Citroen DS4

Erişilebilir egzotik bir otomobil. Citroen, 2010 yılında ortaya çıkardığı DS serisine yaptığı ilk eklenti olan DS4 ile ince zevkli kompakt sınıf müşterisine belki de tek alternatifi sunuyor. Önceki nesil C4’ ün 3 kapılı coupe modeli yerine geçen DS4, 2+2 kapı düzeni ile kompakt otomobil kullanışlılığını devam ettirirken, Coupe formunun estetik avantajına ve DS cazibesine sahip. Stil, his, tasarım ve zarafeti en bol şekilde kullanıcısına hissettirmeyi arzulayan DS4, markasının premium macerasının ilk ürünlerinden. Fakat şunu da müjdelemek gerekli ki, deneyimsizlik iyi bir modelin ortaya çıkışını engelleyememiş. 2011 yılındaki tanıtımının ardından Türkiye yollarında 2012 başından itibaren düşük sıklıkta görülen model, 4.27 m uzunluğa, 1.53 m yüksekliğe, 370 litre bagaj hacmine sahip. Dış görüntüsü ile yollarda fazlaca dikkat çeken modelin yerden yüksek oluşu, hafif SUV-Crossover esintileri yaratırken, kompakt sınıf ortalamasına yakın uzunluğu ona şehir içinde kullanım kolaylığı sağlıyor. Yüksek burnu, akılda kalıcı yan yüzeyi ve kambur sırtı andıran arka kısmı ile oldukça küresel bir duruş sergileyen araç, ayrıca 26. Uluslararası Otomobil Festivali’nde “Yılın En Güzel Otomobili” ödülü ile onurlandırılmıştı. Özellikle iç mekanında üst sınıf özelliklerini ortaya koyan DS4, krom, deri ve camın şık şekilde kullanımına örnek gösterilebilir. Panoramik cam tavan görüş kolaylığı ile beraber aydınlık yaratırken, donanıma göre kalitesi artan deriler, koltuklardaki saat kayışı deseni ile de özel hissettiriyor. 5 farklı deri kombinasyonuna sahip olan aracın iç mekanı da çift tonlu deri ile üretilebiliyor. Orta konsolun pek çok detayını saran ve dış kısımda da kritik detayları vurgulayan krom şeritler, yüksek malzeme kalitesinin kanıtlarından. Ön yolcu koltuklarında opsiyonel olarak sunulan masaj sistemi ise bir anda ne tipte bir araca baktığınızı sorgulatıyor kendi kendinize. Alüminyum pedallar ve aydınlatma huzuru desteklerken bahsedilmesi gereken önemli bir eksiklik var. Söylendiği gibi önceki 3 kapılı modelin varisi olan DS4, arka yolcu sırasında tam bir kompakt sınıf otomobil konforu sunamıyor. Tasarım için feda edilen arka camlar, açılamıyor ve küçük boyutları ile kimi yolcular için iç karartıyor. Ayrıca arka sıra yolcuları araca binerken arka kapı camının üçgensel çıkıntısı sebebiyle hayat tehlikesi yaşayabildiği gibi, kafayı da tavana çarpabiliyor.

İki sıra da bir arada ele alındığında, kullanıcıların da mutlulukla belirttiği bir detayı söylemek gerekli: Citroen’ in ek çabaları sonucunda eklenen ek kaplamalar ile motor gürültüsü ve titeşim kabine hiç sızmıyor. Küçük veya büyük, yine de huzurlu ve dingin bir ortam. Araçta standart sunulan çift bölgeli klima ise etkileyici bir donanım. Güvenlik donanımları arasında standart ESP, çekiş kontrolü, opsiyonel geniş çaplı fren diskleri, viraja göre dönen farlar, kör nokta algılama sistemi, cruise control, şerit takip sistemi bulunuyor. Elektro hidrolik direksiyon sistemi, önde McPherson tipi süspansiyon ve arkada çapraz direkli aksların işbirliği ile ortaya çıkarılan değişik sürüş tarzı, DS4’ e özgün değer katıyor. Ülkemizde 3 motorla satılan DS4, DStyle ve DSport olmak üzere iki donanım paketine sahip. Giriş motoru olan 1.6 VTi seçenek, 120 beygir güç, 160 Nm tork üretiyor, 100 km’ de 6.2 litre yakıt tüketiyor. DStyle donanımında ülkemize getirilen model şu anda satış dışında. Sonraki seçenek ise 1.6 litrelik THP motor. 156 beygir güç, 240 Nm tork üreten seçenek otomatikleştirilmiş manuel şanzıman MCP ile sunulmakta. 100 km’ de 6.5 litre yakıt tüketen araç sadece DSport donanımında alınabiliyor. Dizel seçenek olan 1.6 e-HDi ise 115 beygir güç, 270 Nm tork üretmekte. MCP şanzımanla sunulan bu motor, 4.4 litrelik ortalama yakıt tüketimi ile hayran bırakıyor. Şu anda satışta olan tek seçenek olan bu motor, DStyle ve DSport donanımlarında alınabiliyor. Fiyat listesi için tıklayınız. Fiyatlardan da anlaşılabileceği üzere, DSport az da olsa DStyle’ a göre avantajlı. DS4’ ün teknolojik yenilikleri ise orta konsoldaki dokunmatik ekranında sunduklarının dışında çok değil. SIM kartı sayesinde acil durum çağrıları yapabilen, çevreci kullanım önerileri sunan ve park alanını ölçüp boyutuna göre “girebilirsiniz, zor sığarsınız” gibi öneriler veren bu ekran DSport donanımında eMyWay navigasyon ile alınabiliyor.

