Audi A1

Yaşamda hepimiz bazı yanılgılara kapılırız. En güçlüsü en iyisidir, en büyüğü en güzelidir, en sempatiği iyi kalplidir, en çirkini vahşidir… Daha bunlar gibi birçok şey bulabiliriz. Bunlar hepimizi yanıltan ve yanlış şeyler yapmamızı sağlayan şeylerdir. Ve bugün, bu yanılgılardan birçoğunu düzelten ve değiştiren bir aracı anlatacağız size. Bu araç, üst düzey bir markanın üstünlüğünü her yerde koruyabileceğini kanıtlıyor. Bu araç, en küçüğün, en büyük kadar kaliteli olabileceğini, en lüksün her zaman büyük ve güçlülere ait olmadığını gösteriyor. Bu araç, köklerinde çok da başarılı olamayan modellerin izlerini barındırsa da, onların deneyimleri ile yola çıkarak çok başarılı olan bir araç. Bu araç sınıfındaki karmaşaya son vermeye geldi. 2010 yılının en öne çıkan araçlarından biri o. Belçika’ dan dünyanın bir çok ülkesine satılan bir araç. Bu Audi A1. Audi’ nin daha önce hiç yanaşmadığı bir sınıfta bulunuyor. Mini Cooper, Citroen DS3, Alfa Romeo Mito gibi seçkin üyelerin öne çıktığı küçük sınıfın üstlerinde yer alıyor. Audi 50 ve A2’ nin başarısızlığını unutturmaya çalışıyor. Zaten eskilerde kalan küçük Audi 50’ nin üstüne, 1999’ da satışa sunulan pahalı A2’ nin başaramadığı şeyi, küçük sınıf liderliğini hedefliyor. Ve bunu yapmak için de elinde çok güçlü silahları var. Zaten imajı gayet düzgün olan Audi’ nin, sedanlarındaki konforu sunması, ya da harika tasarımı dışında birçok kişiselleştirme seçeneği ile gençler, bayanlar, hatta bayların bile dikkatini çeken A1, geleceğini önceden de bildirmişti zaten. 2007’ de “metroproject quattro” ismi ile şimdiki haline çok benzeyen bir konseptini sunan araç, 2008’ de A1 Sportback ismi altında beş kapılı versiyonunun bile nasıl görüneceğine dair ipuçlarını vermişti. Bu çok özel ve güzel araç, yıllar sonunda ortaya çıktı. Ülkemizde bu yıl içinde yollarda görmeye başladığımız araç için henüz çok yayıldığını söyleyemeyiz, ancak görülen küçük sınıflar arasında en prestijlisi olduğu gerçek. Bir çok kuruluş tarafından ödüller verilen A1, bunu sadece şık görünümüne borçlu değil. İç mekanı, performansı ve tasarımı onu bir bütün haline getiriyor ve bu muhteşem birleşim, A1’ i bu kadar harika yapıyor. Ön tasarımındaki agresif görünüm, arkaya doğru yok oluyor ve kendini retro araçları çağrıştıran hatlara bırakıyor. Ön tasarımda ilk dikkati çeken detay farlar oluyor. Üst kenarları dümdüz olan farların alt kısmında düz çizgiden sonra bir çıkıntı bulunuyor. Bu çıkıntı, daha sonra üst kenara doğru yuvarlak bir hatla gidiyor. Farlar, içlerindeki gözü çağrıştıran detaylarla oldukça ilginç görünmüyormuş gibi, marka artık meşhur hale gelen soru işareti şeklindeki LED’ lerini de farlar çevresine dolamış. Arkaya doğru büyüyen üst kenarı eğimli farlar, ızgara ile çatık kaşlı bir insanın yüzünü oluşturuyor. Bu ızgara, Audi ‘ deki klasik ızgara tasarımını değiştiren ilk ızgaralardan. Artık bir çok Audi’ de bu ızgara bulunsa da, bu akımı başlatan araç yine de A1. Üst kenarı düz, ancak yan kenarı iki parçalı olan ızgara aslında bir altıgen. Düz kenardan sonra yana açılan yan kenarlar farların içe bakan kenarlarıyla paralel oldukları için uyumlu görünüyor. Diğer kenar ise yine içeri doğru kapanıyor. Tüm kenarları parlak çerçeveli olan ızgara üst kısmındaki Audi logosu ve altındaki plakası ile oldukça güzel görünüyor. Oldukça güzel bir araç olmasına rağmen kızgın bakan araç, huysuz bir çocuğa boyutu ve bu özelliği ile oldukça benziyor. Farların altında ise sis farları, siyah zeminlerinde bulunuyor. Izgaranın ikinci yan kenarı