Dacia, aslında 1966’ dan beri hayatta olan bir Romanya merkezli otomobil üreticisi. Ancak onun hayatının değişimi 1999’ da Renault tarafından satın alınması ile gerçekleşti. Bu zamandan beri, tüketicinin ona olan tanıdıklığı arttı ve Renault’ nun da ondan beklentileri arttı. Dacia, şu anda Türkiye’ de özellikle Duster ile yollarda kendini sıkça gösteren bir marka ve Yalan Dünya karakteri, Gupse Özay’ ın canlandırdığı “Nurhayat”’ ın reklamları ile giderek daha çok ilgi çekiyor. Markanın satışlarında son zamanlarda gerçekleşen patlamada şüphesiz katkısı olan bu reklam kampanyası dışında Dacia’ nın kendine özgü bazı güzellikleri de bulunuyor. Öncelikle giderek otomobil fiyatlarının arttığı bu yıllarda genelde aynı aralıkta ekonomik fiyatlarla otomobil satan marka, ikinci el otomobiller için birinci el alternatifler oluşturuyor. Şimdilik güzel, ama işin olumsuz yönleri de bulunuyor elbette. Bu kadar ucuz otomobil yaparken bazı yerlerden kısıntılar yapmak gerekli. Dacia’ nın şu ana kadar tüm özellikleri ile, her yanı ile tanındık markalar seviyesinde otomobiller yaptığı tartışılır. Son modelleri ile özellikle ergonomi ve güvenlik konusunda tavizler veren marka, Duster ve Lodgy ile EuroNCAP’ den aldığı 3 yıldız ile olumsuz eleştiriler almıştı. Yeni nesil küçük sınıf alternatifi Sandero ise Dacia için çok büyük bir değişim mi olacak? 2008 yılında tanıştığımız Sandero, 2012 sonuna doğru Logan ile birlikte yeni neslini göstermişti ve ülkemizde de “Nurhayat”’ lı Sandero Stepway reklamları çıkmaya başladı. Görüntü ve özellik olarak çok farklı olmayan normal Sandero ve Sandero Stepway, artık daha keskin bakışlara ve sportif bir görüntüye sahip. Onlara bir dizayn ödülü kazandırır mı bilinmez, ama Dacia’ nın imajı adına olumlu ilerlemeler bunlar.
Normal Sandero 22.990 TL’ lik bir başlangıç fiyatına sahip. 1.2 litrelik 16 subaplı 75 beygir güç üreten motor, benzinli seçeneği ile az önceki 22.990 TL’ lik model. Aynı özellikler bir de LPG seçeneği ile alınabiliyor, bu model de 25.050 TL’ lik fiyat etiketine sahip. Bu motor manuel 5 vitesli şanzımanla geliyor. Bir de 1.5 dCi 75 beygirlik dizel model bulunuyor. Common Rail Turbo Direkt Enjeksiyon teknolojisine sahip olan bu Sandero modeli de 29.050 TL. Stepway versiyon ise 1.5 dCi 90 beygirlik, dizel, 5 vitesli manuel şanzımanlı 33.850 TL’ lik bir modele sahip. Diğer Stepway seçeneği ise Turbo 90 beygirlik benzinli, manuel 5 vitesli, 29.850 TL’ lik model. Ne normal Sandero, ne de Stepway model otomatik şanzıman seçeneğine sahip. Fiyatları ile yine de etkileyici olan modellerin iç mekanları ise hep aynı. Tek donanım seviyesi ile satılan Sandero, iç mekanda kaliteli plastik barındırmıyor ancak artık modern bir çözüm görüyoruz: 