Opel Cascada

Üstü açılır otomobiller, filmlerde ve yollarda hep bir zenginlik sembolü, mali durumu işaret eden araçlar olarak kullanılmakta. Zaten üstü açılır otomobillerin “has”’ları da lüks markalardan çıkıyor. Ancak bu durum değişmeye başlıyor. Daha önce Volkswagen, Eos ile orta sınıf üstü açılır otomobil pazarına girmeye çalışmıştı, ki ülkemizde bu girişin etkisi hiç hissedilmedi denilebilir. Şimdi ise Opel, emin adımlarla aynı pazara, çok daha farklı bir bakış açısıyla giriş yapıyor. Daha önce Astra TwinTop ve Tigra ile üstü açık otomobiller konusunda elini boş tutmayan Opel, 4696 mm’ lik uzunluğa sahip Cascada ile sınıfa hızlı bir giriş yapıyor. Audi A5 Coupe’ den uzun oluşu ile diğer rakiplerini de korkutan model, Opel’ in yeni ve uzun ömürlü tasarım anlayışına sahip, ve tasarım konusunda pek çok koza sahip. Diğer üstü açılır modellerin aksine tavan örtülü hale geldiğinde biçimsizleşen bir yan tasarım Cascada’ da yok. Yan cam şekli ve kumaş tavanın tam uyması sayesinde dış tasarım her durumda en iyi halde görünüyor. Model, Opel için yeni bir motora da sahip. 1.6 SIDI Turbo ECOTEC doğrudan püskürtmeli motor, 170 beygir güç üretiyor ve 280 Nm’ ye kadar tork üretebiliyor. Bu güç değeri kendi kategorisinde en iyisi. Start-stop sistemi, 6 vitesli otomatik şanzıman ve sadece Cosmo donanım ile mayıs ayı ortalarında, 94.000 TL’ lik fiyat ile Türkiye’ ye gelecek olan bu Cascada modeli dışında bir dizel bir gözde motora sahip. 2.0 CDTI 165 beygirlik, 350 Nm’ ye kadar tork üreten, 6 vitesli otomatik şanzımanlı ve sadece Cosmo donanımla yine mayıs ortalarında satışa sunulacak olan dizel model, 117.500 TL’ lik fiyata sahip. Ülkemize gelip gelmeyeceği bilinmeyen diğer seçenekler ise 1.4 benzinli, 6 vitesli manuel şanzımanlı, 120 beygir veya 140 beygirle sunulan model ve 2.0 CDTI BiTurbo 195 beygirlik start-stop sistemli, 6 vitesli manuel şanzımanlı model.

Cascada’ nın genel özelliklerine bakıldığında ise 50 km/s hıza kadar 17 saniyede açılan tavan dikkat çekiyor. Tavan kapalı olduğunda 280, açık olduğunda ise 380 litre hacim sunulan bagajı ve iç mekandaki ufak ama sayısı fazla depo gözleri ile Cascada bir “salak sarışın” değil. Güzelliğinin altında barındırdığı onca güzel özelliğin kritik olanları ise şunlar: AFL+ far sistemi, trafik işareti tanıma sistemi, şerit takibi sistemi, takip mesafesi göstergesi, önden çarpışma uyarısı, Opel Eye ön kamera, arka kamera, park yardımı, kör nokta uyarı sistemi, yokuş kalkış desteği. Cascada’ nın önünde kullanılan HiPerStrut süspansiyon, Flex Ride sistemi ile birleşerek sert ve keskin bir sürüş oluşturmakta. Aracın tavanına daha detaylı bakıldığında, diğer üst düzey markalara sunulan malzemelerin kullanıldığı görülüyor, ve iç ile dış tabaka arasında bulunan yalıtım tabakasının iç mekanda ses ve ısı yalıtımı görevini başarıyla yerine getirdiği söylenebilir. Aracın içinde Nappa deri kullanılabildiği gibi kumaş seçenekleri de var. 10 farklı dış rengi olan araç, her renkte farklı bir ruha bürünüyor. Aracın yan kısmında bulunan alışılmış Opel bıçak çizgisi, arka stop lambaları ile birleşiyor. Arka stop lambalarında ise 3 boyutlu homojen LED teknolojisi kullanılmış. İç mekana kısaca bakıldığında ise göstergeler üzerindeki siperliğin iki yana yumuşakça uzayarak kanat benzeri bir görüntü oluşturduğu söylenebilir. Koltuklar AGR belgeli ergonomisi ile dikkat çekiyor ve ön sıra koltuklarda ısıtma bulunuyor, koltuk kumaşları üzerindeki delikler ise havalandırmaya hizmet ediyor. Aracın arka koltukları tam ortadan, 50:50 oranın iki parça olarak yatabiliyor ve değişik şekildeki yükler taşınabiliyor. Standart, Tour ve Sport olmak üzere 3 sürüş moduna sahip olan Cascada, keyif kullanımları için Tour moduna sahip. 17-20 inç aralığında jantları ile oldukça şık görünen araç, arka koltuklar arkasından çıkan devrilme barları ile zor durumlarda güvenliği arttırmanın peşinde. Bir cabriolet otomobilin tüm dezavantajlarını yok etmek odaklı geliştirilmişe benzeyen Cascada, tasarım bakımından da oldukça güzel detaylara sahip.