ile paralel iç kenara sahip bu  sis farları, çevrelerindeki parlak zemin ve altlarındaki siyah zemin ile çok dikkat çekmiyor. Izgaranın altında ise yanlara açılan kolları ile yine bir hava boşluğu dikkat çekiyor. Dört adet direk ile beş parçaya bölünen bu sportif detay çok dikkat çekmese de güzel. Aracın kısa kaputunda iki adet vurgu çeşidi var. Ön camdan farların sonuna doğru giden ama tam yetişemeyen birinci vurgunun biraz daha yanında, ön cam kirişinden gelen vurgu bulunuyor. Bu hoş ön tasarımdan sonra yana geçerken, dikkatimizi yan camın üst kenarındaki ön cam arasında kalan boşlukta olan renkli kaplamalar çekiyor. Zaten birçok güzel gövde rengine sahip olan A1, bu kaplamalar ile de güzel bir görünüm sunuyor. Bahsettiğimiz retro görünümü veren detay da bu zaten. Arka camın alt kenarına kadar giden kaplamaların altına baktığımızda sade kalan yan camları görüyoruz. Arka cama kadar kaplama ile düz giden camın alt kenarı, daha sonra önden kaplamanın alt kenarının sınırında giden üst kenarla birleşiyor. İnce çıtalı sürücü yan camı araca sportiflik katıyor. Yan aynalara entegre yan sinyal lambaları ile lüksüne dair ipucu veren aracın yan kısmında vurgular bol. Ön farın yana uzayan kenarından gelen düz hat, arka farın üst kenarıyla buluşarak uyumlu bir görünüm yaratıyor. Kapı altlarında da arka tekerleğe doğru yükselen hatlarıyla sportifliğe katkıda bulunan araç, yanda da ön ile aynı seviyede bir tat veriyor. Tekerlek çevrelerinde yuvarlak vurgular olan araç, sade kapı kollarına sahip. Sportif jant seçenekleri yan tasarımı tamamlıyor. Arkaya geçildiğinde ise yine sinirli bir detay buluyoruz. Aşağıya bakan köşeli arka farlar bu hissi veriyor ve A1’ in büyüme isteğini bir kere daha belli ediyor. Üst kenarları aşağıya inen farlar arasındaki boşlukta yükseklik farkı olduğu için burada bir basamak yapılmış. Bagaj açma düğmesine yer sağlayan bu basamağın altında plaka bulunuyor. Sol farın altında ise araç gururla A1 yazısını taşıyor.Alt kısmı da oldukça sportif olan araç, sportif egsoz çıkışları ve çevresi parlak çerçeveli siyah zemini ile gayet hoş görünüyor. İç mekana geçtiğimizde, A1’ in büyük Audilerden pek de bir farkı olmadığını görüyoruz. Şık kontrol ve malzemeler ile A1, ağabeylerini aratmıyor. Aracın iç mekanının bir güzel yanı da belirlenen renkte döşenebilmesi. Bunu derken koltukları kastetmiyoruz.  Havalandırma çıkışlarının çevreleri, ve bazı parçalar seçilen renge boyanınca aracı kendinize göre düzenleyip, daha çok zevk alıyorsunuz. Sportif yazı tipi ile göstergeler ve önlerindeki direksiyon oldukça şık bir görünüm yaratıyor. Çevreleri seçebileceğiniz bir renge boyanan havalandırma çıkışlarının altında geniş ve kullanımı kolay müzik ve havalandırma sistemi kontrolleri bulunuyor. Şık vites topuzu ve katlanan navigasyon ekranı da hoş detaylar arasında. Arka sırası çok sorun yaratmasa da pek uygun olmayan araç, en önemli rakipleri karşısında yine de çok güçlü. Şık kapı iç yüzleri ve modern kapı kolları ile öne çıkan iç mekan şunu yanılgıyı yalanlıyor: En büyüğü, en lüksüdür. A1’ in ayrıca en güçlüsü en iyisidir gibi yanılgıları da yalanladığını söyleyebiliriz. Ancak sınıfının en iyisi olup olmadığına biz de kara veremiyoruz. Ancak buna yakın zamanda yapacağımız A1 ve DS3 karşılaştırmasında karar vereceğiz. Ülkemizde 22.223 Euro’ dan başlayan fiyatlarla satılan A1, sınıfının bayağı üstünde bir fiyata sahip, ama onun lüks ve büyüklerle yarışır bir Audi olduğunu unutmamak gerek.

Yorumunuzu Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s