Renault Captur

Farklı dünyaları birleştirmek. Renault Captur bunu gerçekleştirdiği iddiasıyla yollara çıkmaya hazırlanıyor. Renault’ un daha önce yer almadığı kompakt SUV, daha doğrusu crossover sınıfına yıllarca yaptığı gözlemlerle bir anda atlaması onun yararına mı olacak, bunu göreceğiz ancak Captur oldukça modern ve sportif görünüyor- demek oluyor ki dersine iyi çalışmış. Yaz aylarında Avrupa’ da satışa çıkması beklenen Captur, Clio platformu üzerinde yükseliyor ve markanın yeni tasarım anlayışına sahip üçüncü model. Geçen sene Cenevre Otomobil Fuarı’ nda konsept olarak tanıtılan aynı isimli modelden ön tasarım dışında çok uzakta olan 5 kapılı hafif arazi aracı, çift renkli görüntüsü ile kullanıcıya özel hale gelebiliyor ve böylece kullanıcı onu kendisine uyarlayabiliyor. Şu dünyaları birleştirme meselesi de, Renault aracın ilham verici görüntüsü ve sürüş pozisyonunu SUV’ lerden, alan hissi ve fonksiyonelliğini MPV’ lerden ve sürüş konforu ile zevkini kompakt bir sedandan aldığını söylüyor. Bu doğru mu, zamanla ortaya çıkacak.Captur, önceden ortaya çıkan resimleri ile ilgi çekmeyi başarmıştı ve mart 2013′ te Cenevre Otomobil Fuarı’ nda resmen tanıtıldı. Sağlamlığı ve yüksek sınıf hissi yaşattığı söylenen Captur’ un oldukça büyük tekerlekleri biraz illüzyon ile aracı yerden çok daha yüksek ve büyük gösteriyor. Dışarıdaki öne eğik cam şekli ve ilginç eğimler iç mekanı kısıtlıyor gibi gelse de, öyle değil. İç mekana bakıldığında aşırı sadelik ve boş kalmış büyük alanlar görülüyor. Clio’ dakine benzer iç mekan özellikleri ile modern gözükmeye çalışan araç, Clio’ dan daha büyük olması nedeniyle bu detayları onun için az geliyor ve içerideki görüntü yolcuyu doyurmuyor.

R-Link isimli dokunmatik multimedya sistemini de sunan Captur’ un basın bülteninde bu sistem bir “tablet” olarak adlandırılmış, ki biraz benziyor, ama bu yine de biraz abartılı bir ifade. Aracın standart özellikleri ise etkileyici: Anahtarsız giriş, yokuş asistanı, arka park sensörünün her modelinde geldiği Captur, 6 hoparlör ve Arkamys ses sistemi ile işitsel duyguları tatmin ediyor. Bluetooth bağlantısı opsiyonel olarak sunulan aracın motor bilgileri henüz açıklanmadı ancak aracın boyutlarına dair olan bilgi, onun etkileyici görüntüsünün aslında çok da yalan olmadığını kanıtlıyor. 4,12 metrelik uzunluğu ile Juke’ dan az daha uzun olan aracın bir de diğer araçlarla olan rekabeti konusu var: Daha geçtiğimiz hafta resimleri ortaya çıkan Peugeot 2008 ile aynı sınıfta yer alan Captur, Fransızlar arasındaki çekişmenin büyük olacağının işaretini veriyor. Bir de bu sene yollara çıkan Opel Mokka da önemli rakiplerden, bunlar dışında Juke’ un varlığı ise bütün planları tehdit ediyor. Aracın 96 g/km’ ye varan CO2 salınımları sınıf birinciliğini ona çevrecilik konusunda kazandırıyor. Fiyatlar? Captur’un başlangıç fiyatı 55-60.000 TL aralığında. Benzinli Turbo 90 beygir Start-Stop manuel şanzımanlı model Captur’ un giriş modelini oluşturuyor. 1.2 Turbo EDC Şanzıman 120 beygirlik model, dizel 1.5 dCi 90 beygir Start-Stop manuel veya otomatik şanzımanlı modeller de Captur’ un diğer seçenekleri. Her seçenek, Touch ve Icon donanımında alınabiliyor. Captur’ un fiyat listesi için tıklayınız.

