Opel Ampera

2011 gerçekten elektrikli araç dolu bir yıl oldu. Önümüzdeki aylarda satışa çıkması beklenen diğer çevreci araçlar dışında şu ana kadar tanıtılan elektrikli ve hibrid araçlar otomobil kullanırken de çevreci olunabileceğinin en iyi kanıtları. 1997’ den beri seri üretimde olan Toyota Prius, geçmişten beri çevreciliği otomobil kullanıcılarına aşılamaya çalışsa da, bunun önemi son yıllarda daha çok anlaşılıyor. Ortaya çıkan küçük büyük bir çok çevreye yardım eden araç çevrecilik adına bir şeyler yapılması gerektiğini söylerken, geçen yılın sonuna doğru yılın otomobili olan Nissan Leaf, geleceğin bu tür araçlarda olduğunu kanıtladı. Ve artık inanmayan var mı? Gelecek çevreci olmakta. Düşük emisyonları ile yollarda otomobiller ile bırakılan etkide azalma sağlayan çevreci otomobillere ülkemizden de bir tane katılıyor. Kompakt sedan Fluence, elektrikli versiyonu ile Fluence Z.E. adı ile yollara çıkmak için gün sayıyor. Peugeot şehir içi kullanım için iOn modelini, Citroen C-Zero modelini satışa sunuyor. Ancak bizde bir elektrikli aracı kabul etmek için hala istek var mı? Bu soruyu bazılarımız “evet” olarak cevaplasa da dürüst olalım, çoğumuz bunların gereksiz olduğunu düşünüyoruz. Değil. Yollarda giderken çevrenizdeki doğaya bir bakın. Özellikle şehir içindeki bitkiler, yeşil alanlar yola yakınsa kısa sürede yıpranıyor, sararıyor. Alışılmış çevrecilik hakkındaki kompozisyonlar gibi olmasın, ama fabrikaların yarattığı zararlı gazlar ve atıklar yetmiyormuş gibi otomobillerimizle her gün kısa mesafelere gitmeye çalışıyoruz ve biz de bu gaz salınımına katkıda bulunuyoruz. Sonuç şimdi her yerden anlaşılmasa da 20 yıl sonranın görünümünü tahmin etmek için referans oluşturuyoruz bunu yaparak. Bu durumun farkına varmak için zaman daralıyor. Elektrikli araçlar hoşunuza gitmeyebilir. Görünümlerinden, fiyatlarından… Ancak bu yazımızda elektrikli araçlar konusunda bütün çekincelerinizi yok edecek bir araç tanıtıyoruz. 2007’ den Chevrolet’ nin bir konseptiydi, 2008’ de bir 5 kapılı Chevrolet hatchback’ i oldu, ve 2009’ da da karşımıza bir Opel olarak çıktı bu araç. Bu Opel Ampera. Onu 2 yıldır çoğumuz biliyoruz. 2009’ daki tanıtımının ardından şekil değiştirmeden 2011’ de satışa sunuldu. O aslında yeniden logolandırılmış ve iki üç ufak değişiklikle Ampera haline getirilmiş bir Chevrolet Volt. General Motors’ un model paylaşımı sonunda işe yarar bir model ortaya çıkardı. Büyük ihtimalle son 20 yılın en önemli otomobili doğmuş oldu. Her ne kadar bazı kuruluşlar, kişiler elektrikli araçlar yeni değil, elektrikli araçlar bilmem kaç yıl içinde değerini kaybedecek dese de, giderek kalabalıklaşan elektrikli araçlar ailesi bu karşıt görüşleri yıkmaya hazır. Opel Ampera’ nın bunda büyük payı olacak. Son derece agresif, kaslı ve modern. Üst düzey konfor sunuyor. Sıfır emisyonla 60 km gidebiliyor ve benzinli motoru ile menzili genişletiyor. Harika, değil mi?

Ampera önden bakıldığında bile agresifliğini belli ediyor. İlk olarak kaputtan sonrası oldukça düz olan burunda dikkati ızgara çekiyor. Bu çok büyük bir ızgara değil, Yan kenarları yanlara açılan bir beşgen ızgara. İçinde parlak bir parça bulunmakta. Ortasında Opel logosu yer alan bu parçanın alt kenarı boyunca ise bir hava boşluğu daha yer alıyor. Güneş çarpınca oluşan görüntüye benzeyen bu boşluklar, sonra ızgaranın şekline uyarak yanlara doğru kalkarak küçülüyor. Parlak parçanın yanında ve altında biraz daha hava boşluğu var ve buradan ızgara duvarları görünmekte. Kaputun üstünde ızgaranın ortasına kadar gelen vurgu dikkat çekiyor. Bu vurgu ızgaranın aşağısına da devam ediyor, ve orada büyük hava çıkışıyla buluşuyor. Farlar ise ızgaranın keskin kenarları ve hatları ile uyumlu. Yana incelerek uzayan farların altına bakıldığında ise Opel’ in gelecek modellerinde karşılaşacağımız bir detayı buluyoruz. Farın ucu aşağıya alt kenarın bir kısmı dışında tek olarak devam ediyor. Daha sonra far bitince farın yan kenarının ters eğimiyle akaya uzayan bir plastik parçayla karşılaşıyoruz. “<” işareti oluşturan bu detayın alt ucunda sis farları yer alıyor. Arkaya doğru hafif eğimli uzayışları ile de dikkat çeken farların içindeki detaylar çok dikkat çekemese de bir LED olduğu anlaşılıyor. İlk olarak Ampera’ da gördüğümüz bu “<” şekline şimdi daha sıcak bakıyoruz. İki far da araca agresif bir görünüm veriyor. Arkayı işaret eden farları takip ettiğimiz yüksek arka kısmı gördüğümüzde, aracın gerçekten ne kadar sinirli göründüğünün bir kere daha farkına varıyoruz. Izgaranın altında bulunan büyük hava çıkışı plastik çerçeveli ve çerçevenin üst kenarı daha kalın, burada plaka bulunuyor. Plakanın altında ise hava çıkışlı bulunuyor ve burada düz bir plastik çizgi var. Kaput üstünde bulunan bir vurgu da, ızgaranın ortasına giden vurguyu sarmakta. Bir köşeli paranteze benzeyen bu vurgunun önüne bakınca bir kere daha kaputtan sonra burnun eğiminin biraz daha değiştiğini görüyoruz.

