Volvo S60. Dizel olarak 3 ve benzinli olarak 3 versiyonla satışta. Direksiyon sertliği ayarlanabiliyor. Rakiplerinden yüksek performans sunan versiyonları bulunuyor ancak şanzıman beklenen sportif sürüşü sağlayamıyor. Güvenlik donanımları yararlı. İmaj konusunda sorun yok. Bagaj ise bekleneni sunamıyor, ancak rakipleri Audi A4, Mercedes C ve BMW 3 arasında zor durumda kalmıyor.
Yollarda çok sık gördüğümüz modeller var. Bu sürekli oluyor, nesiller değiştikçe ve her markanın o sınıftaki aracının birbirine rakip haline gelmesi ile yeniden belirleniyor bu çok rastladığımız modeller ve bu olay bir döngü olarak devam ediyor. Ancak bir de her zaman göz önünde olmayan gizli kahramanlar var. Yollarda yine de bolca bulunan, ancak çeşitli nedenlerden göz önüne gelemeyen ve ayırt edilemeyen, “gözlerimizin alıştığı otomobil şekli”’ nde olan modeller satış rakamlarıyla markalarını memnun etse de tanınırlık konusunda başarılı olamıyor. Bu durumu önemseyen var, önemsemeyen var ancak bu iki konuda da başarılı olmak önemli bir detay.Genelde tasarımlarının sessizliği nedeniyle öne çıkamıyor bu araçlar. Basit şekillerin kullanıldığı bu otomobiller sadelikleriyle bir kitleyi memnun etse de, yollarda öne çıkma konusunda sorun çıkarıyor. Bu modellerden biri de Volvo’ ya aitti. Volvo’ nun orta sınıftaki çok satan sedanı S60, önceki nesliyle yollarda bir dönem çok rastlanır olmuştu, satışlar azalınca, araç eskiyince bile bu devam etti. Belli ki Volvo zamanında S60’ ı çok başarılı tasarlamış. Bir iki yıl önce S60’ a baksaydınız ise bunu düşünemezdiniz. Ancak ilk çıktığında herkese çok cazip gelmiş olmalı. Tabii bunda Volvo’ nun güvenlik konusundaki ününün de katkısı var. Ama sonuçta son yıllarda gözlere hitap etmekten çıkıp, şimdi çoğu kişinin Murat’ lara, Şahin’ lere yaptığı gibi burun kıvrılmaya uğramaya yakın bir noktaya gelmişti. Ücret belki cazipti, bu nedenle yenileri satılıyordu. Eskileri ise dediğimiz gibi ilk çıktığındaki kendine çekmeden dolayı. Ve Volvo, doğru bir zamanda S60’ ı yenileme kararı aldı. 2000 yılından beri yollarda olan ilk nesil, geçirdiği bazı yenilenmelerle zamana uyum sağlamaya çalışmıştı, bu da kimi zamanlar yaşanan satış patlamasının nedeni olsa gerek, ancak artık bunlarla yaşamak mümkün değildi. Birçok markanın ya makyajladığı ya da baştan aşağı yenilediği orta sınıf sedanlar arasına, Volvo kendi üyesini önceden gönderdi. 2010 ve 2011 döneminde diğer tüm markaların yeni modellerini tanıtmasıyla da savaş başladı. Volvo belki de yine önceden aracını yaratarak bir hata yaptı, ancak henüz sanılmıyor. S60 eski nesli kadar olmasa da yollarda rastlanılan bir araç ve orta sınıf sedanlar arasında oldukça başarılı bir konumda. Gerek tasarım, gerek konfor ve gerek performans bakımından, markanın da istediği gibi “Çılgın Volvo” olarak tanındı denebilir. Markanın XC60 modeli ile tanıttığı yeni tasarım anlayışının devamı olan yeni sedan, ondan sonra gelen SW versiyonu ile bir aile içerisinde şu an. Araç, ona bakanlara çok vahşi bir karşılık veriyor ve daha çok kişinin bakmasını sağlıyor. Öndeki kocaman marka logosu, onu yıllarca saran kareden kurtulunca araçların çok daha şık göründüğü ortaya çıkıyor. İki adet far ve son derece basit olmasına rağmen beğenilen yan tasarım, konsept modeldekine benzeyen arka farlar hep hoşa giden detaylar. Ayrıca aracın önceden yayınlanan iki adet fotoğrafındaki turuncu