havalandırma çıkışı bir arada görülüyor. Ortalarında kontrollerini taşıyan çıkışlar krom çerçeveleri ile ışıltılı görünüyorlar. Bunların altında ise bir dizi fiziksel düğme tek sırada sunuluyor. Kısa dikey kısmın ardından orta konsol yatay olarak uzamaya başlıyor. Yeni vites kolu küresel topuzu ile hoşa gidiyor. Yatay zemin parlak kaplaması ile ilgi uyandırıyor. Vites kolunun gerisindeki ufak daire ve arkasındaki fiziksel düğmeler Virtual Cockpit’ i kontrol ediyor. Kapıların yanlarındaki havalandırma çıkışları da ortadakiler gibi kendi kontrollerine sahip. Kapı iç yüzlerinde ön camdan gelen bir çizgi devam ediyor ve aşağıya doğru uzuyor. Kapı kolu oldukça şık şekle sahip ve bu çizgiye uyumlu halde. Renkli bölümün şekli de yumuşak çizgilerle oluşuyor. Koltuklar için deri çeşitleri elbette bol. TTS modelinde iç mekana spor otomobilleri hatırlatan eklemeler yapılıyor. TT, yeni neslinde eski modellerin başarılı özelliklerini koruyor ve güne uyum sağlıyor. 7-8 yıllık bir ömrü olması beklenen araç, teknolojik özellikleri ile 3-4 yıl sonrasına şimdiden hazır. Ülkemiz yolarında nadiren görülen bir güzellik TT. Türkiye’de 250.000 TL civarında bir fiyata tek motor seçeneği ile satılan modelin fiyat listesi için tıklayınız. TT, içinde olduğu sınıf nedeniyle oldukça donanımlı, oldukça gelişmiş bir araç. Bu yüzden rakiplerinden bir eksiği yok, farklılıkları ve tarzı ile onlardan ayrılıyor.
[…] Audi TT hakkında her yönden detaylı incelememiz için tıklayınız. […]
BeğenBeğen
[…] virtual cockpit’ten yönetiliyor. Dijital bir gösterge panelinden fazlası olan virtual cockpit, TT ardından şimdi R8’de karşınızda. 12,3 inçlik ekran NVIDIA ürünlerinin gücüyle […]
BeğenBeğen
[…] daha da güçleniyor. Sürücü karşısında standart gösterge panelinden farklı olarak ilk defa TT‘de kullanılmaya başlanan “virtual cockpit” ekranı bulunuyor. Opsiyonel olarak […]
BeğenBeğen