Insignia ile yeniden yapılanan Opel tasarım anlayışının en son örneklerinden birine sahip olan Cascada, ızgarada daha kalın bir şerit ve ardından gelen ince şeritlere sahip, ve farlar Astra’ dakilerin gerilmiş ve büyütülmüşleri gibi görünmekte. Beşgen ızgaranın köşeleri sivri, ve tam olarak onu saran bir çerçeve yok,  beşgen şekli daha çok bir hava boşluğu ve arkasındaki siyah çizgiler ızgara görüntüsünü ona katıyor. En üstteki kalın şeridin uçları yukarı incelerek kalkmakta ve ortadaki Opel logosu, arkaya kalınca devam etmekte. Devamında gelen iki ince çizginin üstte olanı ile logoya birleşik gibi. Bu hava boşluğunun orta noktasına kaputtan bir çizgi inmekte ve bu aracın simetri eksenini oluşturan, tüm Opel modellerinde görülebilecek bir detay. Farların üst kenarı eğimli ve aşağı inerken kıvrımı dike yaklaşıyor ve ızgara yan kenarına paralel hale geliyor. Far dış yan kenarı ise dairesel biçimde aşağı iniyor ve düzleşip içeri ilerlerken basamak çıkıyor. Basamak eğimli, ve sonradan düz olarak devam edip üst kenara birleşiyor. İçeride görülen Bi-Xenon aydınlatma ve onu saran iki adet “<” şekilli LED aydınlatma modern elemanlar olarak beğeni topluyor. Farların dış kenarından devam eden çizgi, düzleşerek orta ızgara altından geçiyor ve eşiyle birleşiyor. Plakanın ardından gelen ince uzun ızgaranın üçgensi petekleri beğeni topluyor, ve bu ızgaranın üst kenarı düzken, yan kenarları aşağı inip tam sona erme noktasında yeniden yatay hale gelen şekilde. Yeniden yatay hale geldiğinde alt çizgi ile beraber çok ince bir çizgi şeklinde devam eden siyah hat, sonlara doğru yukarı kıvrılıp sis lambasına zemin oluşturuyor. Bu değişik detay, sis lambası yuvası hizasında 3 boyutlu dalgalanmalara neden oluyor. Sis lambası, yuvarlak şekli ile yuvasına gömülü ve altında oluşan yatay zemin, köpek balığı yüzgecine benzeyen parlak parça ile kapatılmış. Bu oldukça şık detayla görülür detaylar sonlanıyor. En alttaki siyah plastik kaplama ise ızgara hizasında derinleşip yanlara doğru yeniden açılıyor. Kaput üzerindeki çizgiler ise sportif etkiyi ve hareket hissini uyandırmak üzere tasarlanmış. Ön camı tutan kirişlerden gelen ve daha ortalardan gelen iki kalın çizgi ile sonlanan ön tasarım detaylarının ardından yana bakıldığında geniş çaplı tekerlek yuvaları hoş bir karşılama yapıyor.