Aracın yan tasarımına baktığımızda ise ilginç bir yan cam görüyoruz. Dikkatle bakıldığında, camların altında siyah kaplı bir gövde bölümü olduğu anlaşılıyor. Zaten camlardan farklı eğimleri ile de kendilerini belli eden bu kısımlar, yan camlar bitince burna doğru biraz daha uzuyorlar. Ayrıca uzamış kısımlarının çevresi ve tüm alt kenarı boyunca nikelaj barındıran parçalar, dikkat çekiyor. Burna doğru uzayan kısım ne için olabilir? Bu uzantı üstünde bulunan Ampera logosu ile dikkat çekiyor ve altlarında şarj kablosunun girdiği ucu barındırıyorlar. Yan camın arka kapıdaki bitişinde yukarı çıkan bu siyah kısımlar üst yan cam kenarı ile sonlanıyor. Yan cam ise önden yukarı eğimle çıkan, sonra yukarıya dikelerek farklı eğimle yukarı çıkan ve sonra kapıların şekline paralel öne dönen cam şekline sahip. Oldukça sportif jantları ile dikkat çeken aracın kapı kolları sade. Tekerlekler çevresinde yuvarlak vurgular bulunuyor ve kapılar arası boşlukta bunlar bağlanıyor. Aynalar sinyal lambasını taşıyor. Değişik yan cama alışmak zor gelebilir. Ancak bu farklı bir otomobil ve özgün olması gerek. Çoğumuz gövdeye bağlı olan siyah kısımlar konusunda alışmakta zorlanıyoruz tabi. Ancak bir süre sonra gözümüz alışıyor. Arka tasarıma baktığımızda ise Toyota Prius’ u andıran bagaj kapağı ile karşılaşıyoruz. Yana doğru uzayan iki renkli dikdörtgen farlar eğimsiz ve bir kısımları bagaj kapağının cam kısmında. Bagaj kapağının camı Opel logosunun bulunduğu şeride kadar devam etse de, farların yukarısında metal bir kol araya giriyor. Burada fren lambası bulunuyor. Hafif karartılmış arka farlar hoş. Opel logosu parlak bir şerit üstünde ve bu şerit farların belli bir kısmına kadar uzuyor. Arka cama giren kolun etkisi bagaj kapağına doğru da hissediliyor. Bir vurgu dik olarak bu koldan devam ediyor. Alt kısımda ise gri bir girintide plaka bulunuyor. İki yanda ise dikdörtgen uçlu bir çıkıntı bulunuyor ve bunun biraz daha derininde kedigözleri bulunuyor.

Aracın iç mekanına baktığımızda ise Opel tarzını görmesek de etkileniyoruz. İlk dikkati, ön camdan gelen iki şerit çekiyor. Daha ilerledikçe kalınlaşan ve kapı iç yüzlerinde bir yüzey edinen bu renkli kısımlar özel bir tasarım. Ön camın başlangıcında bile bir çizgi olarak görünen bu parçalar yüzey farkı yaratıyor ve kendilerinden yanlara kadar olan kısımlarda daha yüksek bir bölge yaratıyorlar. Kapı iç yüzlerindeki kısımları sade olan aracın kapı kolları şık. Gösterge tablosu yerine bir ekran olması sürücüyü iyice havaya sokuyor. Direksiyon parlak bir şerit içeriyor ve orta konsol değişik görünümü ile dikkat çekiyor. Günümüz modellerinde karmaşık bir konsol sunan Opel, bu sefer Chevrolet yüzünden küçük küçük düğmeler sunuyor. En üstte bulunan navigasyon ekranının altına baktığımızda küçük yazılar, altlarında küçük düğmeler ve arada yuvarlaklar dikkat çekiyor. Bunlar da çok kullanışlı olmayabilir. Yanlarda hava çıkışları bulunuyor. Şık vites kolu, deriler, ve kaliteli malzemesi ile Ampera’ nın iç mekanı tam not alıyor. Arka kısım ise 3 kişiye yetmeyebilir. Şehir içi kullanımlar için yeterli alan sunan bagaj yine de oldukça büyük. Prius ile büyük rekabete girecek olan araç, yüksek arka kısmı ile agresif bir elektrikli alternatifi. Aynı zamanda en normali. Chevrolet Volt için ise aynısı söylenemez. Daha çirkin görünümü ile listenin sonlarında. Ancak Ampera elektriklilere başlamak için en iyi seçim. Almanya 42.900 Euro’ dan satılan araç Türkiye’ ye gelir mi bilinmez, ancak gelince umarız sadece seçkin kişilerin garajında bulunan ve kullanılmayan bir araç olmaz.

5 yorum var.

Yorumunuzu Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s