DS4’ ün dış tasarımı detaylı incelenmeye başlandığında, ön kısımda yüksek burun sayesinde büyük tutulan tasarım ögelerinin akılda kalıcı bir kişilik yarattığı söylenebilir. Arkaya yükselen düz üst kenarlara paralel parçalı alt kenarlar sayesinde yukarıyı işaret eden farların burnun ortasına bakan yan kenarları ve yan cepheye bakan yan kenarları far alanını genişletecek şekilde açılıyor. Altta kalan sis farları yuvalarının yanından çıkan dik çizgi yukarı uzayıp farlara bağlanıyor, ve bağlandıkları nokta da bir basamak hizasına denk geliyor. Basamaktan sonra daha yüksekten devam eden farın alt kenarında da siyah bir boşluk görülebilir. Farlar tarafından işaret edilen ızgara bölgesinin en üstünde Citroen logosu ve uzayan kolları görülüyor. Logonun iki okunun yanlara doğru uzatılması ile oluşan görkemli görüntü, markayı öne çıkarıyor. Uzatılan logonun altındaki siyah bölgenin yan kenarları, aşağı indikçe yanlara doğru açılıyor ve siyah bölgenin alanı genişliyor. Logonun altında ızgara, ve ardından gelen plakayı tutan siyah plastik kol görülüyor. Bütün detayları derli toplu barındıran ve dağınık görüntüyü önleyen bu siyah bölgenin yanlarında farların şeklini taklit eden sis farı yuvaları yer alıyor. Siyah bölgeyi, ızgarayı işaret eden siyah yuvaların üst kenarı alt kenardan daha uzun, bu sayede parmak benzeri bir çıkıntı oluşuyor, o da ızgarayı gösteriyor. Sis farları yuvalarının alt kenarından çıkan çizgi,  eğimle aşağı iniyor, siyah bölgenin altından geçip öbür sis farı yuvasıyla birleşiyor. Alt kısımlarında başka detay yer almayan burnun önemli bir farklılığı da Citroen logosu üzerinde, kaputta DS armasının yer alması. Temelde farlar, sis farları ve siyah bölge olmak üzere 3 detaydan oluşan ön tasarımdan sonra yana geçildiğinde, çok sade ve kıvrımlı çizgiler görülüyor.

