Ekmeden biçilmez. Hyundai, yıllar önce düşük kalitede otomobiller üreten ve alt sınıflara hakim olan bir markaydı. Zamanla markanın tasarım anlayışı, marka imajı ve ürün kalitesinde meydana gelen değişim ile Hyundai, artık diğer Avrupalı otomobil üreticileri ile kapışıyor. Uzakdoğu arabalarına karşı olan önyargının azaltılmaya çalışıldığı bu yıllarda, Koreli Kia ve Hyundai çifti de ürün gamlarını giderek genişletiyor ve yeni müşterilere açılıyorlar. Bunu başarmalarının nedeni yıllardır atılan emin adımlar. Çabalarıyla takdiri hak eden Hyundai, şimdi kompakt sınıftaki seçeneklerini arttırıyor. i40′ ın station wagon versiyonu ülkemizde yeni yeni çoğalıyor. Aslında model station wagon yerine marka tarafından cross wagon olarak tanımlanıyor ve güçlü görüntüsü ile de bu değişik ada uyum sağlıyor. Ülkemizde çok tutulmayan ve ekonomik olmalarına rağmen tercih edilmeyen station wagon modeller arasına gelen bu yeni temsilci, düzeni değiştirmeyi hedeflemese de genç aileler ve hobi kullanıcıları için ideal olmanın peşinde. Yeni model, ülkemizde sadece tek bir motor ile satılmakta: 1.6 CRDi- Dizel motor otomatik ve manuel şanzıman seçenekleri ile yine de cazip. Style ve Elite olmak üzere iki donanım seviyesine sahip olan araç, pek çok özelliği standart olarak sunması ile aslında çok değerli olduğunu ortaya koymakta. Manuel şanzıman sadece Style donanımı ile 55.630 TL’ ye satılırken, otomatik vitesli model Style donanımında 57.530 TL, Elite donanımında ise 64.530 TL.
Modelde Flexsteer isimli direksiyon hislerini değiştiren sistem bulunuyor. Normal, Spor ve Konfor olmak üzere 3 moda sahip olan bu sistem sürüşü daha heyecanlı ve canlı hale getirdiğini iddia ediyor, ancak model hakkında yapılan eleştirilerde direksiyonun hislerinin ölü ve cansız olması dikkat çekmekte. Normal modu şehir içi kullanıma, spor modu hızlı sürüşe uygunken konfor modu da park ederken uygun. Flexsteer standart bir donanım, ve diğer standart donanımlar arasında aydınlatmalı& soğutuculu torpido gözü, cruise control- hız sabitleme, kabin önceden ısıtma, USB-Aux-iPod girişleri, otomatik katlanan aynalar, arka park sensörü bulunuyor. Opsiyonel olarak sunulan krom kapı kolları dışında Elite donanımı ile sunulan ek özellikler de şunlar: elektronik park freni, dikiz aynası üzeri geri görüş kamerası görüntüleri, önde krom ızgara, panoramik cam tavan, ve arkaya ek olarak ön park sensörü. Krom ön ızgara demişken, normal ızgaraya da değinmek lazım. Hatchback modelde de geçerli olan bu durum, basit modelde daha farklı bir ızgara oluştururken, üst donanımda elipsin alt parçaları şeklinde parlak şeritlerin Hyundai logosunu tutmasını sağlıyor. Bu elips şekilleri siyah renkli olarak plaka altında da bulunuyor. Standart görüntü ise kötü değil, altıgen sınırlar içinde iki yandan çıkan siyah kol logoyu sarmalıyor. Fluidic Sculpture isimli felsefenin bir ürünü olan i30 CW, oldukça akışkan görünmekte ve haraket halinde durmasını sağlayan detaylarla dolu. Modelde arka spoyler standart olarak bulunurken, iç mekanda siyah ve bej teması seçilebiliyor. 7 hava yastığı, ESP gibi kritik özelliklerin standart olduğu Cross Wagon, 528 litrelik bagaj hacmi ile 378 litrelik bagaja sahip hatchback versiyona olan üstünlüğünü kanıtlıyor. Arka sıra koltuk sırası 40:60 oranında bölünmüş ve iki bölümde yatırıldığında 1642 litrelik bir dev alan oluşmakta.