1350 TL değerinde navigasyonlu dokunmatik ekran iç mekanda ilgi çekiyor ve Dacia için olumlu oluyor. Yeni Sandero, içeride kendisinden beklendiği gibi geniş bir alan sunuyor ve sığmak konusunda çaba sarf etmek gerekmiyor. Ancak bu alanı daha renkli ve canlı bulmak daha hoş olurdu. Sandero’ nun güvenlik konusuna gelindiğinde ise Dacia’ nın bu konudaki sabıkası nedeniyle biraz korkuyoruz. Ancak her modelde standart olarak sunulan ABS, ESP ve sürücü yolcu hava yastıklaı biraz içimizi rahatlatıyor. Fakat bu demek değil ki güvenli bir araç Sandero- tasarımdaki eksiklikler yine de EuroNCAP’ dan düşük bir sonuç almasına neden olabilir. Direksiyonda derinlik ayarı olmaması aracın sürücüye uymasını imkansız kılıyor ve sürücü kendini araca uyduruyor. Arka sırada da benzer bir durum var. Dümdüz olan arka sıra, dönüşler ve sarsıntılar sırasında yolcuları savrulmamak için koruyamıyor ve yolcu kendini kasmak durumunda kalıyor. Tasarım konusuna geçmeden önce normal Sandero ile Sandero Stepway arasındaki ince farklara bakalım; pek yok: Genişletilmiş çamurluklar ve siyah plastik kaplamaları, tavandaki çıtaları ile Stepway görsel olarak gerekli altyapıya sahip ancak onun daha zor yollara uyum sağlaması için yapılan ekstra bir şey yok. Yerden normal modele göre daha yüksek olması onun tek yardımcısı.
İki modelin de ön kısmında Dacia’ nın tasarım anlayışının yavaş yavaş değiştiğini gösteren köşeli far ve ızgara bulunuyor. Arkaya uzayan dikdörtgensel farlar ızgaraya bitişik ve iç yan kenarları alt kenara birleşmeden önce bir kere daha kıvrılıyor. Izgaranın yüksekliği farlardan fazla ve ızgara alt kenarı da sonradan farların alt kenar köşesine uzayarak bütünlük oluşturuyor. Ortada bulunan Dacia logosunun üst ve alt kenarından iki yana çıkan çizgiler, dış kenarlara yaklaştıkça inceliyor. Bu kollar parlak bir materyalden ve arkalarında kalan ızgara da altıgen peteklere sahip. Izgaranın üst kenarı ile farların üst kenarı hafif bir köşe ile birleşiyor, ve böylece aynı gibi görünüyor. Alt kısımda ise Stepway model ile standart model arasındaki farklar belli oluyor. Stepway modelde plakanın bulunduğu siyah plastik şekil normal modelde içeri girinti şeklinde ve alttaki ızgara aynı. Izgara ile yukarıdaki parçanın yan kenarı aynı gibi, devam ediyor. Izgaranın altından geçen siyah şeritte bir süre sonra parlak çizgi görülüyor ve bu da ayrı bir spor hava yaratıyor. Izgaranın hizasından devam eden siyah kaplama sis farı yuvasını da içine alıyor, normal modelde gövde renginde olan bu alan dışında bir de sis farı yuvasında bir fark bulunuyor, Stepway versiyonda parlak renkli olan bu alanda yuvarlak sis farı görülüyor. Kaput üzerinde ise ızgara ile far birleşim çizgisinin devam ettiği görülüyor.