rengin de araca çok yakıştığı önemli bir nokta. Zaten yollarda görülen yeni S60’ lar ya turuncu ya da beyaz renkte oluyor. İç mekanda Volvo’ nun son yıllarda kullandığı detaylar görülüyor, arkası boş ince uzun orta konsol tanıdık detaylardan. Direksiyon ve çevresinin çok şık olduğu da akıllarda kalıyor. Araç birçok enteresan güvenlik donanımıyla yollarda yayalara en çok saygı gösteren ve kaza ihtimali düşük olan araçlardan biri. Darbelerin düzgün emilmesi ve kötü yollarda sorun yaratmadan yol alması sürücülerden gelen geribildirimlerden bazıları. Yandan ve uzaktan bakıldığında coupe’ ye benzer görünümü nedeniyle, arka kapılar biraz sorunlu, iniş binişler dikkat gerektiriyor. Izgaraya bakıldığında görülüyor, sol tarafta bulunan siyah dikdörtgen sinir bozabiliyor. Ancak bunun kullanımını duyduğunuzda ona saygı duyuyorsunuz. Bu Volvo’ nun yeni yaya güvenliği sisteminin bir parçası, ve yayaların görülmesinde ön camda bulunan diğer kamera ile ortak çalışıyorlar. 35 km/s hızdan düşük giderken, 80 cm’ den küçük çocukları bile algılayan bu kamera sistemi aracın aniden durmasına hazır hale gelmesini sağlıyor, ve sürücüye görüntü ve ses ile uyarı yapıyor ve sürücü halen tepki vermiyorsa araca otomatik olarak fren yaptırıyor, ancak halen yetkilerin çoğu sürücüde, yani direksiyonu ve pedalları kullanabilirsiniz. Ancak Volvo’ nun bunu düşünmesi güzel. Tabii ek ücret gerekiyor. Fakat City Safety sistemi tüm modellerde standart.
Aracın tasarımına bakıldığında, ön tasarım akıllarda oldukça yer yapıyor. Yeni ızgara şekli ve iki adet far, XC60’ dan tanıdık detaylar, ancak bu detayları bir sedan üzerinde görmek daha güzel denebilir. Ortada bulunan beşgen (Aslında altıgen, ancak alt kenarlardaki eğim değişimi sayılmazsa beşgen oluyor.) ızgaranın üzerinde kocaman parlak Volvo logosu, üst kenarın sağ tarafa yakın kısmından gelip alt kenarın sola yakın kısmında biten bir parlak şerit üzerinde bulunuyor. Sol tarafta bahsettiğimiz radar sistemi bulunuyor ve ızgaranın petekleri dikdörtgenler şeklinde. Yani bu çıkıntı dikdörtgenler arasında kaybolmuş gibi görünebiliyor. Izgaranın tüm kenarları parlak çerçeveye sahip. Izgaranın alt kenarı üç parçadan oluşuyor ve iki uçtaki parçalar yukarı eğimli. Yan kenarlar ise dışa açılmakta ve bu kenarlara ikinci küçük farların yan kenarları paralel. Bu farlar dik baklava dilimleri şeklinde ve az da olsa bir aydınlatma yapıyorlar. Asıl farlar ise arkaya doğru kocaman olan ve alt kenarlarının eğimi hiç değişmeyen ama üst kenarıyla eğimle yukarı çıkan şekle sahip. İçeride yuvarlak mercekler bulunuyor ve üst kenarı LED’ ler takip ediyor. Büyük farın içe bakan köşesinden başlayıp, < işareti çizerek iki yandaki küçük ızgaralar hizasında duran vurgular ilgin. Bir tek bu vurgu yok, küçük farın iç kenarından da benzer bir vurgu geliyor. Normalde sis farlarının durmasına alıştığımız bu bölgelerde tümü parlak şeritle çerçeveli hava çıkışlarının bulunması ilginç. Ancak şeklinin şık ve uyumlu oluşu ile hoşa giden bu kısımların ortasında bakıldığında ise plakanın altında bulunan ve yan kenarları küçük farlardan gelen < şekilli vurgulara paralel olan büyük hava çıkışı görülüyor. Oldukça sportif ve şık ön tasarımda kaput üzerinde bulunan 4 çizgi dışında başka dikkat çeken detay yok. Bu vurgular bir yere ulaşmıyor, sadece sağ ve solda ikili gruplar halinde oraların boş kalmaması için bulunuyorlar.
