Opel Astra GTC

Her aracın her kitleye yönelik bir türevi olması, son yıllarda gittikçe önem kazanıyor. Bu durumun farkında olan markalar da genellikle bir aracı tanıtmalarının ardından hemen diğer türevlerini tanıtıyor. Tabi bunu farklı modeller aracılığıyla yapanlar da yok değil, ancak bir aile bütünlüğü yaratmak önemli. Müşterinin aklına bir modeli türevleri ile beraber kazırsanız, ileride diğer türevler de denenmek için fırsat yakalayacaktır. Türevlerin önemi büyük, ancak hangi cins bir türev yapılacağını ve nasıl yapılacağını da bilmek gerek. Aileler için Station Wagon’ lar, gençler için sportif modeller, bayanlar için uygun donanımlarla dolu araçlar yaratmak daha çok satış yapabilmenin anahtarı. Bunu son zamanlarda uygulayan markalardan biri de kompakt sınıfta kendine kalıcı bir yer edinmek isteyen Opel. 1991 yılında tanıttığı Astra modeli ile kompakt sınıfın ekonomik ve herkese uygun modeline sahip olan marka, 2009 yılında ise aracının tarzını biraz değiştirdi. Yenilediği marka imajı ile daha kaliteli araçlar üretmeye başlayan marka, her zaman ekonomik olmasa da beğenilen ve konforlu araçlar üretmeye başladı. Ve 2011 yılında tanıtılan Opel Astra GTC’ nin gelişmesinde bütün bu olaylar etkili oldu. Sınıfının en yeni 3 kapılı modeli olan Opel Astra GTC, 5 kapılı modelden görünüm olarak farklı oluşuyla aile ihtiyaç duyulan farklılığı yaratılıyor. Kaliteli, konforlu ve şık araçlar yaratmaya odaklanan Opel’ in çok da uçuk bir tasarım yapmadan yeni Astra GTC’ yi geçtiğimiz sene Paris’ de tanıttığı konseptine benzetmesi iyi olmuş. Zafira’ daki farklı hatlar kendine özgü bir görünüm yaratsa da ne yazık ki herkes tarafından beğenilemeyeceği için satışları beklenenden az olacak. Bu olasılığı düşünmemeye çalışarak yaratılan gerçekçi Astra daha küçük ızgarası, uzun farları ve 5 kapılı modele benzer yan tasarımı ile çok çekici. Aslında geçen seneki konseptten neredeyse hiçbir fark barındırmayan GTC, önceden satışa sunulsaydı bir şey değişmeyebilirdi.

Aracın ön tasarımına baktığımızda ilk dikkati ortada bulunan ızgara çekiyor. İki fara iki kolla uzanan ve ortasında Opel logosunu bulunduran ızgaranın üst kısmı kalın ve parlak, alt kısmı ise boşluk. Bu boşluğun altında ise tekrar metal bir şerit geçiyor ve ızgara sonlanıyor. Izgaranın altında kalan boşluk ise yine bir hava çıkışı oluşturuyor. Kalın metal kısmın altındaki boşluk ise güneşin oluşturduğu gölgelere benzemekte. Kaputun ortasından geçen ve diğer Opel modellerinden alışık olduğumuz şerit ise ızgaranın ortasına kadar gelmekte. Yana uzayan farlar ise içlerinde mercekleri ve onların üstünde bulunan ve uç köşeyi çevreleyen LED’ leri barındırıyor. İçlerindeki karartılmış ve parlak detaylarla oldukça güzel görünen farların üst kenarından gelen bir vurgu aşağıdaki ızgaraya doğru iniyor. Farların altında bulunan yıkama kapakçıkları ise kendilerini belli ediyor, ancak sorun değil. Altta bulunan dev ızgara ise şık peteklere ev sahipliği yapmakta. Üstünde plastik siyah bir şerit barındıran ızgaranın altında bir beşgen oluşturan dev parça bulunuyor. Birbirlerinin üstüne ve önüne geçen küçük dikdörtgen peteklerden oluşan ızgaranın üstündeki parçanın üzerinde plaka ortalanmış halde duruyor. Farların hizasında ise sis farları siyah yuvalarında bulunmakta.Yan kısma ters eğimle uzayan kenara sahip olan sis farı yuvalarının üst kenarı vurgu olarak büyük ızgaraya uzamakta. Kaputun üstünde çok dikkat çekmeyen farların üst kenarlarına paralel vurgular bulunuyor.