Çıkık yuvaları ve yatay yüzeyleri ile tekerlek yuvaları dışında, bıçak çizgisinin sunulduğu yan tasarım, yan sinyal lambasını ayna yerine ön teker yakınında taşıması ile eleştiri alıyor. Opel’ in çoğu modelinde kullandığı sinyal lambasının ardından şu bahsettiğimiz bıçak detayı ise arka tekerleğe dayanan ve kapı altında yer alan, ayrıca kapı kolu üzerinden geçen çizgilerin toplamı. Aracın yan cam şekli bir cabriolet olduğundan dolayı diğer araçlardaki estetiği sunmuyor ve aşağı indirilmiş, üstü açık halleriyle daha çok beğeni topluyorlar. Arka tasarıma yavaşça geçildiğinde, Insignia’ nın krom çıtasının uzun stop lambalarına muhteşem uyarlanması görülüyor. Öne uzama hareketi yapan ve ortalarına krom çıta giren lambaların üstte kalan kısımları daha uzun, ve üst kısımda bulunan ve yanda aşağı inen parlak alan, arka lambaların etkileyici olabileceğini bir kere daha kanıtlıyor. Üç boyutlu kaplamaları ise de etkileyen lambaların ortasındaki çıta, ortaya doğru çok az kalınlaşırken, ortada bulunan Opel logosu ise eşleniyorlar. Opel logosu yine kalın,  ve üzerinde fren lambası bulunmakta, bagaj kapağının dik yüzey ile yatay yüzeyi arasındaki geçişi ise spoyler benzeri bir şekil oluşmasına neden olmuş. Öndeki simetri ekseni arkada da devam ediyor ve bu kimi gözlere hitap etmiyor. Bagaj kapağı kısa, ancak oldukça uzun, fakat bu araçtan asıl beklentiler bagaj yerine keyif hakkında olmalı zaten. Altta kalan plaka yuvası, derinde ve düz üst kenara yumuşakça birleştirilen çapraz kenarlardan oluşuyor. Bu derinlik sonlanırken, yine çıkıklaşan gövde rengi kısmın altında siyah kaplama kendini gösteriyor, sol yanında ise parlak egzoz çıkışı sportif etkiyi yapıyor. Son derece sportif, şık ve elegant görünen dış kısım kahverengi, mavi ve bej renklerinde çok farklı kimlikler kazanıyor. Kumaş tavan için de siyah, Malbec-Red, Sweet Mocca renk seçenekleri sunuluyor.

Aracın iç mekanına geçildiğinde ise yine Astra esintileri görülüyor, ancak başta bahsettiğimiz şu kanat detayı ile farklılıklar da kazandırılıyor. Öncelikle gösterge paneline bakıldığında, sıkıştırılmış yazı tipi ve çember ile dönen rakamlar son zamanlarda Opel modellerinde kullanılan bir detay ve hafif Retro etkisi yapmakta. İki küçük ortada, ve iki büyük dışta göstergeye sahip olan panelde, bir de bilgi ekranı bulunuyor ve renkli değil. Direksiyon ise parlak şeridi ile renk kazanıyor. Gösterge siperliği sola uzayınca havalandırma çıkışını, sağa uzayında ise renkli ekranı kapsıyor. Orta konsol da bu renkli ekranla başlıyor ve yanındaki havalandırma çıkışları takip edilince radyo kontrolleri, ardından havalandırma kontrolleri ile karşılaşılıyor. Bu detayları bir süre sonra yandan takip eden ahşap kaplama, aşağı inerken düzleşiyor ve vites kolunu da sarıyor. Elektronik park freni ve depo alanı ile devam eden bu zeminde vites kolu bölümünün altına bakıldığında görülen kırmızı aydınlatma oldukça hoş. Kapı iç yüzlerinde ise ön yüzeyden gelen kapı kolu bölümü ve diğer renkli bölüm oldukça uyumlu. Kapı kolu şekli, ve onun yanından çıkan kolun şekli de mümkün olabilecek en güzel formda. Aracın arka sırası ise kolay giriş sistemi ile erişilebilir ve diz mesafesi bakımından cömert. Opel, Cascada ile başından büyük işlere mi kalkışıyor diye düşünmüştük, aslında başarmış. Orta sınıf üstü açılabilir otomobiller arasında, halk tarafından benimsenen bir markanın bir modelinin oluşu sevinç verici. Başlangıç fiyatı ise 94.000 TL ve sınıfı için normal, bunu eleştirmemek gerekiyor. Mayıs ortalarında geleceği belirlenen modele yeni motor seçenekleri de eklenebilir ve bir OPC versiyona da hazırlıklı olun.