Bunlar dışında detay barındırmayan ön kısmın ardından yana geçildiğinde eski nesilden çok da fark olmadığı ortaya çıkıyor. Öndeki köşeli yapının aksine, burada kıvrımlı kenarlar hakim. İki kapı arasında kalan boşlukta siyah kaplama ile devam ettirilmeyen cam şekli, yine de bir bütünlüğe sahip. Arka kapıya kadar düz giden alt kenar, arka kapı üzerinde yukarı kalkıp dışa doğru hafif açılıp yükseliyor, kapı sonuna gelince ise dairesel üst kenarla başlangıç noktasına dönüyor. Gövde rengi ile siyah kaplama renginde olan aynaların altında Stepway modele özel Stepway logosu bulunuyor, bunun solunda ise iki model için de üçgensel yan sinyal lambası yer alıyor. Tekerlek çevresinde ve kapı altlarındaki siyah kaplama ise sportif görüntüsünü pekiştiren Stepway dışında yere daha yakın ana modelin daha sade bir görünümü var. Kapı kolları ise katlanan yapıda plastik veya gövde renginde parçalar. Arka kapı kolunun üzerinden geçen bir çizgi arkaya uzayarak stop lambası ile birleşiyor. Arka kısma geçildiğinde ise stop lambalarının kareye benzer şeklinin arkada çok daha basit ve modern bir görüntü oluşturduğu dikkat çekiyor. Bu yuvarlatılmış köşeli karelerin içinde başka küçük şekiller ile bütün aydınlatma elemanları bulunuyor. Bagaj kapağı üzerinde logo ve model adı dışında hiçbir detay bulunmuyor. Arka camın şekli ise görüş sorunlarına neden olabilir. Başlangıç noktasından itibaren geniş bir daire çizen alt kenar çapraz görüşü zorluyor gibi. Çıkık tamponda iki eğik kenarın oluşturduğu derin alanda bulunan plakanın yanlarında kedigözleri var.
Böylece sonlanan dış tasarımdan sonra iç mekana geçildiğinde ise renk tercihinin çok şey değiştirdiğin belirtmek gerekli. Siyah temalı iç mekan biraz iç karartıyor. Gösterge paneline bakıldığında üç yuvarlak görülüyor ve en sağdaki bilgi ekranın çok bir şey söylemediğini söylemek gerekiyor. Direksiyonun üzerinde hiçbir düğme bulunmuyor ve alttaki parlak kol dışında çok renk yok. Orta konsol ise üstteki çıkık alan ile Clio’ yu andırıyor. Tablet benzeri tasarım mı uygulanılmaya çalışılmış bilinmiyor, ama daha çıkık bu alan hoşa gidiyor. Üstte iki yuvarlak havalandırma çıkışı arasında dörtlü düğmesi bulunuyor ve bunların altında ya radyo paneli ya da alınırsa navigasyon ekranı bulunuyor. Parlak çerçeveli bu çıkık alanın altında ise havalandırma kontrolleri ve tam vitesin arkasında kalan pencere kumandaları görülüyor. Bir Dacia geleneği haline gelen pencere kumandaları çok sakat. Vites kolu ise ince uzun. Koltuklarda desen değiştirilebiliyor ve çift renkli iç mekan oluşturulabiliyor. Bagaj ise 320 litre ile yeterli, fakat eşiğinin yüksek olması tasarımdaki bir sıkıntı. Renk seçeneklerinde özellikle mavi tonları ile etkileyen Sandero ailesi, otomatik seçeneği sunmadığı için şu an biraz şanssız, özellikle bayan arabası olarak çok şansları olduğu düşünülürse, otomatik şanzıman bir gerek. Başlangıç fiyatı ise söylediğimiz gibi, normal Sandero için 22.990 TL, Stepway için 29.850 TL. Kalitesi aşırı yüksek değil, ancak basit şehir içi kullanımlar için uygun bir otomobil. Güvenlik konusunda ise 4 yıldız alabilse Dacia için ne hoş olur!
[…] Detaylı İnceleme İçin Tıklayınız- Giderek otomobil fiyatlarının arttığı bu yıllarda genelde aynı aralıkta ekonomik fiyatlarla otomobil satan marka, ikinci el otomobiller için birinci el alternatifler oluşturuyor. Şimdilik güzel, ama işin olumsuz yönleri de bulunuyor elbette. Bu kadar ucuz otomobil yaparken bazı yerlerden kısıntılar yapmak gerekli. Dacia’ nın şu ana kadar tüm özellikleri ile, her yanı ile tanındık markalar seviyesinde otomobiller yaptığı tartışılır. Son modelleri ile özellikle ergonomi ve güvenlik konusunda tavizler veren marka, Duster ve Lodgy ile EuroNCAP’ den aldığı 3 yıldız ile olumsuz eleştiriler almıştı. Yeni nesil küçük sınıf alternatifi Sandero ise Dacia için çok büyük bir değişim mi olacak? […]
BeğenBeğen