Aracın tasarımı detaylı incelenmeye başlandığında, giriş seviyesinde ön kısmın daha sevecen bir bakışa sahip olduğu görülüyor. Altıgen sınırlar içinde bulunan iki ızgaranın ortasına gövde rengi kısımda plaka yer alıyor ve üzerindeki ince hava çıkışında bahsettiğimiz gibi yanlardan gelen siyah kolun ortasında Hyundai logosu bulunuyor. Logoyu sarıp incelerek yukarı çıkan kolun altındaki gövde rengi alanın altında plaka bulunuyor ve onun alt köşelerinden bir çizgi çıkıyor. Çapraz dik şekilde yukarı çıkarken yataya yakın bir hal alıp farların altından geçen ve ön tekerleklerin yuvarlak vurgusunu oluşturan bu çizgi, gizli bir bütünlük üyesi. Plakalığın altındaki ızgara ise havalandırma işlevini asıl üstlenen parça ve basit görüntüde üzerinde yanlara kalkan yatay çizgiler bulunmakta. Bu bölüme uzaktan bakıldığında üst kenarın ardından gelen küçük çizgiler altıgenin iki başka kenarı. Farlar ise arkayı işaret eden ve yana doğru genişleyen yapıda. Üst kenarı sona doğru eğimlenirken, alt kenarı önce ızgaranın üst kenarından çıkan küçük kenarlara paralel gidiyor, sonra eğim değiştirerek arkaya çıkıyor. Bu arkaya çıkarken, ön tekerlerin dairesel vurgusu nedeniyle şekli değişiyor ve üst kenarla yumuşakça birleşiyor. Farların altında bulunan gündüz ve sis farlarının bulunduğu siyah yuva ise şık şekle sahip. Üst kenarı daha yataya yakın iken, alt kenarın iki parçadan oluştuğu daha belirgin. Üst kenarın üzerinden geçen çizgi gövde rengi kısımda etki göstermekte ve siyah yuvanın içinde onunla aynı şekilde far grubu yer alıyor. Alt kenarları oluşturan LED aydınlatmanın yukarısında sis farı bulunuyor. Ön tekerlerin yuvarlak vurguların bir uzantısı, bu alt far grubunun altından geçerken ızgaranın alt köşelerine kıvrılıp sonlanıyor. Böylece alt kenar dümdüz görünmekten kurtuluyor. Kaput üzerinde ise düz bir alan oluşturan geniş “U” biçimli bir hat bulunuyor. Ön camın yanındaki kirişlerden gelip, farların ve ızgaranın üstünden geçip yumuşak eğimlerin olduğu alanın sınırlarını çizen bu hat ile sonlanan ön kısmın ardından yana geçildiğinde daha farklı bir yan cam şekli ile karşılaşılıyor.