Şekeri yerinde bir sıcak çikolata gibi, doğru miktarda kıvrım içeren yan kısımda, en çok dikkat çeken detay şüphesiz yan cam grubu. Krom şeritlerle sarılan camlar gövde renginde olan yan yüzeye farklı renk getiren tek detay. Yan camların alt kenarı ön kapının ucundan arka kapıya düz uzuyor, arka kapının sonunda yukarı kalkıyor, bir süre eğik halde yükseliyor, ardından dairesel biçimde başladığı noktaya dönüyor. Tavan boyunca dairesel şekilde giderken görüşü çok kısıtlamamak adına tam eğri şeklini bozan üst kenarın bu durumu çok detaylı bakıldığında fark edilebiliyor. Ön kapı camının üst kenarının düz başlayıp, hafif bir köşe ile ön cam hizasında eğimlendiği görülebilir. Camları saran krom şeritler, kimi bölgelerde daha kalın, kimi bölgelerde daha ince. Bu göze hoş gelen bir etki yaratıyor. İki kapı arasındaki sütunda kesilen krom şerit yerine DS arması bir kere daha karşımıza çıkıyor. Bu kalksaydı da, daha sade ve pürüzsüz bir şekil mi çıksaydı? Her neyse, arka kapı camının sivri ucunu gördünüz değil mi? Bu gerçekten sorun yaratıyor işte. Yan aynalar, ön kapıya monte edilmiş ve krom kaplı halleriyle çok şık görünüyorlar. Büyük tekerlekler, kendileri gibi büyük yuvalarında aracı yerden yükseltiyor. Citroen’ in son yıllarda çok başarılı olduğu jant tasarımı konusundaki istikrarı DS4’ de de devam ediyor. Ön tekerlek yuvası üstünden giden dairesel bir çizgi, yan camların altından geçerken soluklaşıp arka kapı camı hizasında kayboluyor. Arka tekerlek üzerinde de yine açıkta bir başka dairesel çizgi, tekerleğin yankısını oluşturuyor. İki kapı arasında, altta ise siyah bir plastik şerit yer almakta. Bu şerit olmadan aracı gözünüzde canlandırın. Yerden çok yüksek ve boş görünmesi büyük olasılık. Şeklinin kıvrımlarla tasarıma ayak uydurmaya çalışması, onun sorun olmasının önüne geçiyor. Arka kısma geçildiğinde ise dairesel sırtın araca getirdiği sportif son görülüyor. Arka cam üzerindeki siyah spoyler pürüzsüzce gövde yüzeylerine bağlanırken, arka cam ister istemez küçülüyor. Cam altında başlayan beyaz yüzeyde marka adı, ancak chevronlar yerine DS logosu görülüyor. Bagaj kapağı ve gövde üzerinde toplam iki parçası olan stop lambaları ise şekilleri ile beğeni topluyor. Bagaj kapağından yan cepheye uzarken alta doğru kalınlaşan, yana doğru bir ok gösteren lambalar, karartılmış kırmızı renkleri ile de çok uyumlu duruyorlar. Karartılmış farın “oto sanayi modifiyesi” havası yok bunlarda neyse ki! İki stop lambasının bagaj kapağı üzerindeki kısımlarının alt kenarı, bagaj kapağı boyunca devam ediyor, ve onun altında derinlik başlıyor. Bu derinlikte plaka için alan oluşuyor. Bagaj kapağı altında bulunan siyah bölgede ise iki yanda egzoz çıkışları toplanıyor. Krom çizgiler ile sarılan bu çıkışlar sportif kimliği güçlendiriyor. Tamponda siyah bölge yanında kalan gövde rengi yerlerde ise kedigözleri bulunuyor. Kedigözlerinin üzerinde ise “C” şekilli kabartmalar görülebilir. Bu kabartmalar yanlara ağırlığı eşit dağıtıyor, yere iki yandan, yani tekerleklerden basıldığını hissettiriyor. Yarattığı hisler ve psikoloji etkisiyle gözde çok daha hoşlaşan aracın iç mekanında da çok sıcak bir ortam görülüyor.

Çizgilerin genelde kıvrımlı ve dışarıdaki kadar uyumlu olmadığı iç mekan, sütlü kahve tonlarında çok şık görünüyor. Direksiyonda da DS arması bulunuyor. Yandan iki kolla ve alttan iki kolla çemberi tutan orta parça ile direksiyon 4 kollu oluyor. Çok düğmeli oluşu ile şikayet alan direksiyonun arkasında ise mavi aydınlatmalı gösterge paneli bulunuyor. Ancak bu mavi “pis Hyundai  mavisi” değil. Üç daireden oluşan gösterge panelinin sol yanında havalandırma çıkışı ve far ayarları yer alırken, sağ yanında da orta konsol bulunuyor. Üst kenarı yana uzadıkça aşağı inen orta konsolun da aşağı doğru daraldığı seziliyor. En üstte havalandırma çıkışları, ardından dokunmatik ekran, radyo ve havalandırma kontrollerinin bulunduğu orta konsol aslında biraz karmaşık. Krom çizgilerle desteklenen şekiller akla oturduğunda, hisleriniz işlevleri yerine getirmenizde çok yardımcı olacaktır. Orta konsoldan sonra düzleşen zeminde bulunan vites kolu da deri renginde geliyor. MCP şanzımanın küçük vites kolu da oldukça şirin. Kapı iç yüzlerinde, köşelerden arınmış gevşek çizgilerin oluşturduğu destek kolları ve çıkıntılı yüzeyler yer alıyor. Arka kısımda ise ilgilenilecek çok detay yok. İç mekanda arka sıranın darlığından dert yananlar için DS4’ ün daha önce dediğimiz gibi çok haklı bir bahanesi var: o 3 kapılı C4’ ün yerine geçiyor. DS4’ ün 2012’ den bu yana çok satmamasının, DS markasının tanınmamışlığı, eksik reklamcılık gibi sebepleri var. İnce zevklilere diye başlamıştık yazımıza. Aslında DS4, çok kişiyle aracını kullanmayan, otomobilini beğenip alan kompakt sınıf müşterilerine hitap ediyor. Pahalı, evet pahalı ama kesinlikle kötü değil. Kullanıcıları ondan genelde memnun, ve belki siz de onlardan olabilirsiniz. Cesaret.