Yan tasarım ise cam şekli ile dikkat çekiyor. Önden yukarı çıkan bir alt kenara, önden arkaya daire çizerek gelen ve gerilme hareketi yaparak alt kenarın ucuyla birleşen üst kenara sahip olan cam şeklinin ayna altı kısım dışında her yerinde nikelaj bulunuyor. Yan aynalar düzgün şekildeler ve yan sinyal lambaları üzerlerinde bulunuyor. Çizgi şekilli yan sinyal lambaları lüksün bir belirtisi denebilir. Kapı kolları sanki alçakta. Onların üzerinden bir çizgi geçiyor. Bu çizgi ön tekerlek hizasında yukarı kalkıyor ve sonra bitiyor. Arkaya gidişte ise arka farla birleşen bu çizgiden sonra bir de kapı altlarında ufak bir çizgi görülüyor. Kapı altlarında ise parlak kalın şeridin oluşunun nedeni merak ediliyor. Tekerlekler oldukça şık görünüyor. Çevrelerinde yuvarlak çizgiler olan tekerler öne çıkıyor. Arka tasarımda ise arka farlar değişik şekilleri ile beğeni topluyor. Bagaj kapağının tam sınırlarında olan “r” şekilli farlar içlerinde beyaz bir kısım barındırıyor. İki farın içe bakan uzantıları arasındaki bağı ise plakanın bulunduğu girintinin sınırları sağlıyor. Bunun üstünde farlar arasında ise ayrık yazılmış Volvo bulunuyor. Bagaj kapağından daha çıkık olan alt kısım ise arka farların arkaya bakan yüzünün genişliğini sürdürüyor. Daha altta bulunan siyah girintide ise iki tarafta egsoz çıkışları var ve bunlar oldukça sportif bir görünüme sahip. Eğimli arka cam coupe hissini arttırıyor.
İç mekanda ise ahşabın ve alüminyumun güzel kullanımı dikkat çekiyor. Göstergeler içlerindeki mavi ekranlarla dikkat çekiyor. Şık direksiyon üzerinde kontroller taşıyor. Göstergelerin siperliği ise daha çok aşağıya inmeden düzleşerek diğer uca gidiyor ve bilgi ekranına yer açıyor. Bunun alınması kolaylık sağlıyor. Orta konsol ise büyük havalandırma çıkışından sonra ahşaba dönüşüyor ve ortasında merkezi bir kontrol paneli bulunduruyor, bunun çevresinde 4 tane havalandırma kontrolleri bulunuyor. Kapıların iç yüzlerindeki beyaza yakın sarı kumaşların arasında ahşap ve alüminyum görmek sorun yaratmıyor. Her detayın güzel tasarlandığı aracın arka koltukları rahat, tek sorun iniş biniş. Son derece şık ve konforlu olan aracın başlangıç fiyatı ise 88.340 TL. Bu Premium bir orta sınıf için uygun bir fiyat ve Türk Lirası olduğunu unutmamak gerek.