Aracın teknik özellikleri bir yana itilip ve görüntüsüne bakıldığında ise büyük Renault logosu ve farlara uzana siyah kollar ön kısımda etkiliyor. Arkaya uzayan dört köşeli farların üst uçlarından arkadaki arkaya, öndeki öne uzuyor ve alt kenar da bu köşeleri birleştiriyor. Farların içindeki modern aydınlatma detayları dikkat çekiyor, ve farlara birleşen siyah kol da tüm yan kenarı kaplamıyor, rastgele bir noktadan birleşiyor. Aşağı inen kollar ortada büyük logonun çevresinde birleşiyor. Logonun çevresini saran siyah görüntü aşağıda ızgaraya dönüşüyor. Kolların alt kenarı parlak şerit ile daha belirgin hale getiriliyor ve logo çevresindeki siyah bölüm de alt yarımda daha kalın. Alt kısımda ise sis farlarının bulunduğu bölümler parlak çerçevelerle belirgin hale getirilmiş. Bu bölümler far şeklinin simetriği olarak akılda kalıyor ve içlerinde dış kenara yakın alanda LED aydınlatma, iç kenara yakın alanda ise yuvarlak sis farı görünüyor. Bu iki yandaki parlak çerçeveli alanların arasında siyah ızgara bulunuyor, ve üst kenarı düz. Alt kısımda ızgara şekli ayırt edilmiyor çünkü aracın her yanını kaplayan siyah plastikler burada ızgara ile birleşiyor ve göze yansıyan sadece aşağının siyahlığı. Plaka da ızgaranın altında. Sportif ön tasarım, belirgin ve büyük detayları ile bir imzayı oluşturuyor ve akılda kalıyor. Clio’ da kolların içi siyah dolgu ile kaplıyken Captur’ da kolların daha geniş olması buralarda da ızgara kullanılmasını mümkün kılmış. Kaput üzerinde ise ön camın yanındaki kirişlerden gelen soluk çizgiler hafifçe devam edip sönüyor, ve ön camın başlarından da benzer bir hareket geliyor.

Yan kısma geçildiğinde ise önden gelen siyah kaplamanın tekerlekleri sararak aşağıda devam ettiği görülüyor. Yan cam şekli, sade v e köşeli hatlardan oluşuyor ve aracın sportif görüntüsü sayesinde uyuyor, yoksa bu cam şekli normal bir araçta çok anormal durabilirdi. Önden arka kapıya eğimle çıkan, arka kapının ardından eğimi değiştirip daha hızlı yukarı çıkan ve bir süre sonra tavana paralel şekilde öne dönen yan cam şekli, üç cam parçasını barındırıyor ve kapı sınırları ile cam sınırları arasında parlak siyah malzeme kullanılmış. Yan camın en son parçasının alt kenarı sonlanınca, tavan renginin sınırı olarak devam ediyor. Bu çizgi sonradan arka cam üzeri rüzgarlığın üst kenarı oluyor. Uyumlar ile dolu bu görüntüde her şey bir yapboz parçası gibi birbirini tamamlıyor. Kapı kolları sade şekilli ve ortalarından hafif bir çizgi geçiyor. Tekerlekler çevresindeki vurgular ise geniş çaplı ama hafif. Bahsedilen siyah plastik kaplama kapılar arasında iyice yükselip bir üçgen şekli yapıyor ve sonradan yine aşağı iniyor. Bu üçgensi yükseltinin tabanında parlak bir şerit bulunuyor ve bu da sona doğru yükselmeye çalışırken inmek durumunda kalıyor. Bu siyah yükselti ile kapı kollarından geçen hat arasındaki alanda bir içeri girinti bulunuyor ve yeni bir derinlikte bir alan oluşuyor. Güzel görünümlü jantlar beğeni toplarken, kapı kollarından geçen hat arka farlara birleşiyor. Ve her şey güzel giderken, arka tasarım biraz somurtturuyor. Çok detay sunmak istemeyen tasarımcılar olması gereken detayları çok fazla büyüterek sunmuş ve bu nedenle arkada görülenler çok büyük iki stop lambası, marka logosu ve plaka alanı oluyor. Öne uzayan bir uca sahip olan stop lambalarının içinde beyaz bir bölüm de bulunuyor ve şekilleri çok net değil, eğimli kenarlar ile daha akışkan bir görüntü yaratılmış. İki lamba arasında ise büyük marka logosu bulunuyor ve bunun da altında parlak çıta altında derindeki plaka bulunuyor. Bu çıta üzerinde model adı kabartılmış, ki bu detay gözlerin Dacia Duster’ a çevrilmesine neden oluyor. Aynı detayın kullanıldığı Duster’ daki kadar basit olmayan tasarım yine de kullanıcıyı mutlu ediyor. Bagaj kapağının altında yine siyah kaplama yükseliyor ve üzerinde kedigözleri ayırt ediliyor. Söylemek gerekli mi bilmiyoruz ama çift renkli tavan nedeniyle arka cam üzeri rüzgarlık tavan renginde. Tanıtım görsellerindeki beyaz- turuncu çiftinin çok yakıştığını söylemek yalan olmaz.