Oldukça güzel ön tasarımdan sonra yan tasarıma geçilince 5 kapılı modeli hatırlatan bir yan cam şekli ile karşılaşıyoruz.Önden yukarı eğimle çıkarken en sonra yukarı doğru eğim değiştiren ve önden tavana paralel gelen kenarla birleşen alt kenar güzel bir cam şeklini oluşturuyor. Üst kenarı nikelajlı olan yan cam ilginç duruyor. Yan ayna gövde renginde, ancak yan sinyal lambasını taşımıyor. Opel’  in kullanmayı çok sevdiği hoş şekilli yan sinyal lambası bir nesilde daha karşımıza çıkıyor. Tekerlekler çevresinde yuvarlak vurgular bulunuyor ve arka farın üst kenarından da bir vurgu düz olarak kapı koluna doğru geliyor. Kapının altında ise yan camın arkaya giden eğiminin simetriği bir vurgu bulunuyor. Sportif görünümlü jantlar beğeni topluyor. Geniş ön kapı binişi kolaylaştıracaktır. Benzin kapağı ise oldukça arkada, arka farın yanında bulunuyor. Kapı sonunda kaygan siyah malzeme kullanılmış. Aracın arkasında ise konseptteki farları daha karartılmış halleri ile buluyoruz. Öne uzayan, arkada aşağı bir girinti yapan ve altında beyaz kısımlar barındıran arka farlar oldukça hoş. Bagaj kapağı üstünde arka camın hemen altında ise düz bir çizgi şeklinde bir vurgu bulunuyor. Sağdaki arka farın altında ise GTC özel logosu yer alıyor. Aracın alt kısmında ise siyah bir girinti bulunuyor ve parlak egsoz çıkışı bunun altında yer alıyor. Plaka ortada kendi yuvası içinde ve kedigözleri uçlarda yatay olarak bulunuyor. Son derece sportif dış tasarımın sarı renk ile çok uyumlu olduğunu belirtmeden geçemiyoruz.

İç mekanda ise 5 kapılı modelden çok fark bulunmuyor. Kırmızı aydınlatmalı sıkıştırılmış harflerle yazılı göstergeler ve şık direksiyon oldukça güzel. Orta konsolda ise değişim yok. En üstte navigasyon, altta ise karmaşık kontroller yer alıyor. Aslında alıştıktan sonra kullanımı kolaylaşan orta konsolu dert etmenize gerek yok. Orta konsolu saran parlak kenarın daha da dışında bulunan sportif kaplama fark yaratıyor. Şık koltuk yüzeyleri ve büyük arka sırası ile de beğeni toplayan araç hakkında kusur bulmak zor. Almanya’ da 19.900 Euro’ dan başlayan fiyatlarla satılan aracın ülkemize geldiğinde 42.000 TL civarında bir fiyata sahip olması bekleniyor. Oldukça sportif ve gençlere uygun görünen yepyeni 3 kapılı türev, Opel’ in kompakt sınıf hakkındaki hayallerine bir adım daha yaklaşmasını sağlayacak. Gençler tarafından beğeni toplayacak olan tasarım ve sportif sürüş özellikleri, Astra’ nın daha önce hiç görmediği bir 3 kapılı versiyon oluşmasını sağlıyor. Önceki neslinde Corsa’ nın 3 kapılısına fazlasıyla benzeyen türev, bu neslinde Corsa’ dan çok daha güzel.