Önden başlarken önce yumuşakça aşağı inip, sonradan yukarı çıkışa geçen alt kenar, sona doğru yeniden düzleşmeye başlıyor. Üst kenar ise öndeki uçtan yukarı çıkıp, tavan hattına yavaşça ilerliyor ve çapraz eğime geçip alt kenarla köşe ile birleşiyor. Yan camın bolca kıvrımlı üst kenarının köşe ile birleşmesi görüntüyü dengeliyor. Alt kenar krom çıta ile belirginleştirilirken, kibar yan aynalar üzerinde sinyal lambaları bulunmakta. Ön tekerin dairesel vurgusu farlardan geliyordu, ve şimdi kapı kollarının ortasına devam ediyor. Oradan da arka stop lambalarının uzantısı ile birleşen bu çizgi dışında kapıların altında bir vurgu bulunuyor, bu da iki tekerin dairesel çevrelerini birleştiren köprü görevinde. Jant tasarımları ise kar tanesini andıran biçimde, göze hoş geliyor. Arka kısımda stop lambaları en büyük detay ve kimi göz hoş gelirken, kimi zaman çok kıvrımlı olması beğenilmiyor. İç yan kenarları dışa açılan eğimde ve üst kenar da yana uzarken, alttan gelen kenarı geriyor. O kenar ise alttaki düz kenarın eğimlenmiş kısmından çıkan bir çizgi. Bu değişik şeklin içinde üst kenara dayalı bir beyaz alan bulunuyor. Stop lambalarının en üst noktasından çıkan düz çizgi ise iki lamba arasında devam ediyor ve altında marka logosu, onun da altında derinde plaka bulunuyor. Derinliğin sınırları ise eğimli kenarlarla belirlenmiş. Stop lambalarının üst ile alt kenarının birleştiren eğimli parçası aşağıya devam ederken yumuşakça düzleşip bagaj kapağının sonu gelmeden hemen simetriği ile bağlanıyor. Çıkık olmayan tampon hoşa gitmeyebilir ve üzerinde iki yanda dik kedi gözleri bulunmakta. İki kedi gözü alt kenarlarının uzaması ile bağlanıyor. Spoyler üzerinde 3. fren lambası bulunmakta. Şık ve kibar dış tasarımın arka kısmı görüş açıları bakımından sorunsuz.
İç mekana geçildiğinde ise modern Hyundai tarzı ile karşılanıyoruz. Öncelikle direksiyon ve çevresine bakıldığında, iki yana kıvrılan iki kola sahip olan direksiyon, üzerinde pek çok düğme barındırmakta. Arkadan görünen gösterge paneli ise mavi aydınlatması ile dikkat çekmekte ve iki daire arasında bulunan yol bilgisayarı da temel bilgileri yansıtmakta. Orta konsol ise oldukça modern. İki parlak renkli kol yine iki yandan paneli sarıyor ve yukarıya doğru kalınlaşarak hava çıkışlarına yer açmakta. En üstte bulunan dokunmatik navigasyon ekranının ardından havalandırma kontrolleri geliyor. Küçük düğmeli olması nedeniyle eleştirilen ekranın ardından gelen büyük düğmeli havalandırma kontrolleri sinir bozuyor. Daha sonra derinleşen alanın başında USB-Aux-iPod girişleri bulunmakta. Derinlikte telefonlar için alan sunulurken, parlak kollar düzleşen zeminde vites kolunu da sardıktan sonra sonlanıyor ve kol dayama aparatı geliyor. Kapı iç yüzlerindeki tasarım oldukça sade ve parlak şerit onlar üzerinde de kullanılmış, ön yüze uzayarak hava çıkışlarına çerçeve görevi görüyorlar. Arka sıra ise tavan nedeniyle biraz rahatsız hissettirebilir, ancak panoramik tavanın getirdiği aydınlık ve ferahlık hissi sorununun çözümünde önemli. Bagaj içinde bulunan ağlar, ikinci zemin ve destekler sessiz yolculuğu garantilerken yüklerin zarar görmesini engelliyor. Pratiklik ve yük taşıma konusunda hem hacmi hem de destekleri ile çok başarılı olan i30 CW’ nin yedek tekerleğinin bulunmayışı ise sorun. Sonuçta bir güvenceniz eksik oluyor. Özetlendiğinde, i30 Cross Wagon, aileler için oldukça hoş bir araç ve yakıt tüketimi gibi konularda da oldukça başarılı. Station Wagon otomobillerden olan çekingenlik çok gereksiz ve hatchback modele göre çok daha donanımlı olan CW, ek alan gereksinimi duyanlar için de mükemmel. 68.650 TL’ lik başlangıç fiyatı son zamanların kompakt sınıfı için aşırı değil ve dopdolu gelen bir modele uygun.
Otomobil Günlüğü 