İç mekana geçildiğinde ise az detay ve fütüristik şekiller ile gözler her bölümü incelemek durumunda kalıyor. Öncelikle direksiyonun içinden görünen göstergeler bakıldığında iki uçtan yukarı kalkan yapı oldukça beğeni topluyor, ortada dijital hız göstergesinin bulunduğu gösterge panelinde bu dijital ekranın iki yanında yarım daireye yakın alana sahip olan hız ve devir göstergeleri yer alıyor. Bu yarım dairelerin hizasında üst kenardaki kalkıklık kanat benzeri şekil oluşturuyor. Gösterge paneli hizasında öne yaklaşan kaplama, ön cam altındaki düz alana inerken inceliyor ve bu katman kapı iç yüzlerine devam ediyor. Direksiyon üzerinde logo parlak siyah kaplama ile öne çıkarılmış, aynı şekilde alt yarımda da aynı kaplamalar var. Orta konsola bakıldığında ise parlak siyah kaplamalı tablet benzeri ana panelde en üstte navigasyon ekranı, yani R-Link sistemi, altta ise havalandırma kontrolleri görülüyor. Havalandırma kontrollerinin şekli ise tasarım oyunu. Bu parlak kaplamalı alanın çerçevesi olan gri renkli şeridin üst kenardaki kısmı ise uzayarak dörtlü düğmesine yer açıyor. Bu tablet benzeri panelin yanlarında kalan iki adet hava çıkışı ise değişik şekilleri ile dikkat çekiyor. Ana panelin ve havalandırma çıkışlarının bulunduğu zemin ise sonlanırken havalandırma çıkışlarına paralel eğimde hareket yapıyor. İki uçta yuvarlak havalandırma çıkışları bulunuyor ve kapı iç yüzleri az detay barındırıyor, kapı kollarının şekli ise Renault modellerinden alışıldık. Koltuklar da dışarısı gibi çift renkli. Aracın iç mekanı geniş ve arka sıra da yeterli alanı sunuyor gibi. Henüz gerçek detayları ortaya çıkmasa da Captur sürprizlerle dolu yeni bir araç.  3 dünya birleşiyor mu? Eh, denebilir. Başarılı, kullanışlı, ferah ve şık bir araç. Ancak yollarda seçilmek isteyenler için. Ülkemiz yollarında sayısı artıyor, başlangıç fiyatı ise belirttiğimiz gibi 56.600 TL.